ANADOLU İNSANININ FERASETİ
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
‘’Kendilerine :’Yeryüzünde fesat çıkarmayın !’ Denildiği zaman ,’Biz ancak ıslah edicileriz.’Derler. İyi bilin ki asıl ortalığı ifsat edenler kendileridir. Lakin anlamazlar’’(Bakara 11-12)
Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanını bilmeyenimiz yoktur. Kitabın yazıldığı tarih göz önünde tutulacak olursa yeni Türkiye ve toplumsal olaylara eleştirel ve hatta Anadolu insanını aşağılar bir tutumu görürüz maalesef. Avrupa ve batı seviciliğinin, halkın burjuvasında nasıl yer bulduğundan bahseder. O dönemde Anadolu insanını cahil ve değersiz 2. Sınıf insan muamelesinin temelleri de işte bu zamanda atılmıştır.
Bu ülkenin çilesini çekenlerle sefasını sürenler arasında ki uçurum büyüdükçe büyümüş. Bu siyasi anlayışın içine de öyle bir işlemiş ki kendi halkını hor ve hakir gören bürokrat ve okumuş kesim arasında yaşam şeklinden tutun da dinlenilen müziklere kadar bir ayrım söz konusu olmuş. Ülke senelerdir her konuda bir ayrıma maruz kalmış. Sağcı-Solcu, Alevi-Sünni, Türk-Kürt gibi…
Şimdi ise ittifaklar üzerinden milleti kutuplaştıran büyük bir ayrıma sokan ve içten içe işleyen nefret dilinin halkın sinir uçlarıyla oynayan muhalefet liderlerinin ülkeyi neye sürükledikleri belli olan ama sonuçlarının ilk önce kendilerine dokunacağı büyük bir oyunu oynamaktadırlar.
Ülkemizde 14 Mayıs seçimine çok güzel hazırlanılmış tam bir demokrasi şöleni havasında insanımız seçme hakkını kullanmış ve nihayetinde 2.tura kalan bir sonuç gerçekleşmiştir. Çok güzel geçen bir seçimin ardından gelen yorumlar ve neye hizmet ettikleri belli olan bazı şer grupların provokasyonu şimdiden başlamış durumda.
21 yıldır hükümette olan ‘Adamı’ tüm birleşmeleri de kullandıkları tüm şer gruplarıyla, yaptıkları pazarlıklar hatta küresel dev zannettikleri ABD den dahi strateji ve reklam destekleri aldıkları halde istedikleri sonucu alamayıp yenemediler. Yenemeyecekler de inşallah!
Köşe yazısı yazmaya başladığım ilk yıl ‘Uyuyan Dev Uyandı ‘ başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu halk artık uyandı! İlk uyanışı neyle oldu biliyor musunuz? Rahmetli Turgut Özal’ın kendi halkına duyduğu sevgi ve saygı alçak gönüllü oluşu onlarla iletişim kurması atılan ilk temel oldu. İlk sivil Cumhurbaşkanı olarak bu milletin gönlünde yer buldu. Özal’ın ölümü ve hemen sonrasında 1994 yılında ki belediye seçimlerinde Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olmasıyla beraber dindar bir belediye başkanı halktan bir belediye başkanı toplumun her kesimine hitap etmeye başladı. Esnaflarla oturup çay içiyor, simitçiden simit alıp kendisini takip eden habercilerle paylaşıyor onlarla şakalaşıyor. Hiçbir şekilde insanları ayırmadan dertlerini dinleyen bu adam lider nasıl olurmuş onu insanlara gösterirken İstanbul’a benzeri görülmemiş bir hizmeti ve hizmet anlayışını getiriyor.
Ardından 9 Mart 2003’te gerçekleşen ara seçimlerde Siirt milletvekili olarak meclise giren Recep Tayyip Erdoğan 14 Mart 2003’te başbakanlık görevine başlamış oldu. O dönemde kendisine sorulan en fazla sorulardan biri ‘’Herkesin başını kapatacak mısınız? Yaşam şekline karışacak mısınız? Şeriatı getirecek misiniz? Gibi bir çok soruyu sorup cevaplarını aldıkları halde, 21 yıldır kimsenin yediği içtiği veya giydiğine karışılmazken, bu soruların şimdi de tekrar soruluyor olması ve bunlar üzerinden algı oluşturuyor olmaları ayrı bir fecaattir.
Bu seçimde özellikle darbeyle deviremedikleri Erdoğan’ı seçimle devireceklerini zannedenlerin, özellikle sırtlarını dayadıkları ülkelerin ve terör örgütlerin sancaktarlığında kılıktan kılığa giren muhalefet en olmadık zamanlarda içlerinde besledikleri tüm niyetleri teker teker kusmaya başladılar. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde başlayan aslında dışarıdan içimize sokulan ve içimizde ki ‘Bizden ‘olmayanların Türk halkını ‘’Cahil, Bağnaz, Yobaz, bunlar ne anlar! Adamlar gider aya biz gideriz yaya… Gericiler’’ gibi dindar ve Anadolu insanını küçümseyen kibirli ve küstah bir anlayışı kendi kitlesine empoze ettiklerini görmekteyiz. Şimdi kime sorsanız hükümet yanlısı herkes cahil, bağnaz,yandaş oldu! Kim bunlar? Anadolu insanı olamaz diyesi geliyor!
Tabi ki bunlar azınlık! Anadolu insanının feraseti en olmadık zamanlarda devreye girip oynanan oyunları Allah’ın yardımıyla bozmuşlardır. Kendilerini küçümseyen aşağılayan hor gören kim olursa olsun gereken dersi çok ustaca vermişlerdir.
Türklerin devlet-töre anlayışı, lider anlayışı her daim o asil kanında mevcuttur. Bu anlayışını yıkmaya veya ihanet etmeye kalkışanlarla her daim mücadele de etmektedir. Türk bağımsız olmak ister. Ne zulmeder ne de zulme uğramak ister. Dinine örfüne geleneğine bayrağına milletine töresine karşı olanlarla her daim mücadele etmesini de bilmiştir.
Bu halka 21 yıldır Sayın Recep Tayyip Erdoğan ne verdi diye sorarlarsa Türk halkına saygı duymayı ve saygınlığını vermiştir. Halkının özgür düşünme özgür hareket etme kimseye boyun eğmeme ve vatanına, değerlerine sahip çıkmayı öğretmiştir. Çünkü baş bildiği liderlerinin devletin kendilerine nasıl sahip çıktığını yaşanılan tüm zorluk ve imtihanlarda bunu görmüştür. Yani uyuyan dev yeniden uyanmıştır!
Ravza Zeybek