AİLE OLMAK, AİLE OLMAYA ÇALIŞMAK
Sınavım var, ders çalışmam gerek, ödevim var, başım ağrıyor vb. daha bir çok sebep ve bahaneler ile kendimizi ekranlara, odalarımıza hapsetmiş durumdayız.
Ve maalesef ki bu hapsetmenin içinde en çok yıpranan ve yok olmaya mecbur bırakılan değerlerden biri de “Aile Olmak” . Bizler hayat denen mücadelenin içinde kendine zaman ayırmayı, kendini geliştirmeyi veya ekranda vakit geçirmeyi abartarak bencil bir yaşam tarzı haline getirmiş bulunuyoruz.
Farkında olarak veya olmayarak benlik algısı kılıfının altına sığınmış, dolayısıyla sevdiklerimizle güzel anılar biriktirme olanağından kendimizi ve onları mahrum bırakmış oluyoruz. Ancak bahaneler yaşamımızın tamamında hayat kalitemizi ve standartlarımızı düşürdüğü gibi bu alanda da fazlasıyla düşürüyor. Çünkü ben olmak yalnız olmak değildir. Sevdiklerinle beraber “Bir” olmaktır.
Tıpkı Herman Melville‘ nin de dediği gibi: “Yalnızca kendimiz için yaşamamız olanaksızdır, binlerce doku bizi tüm insanlara bağlar.”
Bizleri tüm insanlık ile bağlayan dokularımız iken ailemiz ile bağı kuvvetlendiren sonsuz ve karşılıksız sevgidir.
Sevgi bağımızı kuvvetlendirmek ise; Birlikte anılar biriktirmek ve her anın tadını çıkarmaktan geçer.
Sevgi beraberinde anlayış gerektirir. Sevgi: Geriye dönüp baktığınızda onlar beni anlamıyor diye yakınmak yerine, onların sizi anlamasına olanak tanımaktır. Ne de olsa birini vakit geçirdikçe anlar, anladıkça iletişimden zevk alırız.
Hadi gelin bugünden itibaren söz verelim kendimize her gün en az iki saat doyasıya vakit geçirelim sevdiklerimizle. Anlayalım onları, anlamalarını sağlayalım bizi. Varsın biraz daha beklesin: sunumlar, ödevler, oyunlar...
Ancak beklemesin bizi karşılıksız seven; anneler, babalar, kardeşler ve dostlar.
“Yaşamak sanat, birlikte yaşamak büyük sanattır.”
Muhammed Said
Yazımı yazmamda farkında olarak veya olmayarak tatlı sitemi ile bana fikir veren kıymetli anneciğime sonsuz teşekkürler.
Fatma Nur Özcan