Cevdet ARSLAN

Tarih: 30.11.2023 17:28

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Facebook Twitter Linked-in

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ

1 kasım1928 de 1353 sayılı kanunla Latin harfleri kabul edildi. Yeni harflerin öğretilmesi ve
okuma yazma oranının yükseltilmesi için 24 Kasım 1928 de millet Mektepleri açıldı ve M.K. Atatürk
Başöğretmen olarak kabul edildi. Atatürk'ün Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğini kabul ettiği gün;
24 Kasım 1982 den sonra öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır. Tüm Öğretmenlerimizin
öğretmenler gününü canı gönülden kutlar sağlık sıhhat ve başarılar dilerim. İnşallah öğretmenler,
yalnız öğretmenler gününde değil 365 gün hatırlanır.
Tarihin derinliklerinden gelen öğretmenlik mesleği kimine göre Peygamberlik mesleği, kimine
göre bilgi aktarma mekanizması, kimine göre ise geçimini sağlamak için yapılan bir uğraştır. Ama en
güzel tarifi ise ‘’Bilgelik Mesleği’’ oluşudur. Öğretmenlik mesleği tüm mesleklerin ana gövdesini
oluşturur. Tüm mesleklerin yönlendirilmesi, geliştirilmesi, Ülkemize yararlı olması öğretmenlerimize
bağlıdır. Çünkü tüm meslek çalışanları İlkokuldan Üniversiteye kadar öğretmenlerin eğitiminden
geçmektedir. Öğretmenlik topluma liderlik yapan, toplumu yönlendiren, bir şeyler veren topluma
rehberlik eden Milletlerin ilerlemelerinde etken olan bir meslek olduğu herkes tarafından kabul
edilmektedir.
Eğitim toplumların ilerlemesinde çok önemlidir. Başöğretmen Atatürk Eğitimin önemini şöyle
vurgulamaktadır ’’Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak
zaferler elde ederse etsin, O zaferin kalıcı neticeler vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür’’.
Bu noktadan hareketle; Biliyorsunuz en geniş ve etkili teşkilata Milli Eğitim Bakanlığı sahiptir. Bugün
Memleketimizin en ücra köyünde bile en az bir tane öğretmen vardır. Bu demektir ki eğitim başta
olmak üzere, kültürel olarak ta zenginleşmemiz Memleketimizi ilmek ilmek işleyebilmek
Öğretmenlerimizin elleri ve aracılığıyla olacaktır. Ülkemizin geleceği olan beyinleri, değerleri
kapasiteleri keşfetmek yetiştirmek öğretmenin özverisi gayreti sayesinde olacaktır.
Öğretmenlik, merhamettir ışık ışıktır gözlerde. Bir dağ köyünde, soğuk bir kış ayazında buz
tutmuş bir çift ayaktır bazen. Bir körpe eli avucunda ısıtandır öğretmen. Yeri gelince babadır, annedir
öksüz ve yetim yüreklerde. Kısaca memleketimin dünüdür, bugünüdür, yarınıdır... Öğretmenlerimiz
kendi misyonlarını çok iyi bilmeli ve vizyon sahibi olmalıdır. Misyonunu, vizyonu bilmeyen
eğitimcilerin toplumları geliştiremeyeceğini, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaştırmada sıkıntılar
yaşayacağını hepimiz biliriz. Öğretmenin idealleri vardır, geleceğimizi şekillendirmek insanları
geleceğe hazırlamak, ayakları üzerinde durabilen kendi kendine yeten sağlam bireyler yetiştirmek.
Öğretmen mum olup çevresine ışık saçandır. Ancak kendisi erimeyendir. Işık olamayan ışık saçamaz.
Onun için öğretmen, öncelikle kendisini ışık yapacak bilgi, birikim ve değerlerle süslemelidir. Aslında
ideal öğretmen gerçekte yoktur. O her Öğretmenin iç dünyasında ulaşılması arzu edilen bir hedef
olarak yaşar.
Yunus Emre'nin: ’’Bir ben vardır, bende benden içerü’’ dediği gibi ideal öğretmen de
öğretmeni biçimlendirmeye yarayan bir iç şahsiyet, bir dem bendir. Her dem yeni olan ve
öğretmenliği bir aşk mesleği olarak gösteren bir tasavvurdur. Öğretmenlik bir nevi zaman kullanma
sanatıdır. Zamanı iyi kullanmak için planlama gerekir. Bu yönü ile öğretmenlik, bir tiyatro oyunculuğu
gibidir. Ama bu oyunculuktan çok daha zor bir sanatkârlıktır. Biz her ders saati farklı bir oyunu
sahneleriz. Bizim sahnelediğimiz oyunda karşıyla iletişimi iyi kurmak bilgilerimizi karşıya yüklemek gibi

