9995,29%-0,30
35,30% 0,42
36,88% 0,62
2971,52% 0,53
4769,90% -0,36
.
Aksaçlılar Olarak Keyfi Uygulamalarla Mağdur Edilen Sözleşmeli Öğretmen Ve Usta Eğitimcilerimizin Sesi Olmaya Devam Edeceğiz...
Maalesef ki ülkemizde bir türlü düzeltemediğimiz başlıca sorunlarımızdan biri de en alttakinden en üsttekine yetki sahibi olanların ellerindeki yetkiyi keyfi kullanmaları meselesi.
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi adına keyfi uygulamalar yüzünden işsiz kalan kursları açılmayan binlerce sözleşmeli öğretmen ya da usta eğiticilerimiz durumunu kaleme almak, sıkıntılarını anlatıp bir nebzede olsa sesleri olmak istedim.
Biliyorsunuz ki, atanamamış öğretmenlerimizin durumu, sadece bu iktidar döneminin değil, ülkemizin çözülemeyen ve çözülemediği içinde hızla büyüyen genel bir sorunu.
Hükümetimiz bu sorunu okullarda ya da Halk Eğitim Merkezleri üzerinden açtığı kurslarda atanamamış öğretmenleri ya da usta eğiticileri görevlendirerek bir nebzede olsa çözmeye gayret ediyor. Ancak burada da bir çok işte olduğu gibi sistemin net bir şekilde işletilememesinden, daha doğrusu o kurumda bu işlerden mesul müdür, müdür yardımcısı vb. kim var ise, kendi keyfi uygulamasına göre hareket ettiğinden sistem yine tıkanıyor ve çözüm odaklı oluşturulan bu sistem çözümsüzlük üretmeye devam ediyor.
Diyebilirsiniz ki okullar, Halk Eğitimi Merkezleri resmi kurumlar değil mi? Bunlar Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına göre sözleşmeli ya da usta eğitici görevlendirmelerini ya da kurs açılışlarını yapmıyorlar mı?
İşte sorunun temeli de aslında burası. Kurs müracaatları, kursiyer kayıtları hepsi Milli Eğitim müfredatına göre e-yaygın olarak adlandırılan Milli Eğitime ait resmi sistem üzerinden yapılıyor. Ancak iş kurs açılışlarına geldiğinde işte asıl sorun burada başlıyor.
Nasıl mı ?
Kurs saatleri, kursiyer sayısı, kurs süresi vb gibi temel can alıcı noktalarda inisiyatif kursu açan genelde o bölümde görevli müdür yardımcısının keyfine bırakılmış. Örneğin bir usta eğiticiye kursu açan yetkili isterse 40 saat isterse 20 saat kurs açma yetkisine sahip. E canım ha 20 saat, ha 40 saat. Ne olacak ki demeyin. İş maaş konusuna geldiğinde neredeyse yarı yarıya fak oluşuyor. 40 saat kurs acılan usta eğitici 22.000 TL civarı maaş alırken, 20 saat kurs acılan usta eğitici 11 TL cıvarı maaş alıyor üstelik resmi tatil vb gibi durumlara denk gelmez ders saatini tam olarak tamamlaya bilirse. Üstelik bir de şimdi tasarruf tedbirleri adı altında açılan ders saatleri neredeyse yarı yarıya azaltılmış. Oysa ki aynı işi yapan ama resmi olarak atanmış öğretmenler ya da usta eğiticiler bu saatlere yakın yaptıkları derslerin karşılığı olarak en az 35.000 TL maaş alıyorken. Ayrıca 40 saat ders açılan usta eğitici ile 20 saat kurs açılan usta eğiticinin SSK yönünden de aralarında SSK emeklilik gün sayısı bakımından bir uçurum oluşuyor.
Ve yine asıl temel sorun, yaz ayları geldiğinde, okulların kapanmasıyla bir çok usta eğitici ya da sözleşmeli öğretmenin kursları okullarda açtığından toptancı bir mantık ile protokol ile açılmış olan kurum ve kuruluşlardaki kurslarda kapatılıp binlerce usta eğitici ya da sözleşmeli öğreten yaz dönemi boyunca işsiz kalıp evlerine ekmek götüremeyecek duruma düşürülüyor.
Oysa ki protokol ile kurum ya da kuruluşlarda açılmış olan Halk Eğitimi Merkezi kursları kapanmadan devam edebiliyorken. Burada da inisiyatif kursu açan kurumdaki yetkili kim ise onun insafına bırakılmış durumda. Düşüne biliyor musunuz ne kadar acı. BİNLERCE SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN YADA USTA EĞİTİCİNİN KURSUNU AÇMAK YADA AÇMAMAK O KURUMDA BU İŞE GÖREVLİ KİŞİNİN RUH HALİNE BIRAKILMIŞ.
Örneğin kurumun müdür ya da müdiresi, kursu açacak olan müdür yardımcısı, evrakı ve kursiyer girişlerini yapacak olan kurumdaki öğretmen ya da memur o gün yataktan yorgun kalksa, kötü rüya görse, eşiyle tartışıp işe öyle gelmiş olsa, toplu taşıma aracıyla işe geliyorsa toplu taşıma aracı geç gelse ve o yüzden canı sıkılsa, özel aracıyla işine geliyorsa sabah trafik yoğun olduğu için canı sıkkın işine gelse, mesaiyi saati başlamış ama saat 09.00 -10.00 olmuş ve halen çayı kahvesi görevliler tarafından getirilmemiş olsa ve bu yüzden canı sıkkın olsa, olsa, olsa, olsa, çoğaltmak istediğimiz kadar örneği çoğalta bileceğimiz sebepler silsilesi ile, ÖZETLE RUH HALİNE GÖRE BİNLERCE SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN, USTA EĞİTİCİ MAĞDUR edilmekte.
Peki çözüm?
Çözüm aslında sorunun içinde saklı. Çözümsüzlüğe sebep olan temel sorunu ortadan kaldırıp, yani kurs açılışlarındaki keyfiyete son verip, kuralları herkese göre eşit işletip, usta eğitici ve sözleşmeli öğretmenlerimizin mağduriyetlerini ortadan kaldırmak. Temennim yetkililerimizin ve konuyla ilgili olarak 1.derecede muhatap Milli Eğitim Bakanlığı'mızın bu haksız, adaletsiz ve keyfi uygulamaya bir an önce müdahale edip hak, hukuk ve adalet adına gereken düzenlemeleri yapmaları.
Bizde AKSAÇLILAR olarak keyfi uygulamalar nedeniyle mağdur edilen binlerce sözleşmeli öğretmen ve usta eğiticilerimizin bu konuda sesleri olmaya devam edecek, konunun gündemde kalması ve sorunun yetkililere aktarılıp çözümü konusunda elimizden gelen çabayı ortaya koymaya devam edip, konunun takipçisi olup neticeyi kamu oyumuzla paylaşmaya devam edeceğiz.
Ahmet BEREKET
AKSAÇLILAR GENEL BAŞKANI