"Anam, Babam Sana Feda Olsun, Ya Resûlallah!"
Geçtiğimiz günlerde Leman dergisinde yayımlanan karikatür, yine o tek parti devrinin eski hastalığının nüksettiğini gösterdi.
Sözüm ona mizah; ama içinde ne saygı var ne de insaf... Hedefteyse bu kez sadece bir şahsiyet değil, bir ümmetin gönlünde taht kurmuş, insanlık tarihinin en müstesna şahsiyeti vardı: Hazreti Muhammed (s.a.v).
Müslümanların gönül dünyasında Hz. Peygamber’e duyulan sevgi, kuru bir bağlılık değil, candan içre gelen bir teslimiyettir. O yüzden “Anam, babam sana feda olsun ya Resûlallah” derken hamaset yapmıyoruz. Bu cümle, bizde imanla yoğrulmuş bir hakikatin dillenmiş hâlidir. Yeri geldiğinde canımızdan vazgeçeriz ama O’nun izzetinden geçmeyiz.
Peki neydi Leman’la aynı zihniyeti paylaşanların yaptığı? Karikatür adına çizilen ama mizahın asaletine zerre kadar yakışmayan bir çirkinlikti aslında; hatta iğrençlik, fecaat ve fitne teşebbüsüydü.
Karikatür denince insan düşünür, tebessüm eder. Ama bu çizim ne düşündürdü ne de güldürdü… Aksine, gönülleri kanattı, zihinleri bulandırdı, saygı sınırlarını çiğnedi.
Adına “ifade özgürlüğü” dedikleri bir kalkanın arkasına sığınıp dinî değerlerimizi hedef aldı ve aynı çevrelerce yıllarca hedefe kondu.
Bir soruyu da burada açıkça sormak gerek:
İfade özgürlüğü, ümmetin gönlünde bir iman hâlinde yer tutmuş değerleri aşağılamayı mı içine alıyor?
Bu imkânsız; çünkü sözde özgürlük, başkalarının mukaddesatına saldırma hakkı değildir ve olamaz.
Zira nasıl ki hiçbir vicdan sahibi, başka bir inancın peygamberine saygısızlık etmezse; Peygamberimize yöneltilen bu edepsizlik de özgürlük kılığına sokulamaz.
Hz. Resûlullah (s.a.v), savaş meydanlarında bile affetmeyi bilen, kendisine kötülük edene dua eden, yetimi koruyan, yoksulu gözeten bir rahmet peygamberidir.
O’na yöneltilen her çirkin tasvir, aslında insanlık onuruna bir darbedir. Bütün vicdan sahipleri bunu böyle görür.
Ancak bizler de tepkimizi gösterirken O’nun yolundan ayrılmamalıyız. O’nun metanetiyle, O’nun ahlâkıyla, O’nun vakar ve sabrıyla karşı durmalıyız bu tarz saldırılara.
Tepkimiz net ve kararlı olmalı; ama müsbetçe ve provokasyona gelmeden...
Bugün Hz. Peygamber’e (s.a.v) yapılan hakarete karşı, bizim — ahir zaman Müslümanları olarak — sözümüz bu olmalıdır:
“Anam, babam, canım ve her şeyim sana feda olsun, ya Resûlallah!”
Bu ifade bir hamaset değil, bir hayat tarzı olmalıdır.
Zira bilinsin ki Leman’lar (ve diğerleri) hep gelir geçer. Ama O’nun adı, ezanlarla semaya yükselmeye, gönüllerde yaşamaya, kalpleri aydınlatmaya devam eder.
Bu yazı, sadece bir tepki değil; bir vefa borcunun ifadesidir.
Mehmet Nuri BİNGÖL