önemli bir rolümüz var. Bunun için de rolümüzü iyi oynamak zorundayız. Başöğretmen Atatürk’ün
tarihe not düşercesine; "Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden,
eğitimciden mahrum bir millet henüz millet adını almak kabiliyetini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle
denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğitimcilere, öğretmenlere muhtaçtır’’
dediği gibi mesleğimiz Milletin oluşmasında da hayati öneme sahiptir.
Sınırları sadece okul duvarlarıyla çizilemeyen, çok anlamlı bir görev, zille başlayıp bitmeyecek
kadar ağır bir sorumluluk, öğretim programlarının şekillendiremeyeceği ölçüde geniş bir iş alanı,
öğrencilerin yanı sıra toplumun bütün bireylerinden oluşan oldukça kalabalık bir kitle ile muhatap
olan bir mesleğin mensuplarıyız. Kıymetli meslektaşlarım, Bu ulvi davanın öğreticisi olan bizlere çok
büyük görevler düşmektedir. Ülkemizin muasır medeniyetler seviyesine çıkması bizi gayretlerimizle
olacaktır.
Yetiştirdiğimiz çocuklarımıza birey olmanın, ayakları üstünde durarak, Ülkemiz üzerinde hain
emelleri olan birilerinin emellerine alet olmadan kendi kendilerine yetecek bilgi, birikim ve karakteri
kazandırmanın gururunu ve hazzını yaşamalıyız. Cumhuriyetin ilk yıllarında başöğretmen Atatürk
"Toplumun en fedakâr ve çalışkan kesimi Öğretmenlerdir" demiştir. O gün öyleydi bugünde öyle.
Öğretmenlerin özlük haklarının yeterli olmadığı aşikârdır. İstediği refah seviyesine henüz
ulaşmış değiliz, zaten öğretmenin emeği parayla ölçülemeyecek kadarda yüksek ve ulvidir. Haklarımızı
elbette ki yasal yollarla talep edeceğiz, yetkililere taleplerimizi aktaracağız, zaten bu nedenlerle
kurulmuş sivil toplum örgütleri mevcuttur. Taleplerimizi öğretmenlik mesleğine yakışır şekildeki dile
getireceğiz. Bizlere emanet edilen çocuklarımızın bir dakikasını dahi boş geçirmemenin
sorumluluğunu taşımaktayız. Haklarımızı arayacağız ancak çalışma barışını bozacak, yan sınıflarda
ders işleyen öğretmenler arasına husumet sokacak, kısaca Türkiye sevdamıza gölge düşürecek
davranışlardan kaçınmalıyız. Çünkü bizim birinci önceliğimiz ülkemizdir, vatanımızdır. Unutmayalım ki
öğretmenlik sevgi, şefkat ve hoşgörü mesleğidir. Bizler sevgi ekeceğiz ve ektiğimiz bu sevgiler
büyüyecek, umut olacak, memleketimizin yarınları olacak.
Dilerim hiçbirinizin yüreğindeki aşk ve şevk hiç bir zaman sönmez, hatta daha da artar. Her
zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğu şu günlerde hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Günümüz kutlu, yarınlarımız aydınlık olsun. Tüm çalışkan fedakâr canı gönülden
çalışan öğretmenlerimizi bu mutlu günümüzde tekrar kutluyorum. Ebediyete göçmüş ve vatanı için
canını feda etmiş Şehit öğretmenlerimizi rahmetle anıyorum.
Cevdet ARSLAN


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —