9739,72%0,25
35,45% -0,05
36,51% -0,18
3071,18% 0,60
4916,90% 0,82
...
BİZ BİTTİ DEMEDEN BİTMEZ!
AKSAÇLILAR Genel Başkanı Ahmet BEREKET'ten, YAZICIOĞLU davasında verilen zaman aşımı kararının ardından çok sert sözler...
2009 yılında içinde bulunduğu helikopterin düşmesi neticesinde, beraberindekilerle birlikte vefat eden BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin YAZICIOĞLU davası, zaman aşımı gerekçesiyle düştü. Kararın açıklanmasından sonra, konuyla ilgili en sert tepki, Şehit lider Muhsin YAZICIOĞLU'nun İzmir'deki son il başkanı ve şimdi AKSAÇLILAR Genel Başkanlığı'nı yürüten Ahmet BEREKET'ten geldi. BEREKET, yazılı olarak yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"2009 yılında Şehit edilen, Cennet mekan Muhsin YAZICIOĞLU ve beraberinde hakka yürüyen arkadaşlarımız için, kendini Saraya, siyaset borsasına satmayan, genel başkanlık sevdasıyla fırıldaktan daha beter dönenlere inat, YAZICIOĞLU'nun geride kalan dava arkadaşları olarak, suikastin üzerinden geçen 16 yıla rağmen 'ADALETE' olan inancımızı kaybetmeden, kanunların içinde kalarak süreci takip ettik. Her ümitsizliğe düştüğümüzde 'Ümitsizlik Müslümana yakışmaz' sözünü hatırlayıp, Devletimizin kurumlarına inandık. Aslında neticenin böyle olacağını bile bile, inanmamıza neden olan içimizdeki Devlet aşkımızdı. Dedik ki 'DEVLETİMİZ MUHSİN BAŞKANINI UNUTMAZ.' Ancak yaşanan süreç ve neticesinde, son olarak Yargıtay 5. Dairesi'nin vermiş olduğu 12 yıllık zaman aşımı kararı neticesinde, dönemin Kahramanmaraş Valisi, il jandarma ve il emniyet müdürü hakkındaki 1 yıl 2 aylık cezanın da düşmesi, içimizdeki adalete olan inancımızdaki son kırıntıyı da tüketti.
Şimdi Şehit lider Muhsin YAZICIOĞLU'nun dava arkadaşı olarak birilerine sesleniyorum: Ey Muhsin YAZICIOĞLU'nu ismiyle, kendisini Saraya pazarlayıp Külliyede danışmanlık, komisyon üyeliği alanlar! Ey Şehidimizin isminin ardına sığınarak, kendilerini farklı siyasi partilere pazarlayıp, parti genel başkanlığı, milletvekilliği gibi çeşitli görevlerde olanlar! Sizde biraz onur, biraz gurur, biraz haysiyet varsa, bu karar üzerine birleşip gereğini yapın diyeceğim ama nafile.
Bir sözümüz de, bu davayı aydınlatmak bizim namus borcumuz diyerek, tam FETÖ taktikleriyle yapılan suikastın üstünü, ellerindeki devlet yetkisini kullanarak kapatmaya çalışan zavallılara ve onun avanesine. Dava, kanun önünde aydınlatılamadığına ve zaman aşımından dolayı düştüğüne göre, şimdi oturup 'NAMUS' kavramınızı bir kere daha düşünün. Düşündükten sonra göreceksiniz ki sizde arda yok, namus da.
Tüm bu yaşananlardan sonra bir kere daha zaman bize gösterdi ki, Şehidimizin emanetine sahip çıkıp davamızı yaşatmak için mücadele, yine YAZICIOĞLU'nun arkadaşları olarak AKSAÇLILAR'a kaldı. Yıllarca ettiğimiz yeminimizi bu vesileyle bir kere daha hatırlatıyorum: 'SON NEFES, SON NEFER VE SON DAMLA KANA KADAR' bedeli ne olursa olsun, emanetine sahip çıkmak boynumuzun borcu olsun."
Son söz, Üstat merhum Abdurrahim KARAKOÇ hocamızın bu günleri anlatan "VASİYET" şiirinden gelsin. Ne diyordu büyük usta? "Adaletten ayrılırsa mahkeme, bir hakime bir de kanuna tükür."
Şehit liderim Muhsin YAZICIOĞLU suikastı ile ilgili takipsizlik kararınızdan dolayı, Abdürrahim KARAKOÇ hocamızın vasiyetine bağlı kalıyor; bu kararı veren hakiminizin de, mahkemenizin de, kanununuzun da suratına tükürüyorum. Ancak zaman içinde herkes görecek ki, suratına tüküreceğimiz daha çok kişi olacak. DEMEDİ DEMEYİN!” dedi.