AHLAK YOKSA İNSANLIKTA YOKTUR
Alın teri, emekçinin onur madalyasıdır. Helalin adıdır emek; işini düzgün ve sağlam yapmaktır. Samsun Havzalı Mehmet Akıncı’yı bu hafta köşeme taşıdım. Elleri nasır tutmuş, bileği torna vida sıkmaktan ödem toplamış ama ağrısına rağmen işini sağlam yapmaya özen gösteren elektrik teknikeri Mehmet Usta. Yuvasına alın teri götüren kahraman babalarımızdan bir tanesi Mehmet Usta. Hilesiz çalışan, verilen işi çalmadan, çırpmadan, dosdoğru yapan işçi emekçisi Mehmet Usta.
Günümüzde insanlık gibi, insanlarda değişti; emek hırsızlığı, kaytarmak oldu. Malzemeden ve işçilikten çalmak kâr oldu. İnsanları kandırmak ticari zekâ olmuş. Eskiden insanlar yolda para bulsa sahibini arar, bulur ya da polise verirdi, cebine koymaya korkardı. “Çoluğumdan, çocuğumdan çıkar.” der düşüncesi hakimdi. Şimdilerde insanların ceplerinden emeksiz para almak ticaret olmuş. Bu toplum nereye gidiyor?
Yani, ahlâkî yozlaşma kavramı, ahlâkın kaybolması, kötüleşmesi ve bozulması anlamlarına gelir. Toplumlarda yaşanan bu yozlaşma, toplumda bazı kötü alışkanlıkların artmasına neden olur. Günümüzde çok ciddi anlamda bir ahlâk erozyonu ve ahlâkî yozlaşma yaşanmaktadır. Ahlâkî yozlaşma ve erozyon, toplumların en önemli ahlâkî eksiklik sorunlarındandır. Bir yanlışın yanlış olduğunu bilmek insanlıktır; yanlış olduğunu bilerek o işi yapmak ise ahlâk eksikliğidir.
“Her yasal hak, helal değildir! Asıl olan helalleşmektir, hakkın helâl edilmesi, helâlleşmek olmalıdır. Her yasal hak, helâl değildir ve olamaz!" (Alev Alatlı) “İflas eden birinin mallarını açık arttırmada yok pahasına almak yasaldır ama ahlaki değildir, helalleşmek gerektirir. Yeni ve ucuz enerji sistemini satın alan petrol şirketi bu enerjiyi alması ve kullandırmaması yasaldır ama helal değildir.” Diyor Alev Alatlı. Allah rahmet eylesin, tam da bu ahlâkî erozyonu özetlemiş. İnsan olmak, topluma ve insanlığa en uygun ve en iyi olanı sunmaktan geçer. Kuru kuruya da helallik istenmez; hele ki musalla taşındayken imam, “Haklarınızı helal ediyor musunuz?” demesiyle alınan helalliklerde bana göre helal değil. Bir insan, hatta bir canlı maddi ve manevi zarara uğradıysa, bunun karşılanması lazım. İnsan bir şekilde hallolur da, hayvanlara, bitkilere verilen eziyetler vs. nasıl helal ettirilecek? Manevi olarak yıkılan gönüller nasıl helalliğe dahil edilecek? Kalp kırmak, 70 kere Kâbe’yi yıkmaktan daha büyük günahtır. (Hz. Muhammed s.a.v.) Ebrehe, Kâbe’yi yıkmak istedi de Allah (c.c) ebabil kuşlarıyla o orduyu helâk etmedi mi? Peki kalp kıranlar, gönül yıkanlar sizler Ebrehe’den daha mı merhametlisiniz?
Günümüzde ahlâkî yozlaşmanın birçok sebebi bulunmaktadır. İletişim araçları ve sosyal medyanın amacının dışında, faydasız, yüzeysel ve olumsuz şekillerde kullanılması, bu yozlaşmanın önemli etkenlerinden biridir. Dinî değerlerle çelişen, müstehcen içerikteki televizyon programları, magazin yayınları, diziler ve çeşitli internet platformları, ahlâkî erozyonu hızlandırmaktadır. Bugün gelinen noktada, ahlâkî bozulma ve değer kaybı endişe verici bir seviyeye ulaşmıştır. Ahlâksızlığın, ahlâkın önüne geçtiği yaşam biçimleri gündemi sürekli meşgul etmektedir. Modernlik, çağdaşlık, özgürlük ve cesaret gibi kavramlar üzerinden ahlâksızlık, adeta normal bir durum olarak sunulmaya çalışılmaktadır.
Sen kapının önünü süpür ki herkes kapısının önünü temiz tutar ve mahalle temizlenir. Emekçiden, işverene, işverenden devlet kademelerine kadar toplumun her bir ferdi, işlerini kanuna uygunluğu kadar ahlaka uygunluğunu da sorgulasa ve uygulasa, temel değerlerin erozyona uğraması engellenir diye düşünüyorum. Önce kişide, sonra kişilerde biter bu iş.
Alın terinin helal olduğu kadar ahlâkî boyutu da insanlığın mayasını oluşturur. Çocuklarınıza para kazanıp zengin nasıl olunur öğretmekten önce, ahlâklı nasıl olunur, öğretmek lazım.
Ahlâk yoksa insanlıkta yoktur. Allah’a ısmarladık, hoşça kalın.
Aydın Benli