2. TRUMP DÖNEMİNİN KÜRESEL EKONOMİYE ETKİSİ NASIL OLACAK?
SÖZ Media Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Şimşek, ABD Başkanı Donald Trump'ın ikinci başkanlık döneminin başlamasına ilişkin yazı kaleme aldı. Trump’ın yemin ederek ABD'nin 47. Başkanı olarak göreve başlamasından sonra küresel ekonominin bundan nasıl etkileneceği konusunda görüşlerini aktaran Özcan Şimşek, Trump’ın güçlü bir üretim ekonomisi yaratması gerektiğine dikkat çekti.
Özcan Şimşek yazısında şu ifadeleri kullandı:
Dünya siyaseti ve ekonomisi adına yeni bir sayfa açılıyor. Donald Trump’ın 2. dönem başkanlığı, sadece Amerika Birleşik Devletleri için değil, tüm dünya için yeni dengelerin kurulacağı bir süreç olacak.
Trump’ın ilk başkanlık dönemindeki ‘öngörülemez’ kararları küresel anlamda belirsizlik yaratmıştı. Özellikle iç siyasette korumacı bir politika tarzı benimseyen Trump’ın küresel ticarete yönelik atacağı adımlar merakla bekleniyor.
Donald Trump’ın ekonomi vaatlerinin ne kadarının uygulanabileceği ve bunun etkilerinin neler olacağı, sadece Amerika Birleşik Devletleri için değil, küresel ekonomi için de önem arz ediyor.
Trump, seçim sürecinde ithal ürünlere yönelik gümrük vergilerini yüzde 20 oranında artıracağını, Çin’den yapılan ithalat için bu oranın ise yüzde 50’ye kadar çıkacağını iddia etmişti. Bu durum, ithalat maliyetlerini yükseltirken, üretim maliyetlerini artıracak ve büyüme üzerinde baskı oluşturacaktır.
Donald Trump, kendi halkı için vergi indirimleri yoluyla ekonomik büyümeyi desteklemeyi hedefliyor. Ancak bu hedef, ABD’de bütçe açığını artıracağı için, tahvil faizleri yükselebilir. Artan faiz oranları, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için dış borçlanma maliyetlerinin yükselmesi anlamına gelir. Bu durum, güçlü Dolar’ın da etkisiyle, ekonomik dengeleri olumsuz etkileyebilir.
Liderlik kolay değildir; küresel güçlerin arasında öne çıkmak, hem içeride hem dışarıda istikrarı sağlamak büyük bir vizyon ve kararlılık gerektirir. Amerika’nın bu dönemde yapması gereken en önemli şey, güçlü bir üretim ekonomisi yaratmaktır. Orta sınıfa yatırım yaparak, üretimin önündeki engelleri kaldırarak ve özellikle üzerindeki ağır vergi yükünü hafifleterek “Üreten Amerika” modelini yeniden inşa etmelidir. Unutmamak gerekir ki, güçlü bir orta sınıf, güçlü bir ekonomi ve istikrarlı bir toplumun temel taşıdır.
Küresel çapta daha rekabetçi, içeride ise daha adil bir Amerika yaratma hedefi, dünyanın gidişatını da doğrudan etkileyebilir. Bu değişim sadece bir ülkeyi değil, tüm dünya pazarlarını ve iş dünyasını şekillendirecektir. Bizler, iş dünyası temsilcileri ve sivil toplum liderleri olarak bu gelişmeleri yakından takip ediyor ve değerlendirmelerde bulunuyoruz.
Trump’ın başkanlık döneminde izleyeceği ekonomi ve dış politika stratejisi, üretimi artırmaya ve orta sınıfı güçlendirmeye yönelik olursa, dünya ekonomisi için de olumlu sonuçlar doğurabilir. Güçlü bir Amerika, dünyanın diğer bölgelerinde de istikrarın ve ekonomik büyümenin tetikleyicisi olabilir.
Trump 2024 döneminin, başta Amerika ve dünya için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Artık daha üretken, daha adil bir dünya için çalışmamız gereken bir döneme giriyoruz. Bizler de kendi sorumluluk alanlarımızda bu sürece katkı sağlamaya devam edeceğiz.
