APO SİLAH BIRAKILSIN DEDİ YA.
Bahçelinin "pkk yı feshet, pkk lılar silah bıraksın, sana da umut hakkı doğsun" çağrısının üzerinden dört ay geçti.
dem o günden beri apo ve diğer partnerleriyle top çeviriyor.
en sonunda apodan bir çağrı alındı. "pkk ömrünü tamamladı, kongreyi toplamanızı, pkk yı feshetmenizi istiyorum."
aponun bu çağrısının üzerinden de tam 14 gün geçti.
silahı bırakıp, teslim olan bir tek pkklı yok ortada.
ama dem hala arazide ziyaretler ve görüşmeler yapma adıyla top çeviriyor.
en son dün yaptıkları açıklamada "artık tbmm de yasal düzenlemeler yapma zamanı geldi" diyor.
bu iş rahmetli tosun paşa hikayesine dönecek gibi.
"hadi, başa dönelim, ben tısun paşa olayım, siz de...."
dön baba dönelim.
benim oğlum bina okur, döner döner yine okur.
top meclisteymiş.
meclis ne yapacak?
önce umut hakkıyla ilgili yasa çıkaracak.
bununla başta apo olmak üzere cezaevinde olan bir kısım pkk lılar cezaevinden çıkarılarak, ev hapsine alınacak.
ülke içinde ve dışında pkk lılara karşı silahlı operasyonlara son verilecek.
anayasaya kurucu unsur olarak kürt kimliği ilave edilecek.
belli bölgelerde kürtçe eğitim imkanı verilecek.
kayyum kaldırılacak
bunlar pkk lıların talepleri tabi.
devlet böyle bir şey yapabilir mi?
ben sanmıyorum.
o zaman ipler kopacak, başa dönülecek.
eğer iktidar, yanılıp yakılıp buna imza atarsa, kamu desteğini kaybedecek ve iktidardan düşecek.
muhalefet şimdiden bu taleplerin önünü çekiyor. demin istediğinden fazlasını vaat ediyor.
iktidar buna imza atmazsa, dem halka dönerek, "bakın, aylardır barış için çalışıyoruz. elimizden geleni yaptık. pkk yı kapatma çağrısı bile yaptık. ama hükümet hala barış için adım atmıyor. bizi kandırıyorlar" diyerek propoganda yapacak.
bu da iktidarı zora sokacak.
hep ağanın kahyasıyla hikayesi aklıma gelir.
poh hikayesi yani.
köyden çıktığımızda sen atın üstündeydin, ben de yaya olarak yanındaydım. şimdi de sen atın üstündesin, ve ben yaya olarak senin yanındayım. öyleyse biz bu pohu niye yedik hikayesi.
....
pkk tarafı silah bırakma ve barış konusunda samimi değil.
sadece kuyruklarının sıkıştığını gördükleri için manevra yapıyorlar. barışa hasret kitleler de buna inanmaya hazırlar.
silah bırakacak adam, işe önce evlat nöbetindeki annelerin elini öpmekle başlar. silah bırakmayı ilk onların çocuklarından başlar. nasıl dağa yolladıysa, onu dağa yollayanlar tekrar dağdan alıp, annelerinin kucağına verirler.
var mı bir adım?
eğer bu adım yoksa, ben bu laflara inanmam.
barış maskesiyle yeni bir savaşın hazırlığını yapıyorlar.
Vatandaşı kandırıyorlar