Anadolu Gençlik Derneği Balıkesir Şubesi her Pazartesi yatsı namazı sonrasında Paşa Camii avlusunda yaptığı “Filistin'e Destek” eylemini dün gece de gerçekleştirdi.
Her hafta olduğu gibi Yatsı Namazı çıkışı Anadolu Gençlik Derneği üyeleri, Saadet Partisi Yönetim Kurulu Üyeleri, Hanım kolları üyeleri ve bir grup Vatandaşın katıldığı eylemde Siyonist İsrail’in Filistin’de ki Müslümanlara yaptığı katliam kınanarak İsrail lanetlendi.
Anadolu Gençlik Derneğinin basın açıklaması şu şekildeydi.
"Tüm insanlık 7 aydır dünya tarihinde yaşanılan en büyük vahşet ve soykırımlardan birine şahitlik ediyor. Örgütlü kötülük işgal devleti, 75 yıldır devam ettirdiği zulüm ve yıkımlarda bu defa Gazze halkının tamamını daha şiddetli ve acımasızca hedef almakta ve hem de bu katliamı uluslararası hukukun ve tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirmektedir.
Şunu çok iyi biliyoruz ki, batılı devletler bu vahşet karşısında elbette seyirci olmaktan öte hiçbir şey yapmayacaklardır. İkiyüzlü politikalarından asla taviz vermeyeceklerdir.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra insan haklarının, ahlakın, iyiliğin, eşitliğin, insanlığın beşiği olarak gösterilmeye çalışılan batının; çıkarları söz konusu olduğunda bu değerlere hiç ama hiç itibar etmediği açık bu soykırımla ortaya çıkmıştır. Her ne kadar İnsan Hakları Beyannamesi gibi anlaşmalarla insanlığı öncelediklerini ima etseler de bu savaş bir kez daha batı uygarlığının ‘’İnsan insanın kurdudur’’ felsefesinden öte bir şey olmadığını göstermiştir, daha vahim olan ise var olan uluslararası sistemin Müslüman Devletleri de salt çıkar gözeten birer aktöre dönüştürmüştür. Öyle ki bugün siyaset, ahlak dışıdır ve devletler için asıl olan çıkarlardır fikrini müslüman devletler batıdan bile daha fazla gözetmektedir. Toplumun köklerinde yerleşen İslami değerler hafızası her ne kadar bazı ülkeleri söylem değişikliğine yöneltse de uygulama olarak neredeyse hiçbir adım atılmadığı ortadadır.
Diğer taraftan bu savaş, ‘’ahlak ve ahlaki değerler din temellidir, bu temelden ayrıldığı vakit insanın elinde çıkarları için birer vesileye dönüşür’’ söyleminin doğruluğunu bir kez daha ortaya koymuştur Bugün bir kez daha ortaya çıkmıştır ki Allah'a karşı isyan eden bir uygarlığın attığı her iyilik adımı, ahlaki olmaktan ziyade çıkar temelli, değişken ve değerlerden yoksundur. Ahlakı, çıkarlara ulaşmak için bir vesile gören bu uygarlıktan adil bir dünya kurması beklenebilir mi? Olaylara ahlaki yaklaşması öngörülebilir mi? Bu zihniyetin kurduğu dünya düzeni, selam ve eman dünyası olabilir mi?
Cevap katiyetle ‘Hayır’ olacaktır. Zira selam ve eman, insani değerlerle mümkündür. Batı uygarlığının inşa ettiği/ etmeye çalıştığı düzen ise tamamen insanlığın dışındadır. Böyle bir düzenin kötülükleri önlemesi mümkün değildir. Selam ve emanet sağlaması bir tarafa, insanı insan kılan tüm değerlerden arındırmayı beraberinde getiren ve insanı sadece beşeriyete indiren bu sistemde insaniyetin öne çıkması yıkıcı olacaktır.
İşte Filistinlilerin başardığı, bu sistemde dahi hala insaniyetini kaybetmeyenlerin varlığını bir kez daha göstermesidir. İslam alemi dahil olmak üzere tüm dünya, insaniyetten ve fıtrattan uzaklaşırken Filistin halkı bu seyre dur demeyi başardı. Onlar kısa vadeli çıkarlar için değerlerini göz ardı etmediler, zulme sessiz kalmadılar ve böylece, sadece birer Kahraman olmakla kalmayıp insan olmanın gerekliliklerini bir kez daha dünyaya haykırdılar. Bugün her birimizin insaniyetin izzetine olan yakınlığı, insanlık adına topraklarına sahip çıkan Gazzelilere olan yakınlığı kadardır.
İşte biz Müslümanlar olarak insaniyetle ve ahlakıyla var olan bir toplum olmalıyız. Yanlış akan bu suyun yönüne değil, tersine yüzmeyi öğrenmeliyiz. Çözümü sadece söylemiyle güçlü batıda değil, dünya ve ahiretimizi imar eden, dünyamıza ümran, rahmet ve merhamet getiren dinimizde aramalıyız. İnsan olma vasfımızı tekrardan kazanmalı ve bu insan olma vasfını tüm dünyaya kazandırmalıyız.
Ancak böyle bir durumda çocukların ölmediği, annelerin evlat acısı yaşamadığı, gençlerin hayatlarının baharını toprağa düşmediği bir güne uyanmak, insanlığın ve dinlerin ortak mirası; can, mal, akıl, nesil ve din emniyetinin sağlandığı, her bir insanın izzet onur ve şerefiyle imar ettiği daha iyi bir dünyaya merhaba demek mümkündür.