BAÜN’DE BUHAR OLAN EL YAZMASI ESERLER
Sanırım Balıkesir Üniversitesine girince çıkmak zor oluyor.
O kadar çok yazılacak-çizilecek konu var ki inanın “Arkası Yarın” olur.
Hani eskiden daha Televizyon hayatımızda yaygın değilken Radyo ve Gazetelerde “Arkası Yarın” başlığı altında piyesler, oyunlar veya hikayeler olurdu.
Özellikle Pehlivan hikayeleri oldukça dikkat çekerdi.
Oyun veya hikaye en heyecanlı yerinde biterdi. Merakla ertesi günü beklerdik.
Ne günlerdiiii beee
İnsanların saf ve temiz oldukları, henüz kirlenmedikleri dönemdi.
Hele o Piyesler…
Yıldırım ÖNAL’ın tok sesi ile bir başka lezzetli olurdu.
Üniversite ile ilgili yazmaya başlayınca da konuların ardı arkası gelmiyor.
Neyse Allah ömür verir ise yavaş yavaş yazarız.
Bugün bizim kulağımıza kadar gelen çok vahim bir iddiayı sizinle paylaşacağız.
Balıkesir Üniversitesi Kütüphanesinde bulunan “El Yazması” kitaplardan bir kısmının kayıp olduğu iddia ediliyor.
Tabii bu bir iddia ama derler ya “Şüyuu Vukuundan beterdir” diye.
O misal böyle bir iddianın dolaşması bile ayıp.
El yazması kitapların ne kadar değerli olduğunu sanırım anlatmama gerek yok.
Muhtemeldir ki bir çoğu Osmanlı döneminden kalma.
Maddi yönünü bilmem ama her şeyden önce manevi değeri var.
Yazarı, el vermiş, emek vermiş ince ince işlemiş.
Bir sayfayı ne kadar zamanda yazdı Allah bilir.
Hem bu tür eserler bize geçmişten geleceğe taşıyacağımız birer Kültür eseridir.
İşte o el yazması eserlerden bir kısmı buhar olmuş, ortadan kaybolmuş.
Allah, Allah öyle şey mi olur?
Koskoca kitaplar nereye gider? Demeyin.
Olmuş, olmuş bu da olmuş.
Gerçi biz net olarak bilmiyoruz Üniversite de kaç tane el yazması eser var?
Bunlardan kaç tanesi kayıp?
Kaç tanesi hali hazırda korunuyor?
Elbette ki buna cevap verecek Üniversite yönetimidir.
Peki bu El yazması eserlerin kaybından Üniversite Yönetiminin haberi olmuş mu?
Bize ulaşan bilgilere göre evet Kütüphane ve Dökümantasyon Daire Başkanlığından sorumlu Rektör Yardımcısının haberi olmuş.
Peki, soruşturma, inceleme vs açmış mı?
Maalesef şu ana kadar açılmış bir soruşturma falan yok.
Sorumlu Rektör Yardımcısının, Daire Başkanına
“Gel buraya söyle bakalım Demirbaş kayıtlarında kaç tane el yazması kitabımız var? Bunlardan kaç tanesi duruyor? Diye sorması gerekli.
En azından bunu bekleriz.
Hatta ben olsam gider bizzat var mı? Yok mu? