ANADOLU’DA TARİHİ BİR ANTİK KENT, KRAL MİDAS’IN KENTİ “GORDİON”
Üzerinde yaşadığımız Anadolu toprakları tarih boyunca birçok medeniyet için önemli bir yerleşim yeri olmuştur. M.Ö. 5000’li yıllardan bu yana medeniyetlerin var olduğu Anadolu toprakları antik kent bakımından oldukça zengindir. Öyle ki Anadolu için Türkiye için bir açık hava müzesidir desek yanlış ifade etmemiş olmayız. Fakat toplumumuzun gezme ve ülkemizi tanımak gibi bir kültürü olmadığından zengin antik kent medeniyetlerin bir kısmını gidip görmüşüzdür, bir kısmını duymuşuzdur bir kısmıyla alakalı ise hiçbir bilgimiz yoktur.
Anadolu’nun en önemli arkeolojik alanlarından biri, 2023 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınmış olan Gordion Antik Kenti’dir. Yaklaşık olarak 4500 yıllık uzun bir zaman dilimi süresince Gordion ve çevresindeki yerleşim çok az kesintiye uğramıştır. M.Ö. 2500 yıllarında Gordion’da başlayan yerleşimler arasında kurulan medeniyetler içinde en önemlisi Kral Midas’ın halkı Frigler tarafından kurulan Frigya Medeniyeti gelir. Bu arada şunu belirtmekte fayda var. M.Ö. 2500 yılından bugüne kadar, Gordion Antik Kentin bitişiğinde yer alan Yassıhöyük’te halen hayat devam etmiş böylelikle Gordion en uzun süre yerleşimin görüldüğü, dünyadaki nadir yerleşim yerlerinden biridir.
Anadolu’da bu kadar çok medeniyetin kurulmasının birçok sebebi var. Bu sebepler arasında en önemlileri, Anadolu’nun üç tarafının denizlerle çevrili oluşu, Avrupa ve Afrika arasında deniz ve karadan kolayca bağlantı kurulabilmesi ile olumlu iklim şartlarına sahip olması ve verimli topraklarındaki bol su kaynakları.
Orta Anadolu’da Sakarya Nehrinin çevresinde M.Ö. 800’lü yıllarda kurulan Frigya Devleti’nin başşehri Gordion idi. Bugün ülkemizin başkenti Ankara’nın, Polatlı ilçesi sınırlarında yer alan Gordion, Sakarya Nehri ile Porsuk Çayı’nın birleştiği yerde konumlanmıştır. Doğudaki medeniyetler Asurlular, Babilliler ve Hititler ile batıdaki medeniyetler Yunanlılar ve Romalıların kesişme noktasında yer alan Gordion, Ege ve Akdeniz'i Yakın Doğu'ya bağlayan ticaret yolları üzerinde stratejik bir konuma sahiptir. Bu yönüyle son derece kritik bir bölgeye yerleşmiş olan Frigler, bereketli Sakarya Nehri ile Afyon’un Dinar ilçesinde doğan Menderes Nehirleri arasını yerleşim yeri olarak seçmeleriyle tarım ve hayvancılıkta oldukça gelişme göstermişlerdir.
Gordion, özellikle Friglerin en meşhur kralı Midas zamanında çok gelişmiş ve Frigya'nın politik ve kültürel merkezi olmuştur. Gordion Antik Kenti’ne girişlerin sağlandığı bugün büyük bir kısmının yok olduğunu gördüğümüz ihtişamlı kapıdan eskiden şehre geçişler sağlanırmış. M.Ö. 8. yüzyıl sonlarında yapılmış olan bu kapıyla birlikte şehirde sıklıkla rastlanılan tümülüsler yer alıyor. Frigler genellikle ölen kişileri mermerden oyulan mezarlara ya da “Tümülüs” denen odalara gömerlermiş. Tümülüsler Frig soyluları ve ileri gelen kişilerin mezarlarıdır. Gordion Antik Kenti’nde 85’e yakın tümülüs olduğu ve en büyüğünün de Kral Midas ya da Kral Gordios’a ait olduğu düşünülmektedir. Büyük ihtimalle Frigya’nın kurucusu Gordion’a ait olan bu tümülüs 300 metre çapında ve 53 metre yüksekliğindedir. İhtişamı ile göz kamaştıran bu büyük tümülüsün mezar odasına 100 metre uzunluğunda bir koridordan ulaşılabiliyor. Buradaki tümülüsün kazısı 1957 yılında yapılmış ve tümülüsün altında ahşap bir mezar odasının var olduğu görülmüştür. Bu ahşap mezar odası Dünya üzerinde günümüze ulaşan en eski ahşap yapıdır. Ayrıca günümüze kadar da bozulmadan ulaşabilmiştir. Burayı ziyaret edenler mezar odasına giremiyor ancak küçük bir pencereden mezarı görebiliyor.
Yaşadıkları dönemin en zengin toplulukları olan Frigler’e ait büyük tümülüste yapılan kazı çalışmalarında altın gibi değerli eşyalar hiç çıkmamıştır. Arkeologlar bunun sebebini şehri istila eden Kimmerler’in bütün ganimet ve değerli eşyaları da yanlarında götürmüş olabileceklerine bağlıyorlar.
Gordion Antik Kenti’nde bulunan saraylar iki odalı ortasında ocağı bulunan ve megaron ismiyle anılan yapı şeklinde inşa edilmiştir. Bu yapıların saray ve kale halini alması ise M.Ö. 9. Yüzyıla dayanır. Sarayın yapımında oldukça kaliteli süslemeler kullanılmış ve bu süslemelerin başına konulan figür ise aslan figürüdür. Saraylarda kullanılan aslan başları şu anda Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor. Bu müze Midas Tümülüs’ünün hemen karşısında yer alıyor. 1963 yılında kurulmuş olan müze de yaklaşık olarak 750 civarında eser sergilenmektedir. Gordion kazılarından çıkarılan Eski Tunç Çağı, Orta ve Geç Tunç Çağı, Erken Frig Çağı, Erden Demir Çağı, Lidya Dönemi, Helenistik Dönem, Roma Dönemi’ne ait birçok değerli eserin yer aldığı müzenin bahçesinde de Galat Mezarı, Frig ve Roma mozaikleri bulunuyor.
En büyük tanrıları Kibele olan Frigler dokumacılıkta çok ileri gitmişlerdir. Tapates adı verilen halı ve kilimleri ile ünlü olan Frigyalılar en çok zenginliği Gordios’un oğlu Kra Midas zamanında yaşamışlardır. Tarihte Frigyalılar dönemine ait birkaç efsane anlatıla gelir. “Midas’ın eşek kulakları, Kralın dokunduğu yerin altına dönüşmesi ve Gordion kördüğümü” bu efsanelerden birkaçıdır. Yazımın bu bölümünde efsane olarak anlatılan Gordion kör düğümünden bahsetmek istiyorum.
Gordion kör düğümü efsanesi, Kralı Midas'ın babası Gordios'a dayanan bir efsane. Efsaneye göre, Gordios fakir bir Frigyalı köylüydü. Bir gün toprağını sürerken bir kartal gelir ve bütün gün boyunca sabanın boyunduruğuna konarak bekler. Gordios, telaşlanarak bunun ne anlama geldiğini öğrenmek ister ve Telmessoslu (Telmessos, Lykia'da bir şehir) kahinlere danışır. Telmessoslu bir bakire kadın çeşmeden su çekiyordur. Gordios, kadına durumu anlatınca kadın, Gordios'a Zeus'a adak adamasını söyler ve birlikte tapınağa giderler. Gordios ve Telmessoslu kadın evlenir ve evliliklerinden Midas isimli oğulları dünyaya gelir. Çift, Telmessos'da yaşamaya başlarlar ve Midas yakışıklılığıyla ün salar.
Bu sırada Frigya'ya bir kaos hâkim olur ve ülke erken dönemini yaşıyordur. Gordion şehrinin gelişmeye başladığı zamanlarda şehirde bir yangın çıkmış ve şehrin gelişimi gerilemiştir. Gordion'da kazı çalışmaları yapan Rodney S. Young, yangının nedenini kuzeyden gelen Kimmerlere bağlar.
Efsanenin devamında Gordion şehrindeki bu kaos sürerken şehirli halk, kâhine danışmaya karar verir. Kâhin onlara şehrin kapılarından arabayla içeri girecek bir kişiden bahseder ve bu kişinin kralları olacağını söyler. Daha sonra içeriye arabayla ilk giren kişi ailesiyle beraber şehre gelen Gordios olmuştur. Böylece Gordios kral seçilir ve arabasını başı ve sonu belli olmayan çok karışık bir düğümle bir direğe bağlar. Kehanete göre düğümü çözen Asya'nın fatihini ve sahibi olacaktır.
Makedonyalı Büyük İskender batıdan doğuya doğru akına çıktığında Gordion'a ulaşır. Şehir de yaşayan halk, Büyük İskender'e Güneş Tanrısı tapınaklarından birinin yanına bağlanmış arabayı ve düğüm efsanesini anlatmışlar. Büyük İskender, düğümü ilk gördüğünde nasıl çözeceğini bilememiş fakat güçlü imajını bozmamak ve Asya'nın fatihi olma isteğini güçlendirmek için düğümü çözmek için çaba sarf etmeyi kabul etmiş. Bu noktadan sonra efsaneyle ilgili farklı anlatımlar vardır. Bir anlatımda Plutarkhos’un ve Quintus Rufus'un aktardığına göre Büyük İskender düğümü çok uğraşsa da çözememiş ardından "Düğümün nasıl çözüleceği önemsiz" diyerek bir iki adım geri çekilip kılıcıyla Gordion düğümünü ikiye bölmüştür. Diğer bir anlatımda Yunan tarihçi Aristoboulos’a göre, Büyük İskender düğümü "estor" denilen bağlantı ucundan tutup çekerek kolayca çözmüş olabileceği aktarılır.
Tüm ReklamlarıEfsanenin devamında Gordion şehrindeki bu kaos sürerken şehirli halk, kahine danışmaya karar verir. Kahin onlara şehrin kapılarından arabayla içeri girecek bir kişiden bahseder ve bu kişinin kralları olacağını söyler. Daha sonra içeriye arabayla ilk giren kişi ailesiyle beraber şehre gelen Gordios olmuştur. Böylece Gordios kral seçilir ve arabasını başı ve sonu belli olmayan çok karışık bir düğümle bir direğe bağlar. Kehanete göre düğümü çözen Asya'nın fatihini ve sahibi olacaktır.[3], [4], [5], [6], [7], [8]
Gordion'daki höyük yaklaşık 13,5 hektarlık bir alanı kaplar ve en parlak döneminde yaklaşık 100 hektarlık bir alana yayılmıştır. Gordion’da bulunan kale Gordion'daki Frig maddi kültürünün en iyi temsil edildiği yerdir. Yazılı Frig belgelerinin çoğu da bu döneme aittir. Anadolu medeniyetlerini henüz tanımadıysanız Gordion’a bugünkü Polatlı’ya yönünüzü çevirmeniz lazım.
Önder Güzelarslan

