21 Aralık: En Uzun Gece.
Kışın o gri bulutları arasından sızan zayıf ışığa bakarken, güneşi her zamankinden daha çok özlediğimizi fark ediyoruz. Kuzey yarımküre olarak semada güneşin hem daha az kaldığı hem de yüzünü sisli, yağışlı perdelerin ardına sakladığı günlerden geçiyoruz. 21 Aralık, o "en uzun gece" unvanını taşıyor.
Gökyüzündeki bu hassas matematik ve dakikaların sessiz değişimi, bize İlahi bir nizamın işaretlerini veriyor:
"Şüphesiz gecenin ve gündüzün ardı ardına değişip durmasında ve Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde, O’na karşı gelmekten sakınan bir topluluk için ibretler vardır." (Yunus, 6)
Yaklaşık 9 saatlik bir aydınlık... Kudretten gelen, hiçbir fatura ödemediğimiz devasa bir enerji. Işığıyla dış dünyamızı aydınlatan, gökyüzünün o muazzam mavi tavanındaki aksiyle iç dünyamızı ısıtan ilahi bir soba güneş.

Bu devasa döngülerin; mevsimlerin, uzayan ve kısalan günlerin ardında sadece 23 derecelik bir eğiklikle dönen mütevazı evimiz, "Mavi Gezegen" var. Her şey o kadar hassas bir ayarla kurgulanmış ki, bu denge sayesinde hayat devam ediyor. Rabbimiz, bu kozmik hareketi ve zamanın nasıl büküldüğünü şöyle beyan ediyor:
"Görmedin mi ki Allah, geceyi gündüzün içine sokuyor, gündüzü de gecenin içine sokuyor. Güneşi ve ayı da emrine boyun eğdirmiştir. Her biri belirlenmiş bir süreye kadar akıp gitmektedir..." (Lokman, 29)
Tüm bu nizamı bize bahşeden, bildiğimiz ve henüz keşfedemediğimiz nice nimeti var eden Allah’a sonsuz hamd olsun.
Kışın uzun gecelerini, kitap okumayı veya sükuneti sevenler için bu mevsim Mart ayının sonuna kadar devam edecek. Ancak güneşi sevenler için müjdeyi verelim: Artık rampanın sonuna geldik. Şimdi yavaş yavaş günler uzayacak, günlerin uzadığı o aydınlık günlere doğru ilerliyeceğiz.
Tabii ki her işinde binbir hikmet olan Yaratan’ın, her mevsimde ayrı yarattığı binlerce güzelliği var. Önemli olan o güzellikleri görebilmek ve şükrünü eda edebilmek. Bu dünyanın bir başlangıç, ahiretin ise kalıcı bir yurt olduğunu; buranın bir "staj alemi", oranın ise esas menzilimiz olduğunu hatırlıyoruz her döngüde.
Gökyüzündeki bu muazzam döngü, bize her seferinde aynı hakikati anlatıyor:
"Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet, yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir." (Yasin, 81)
Sadakallahülazim.
Saygıyla selam ve duayla.
Aydın Babacan

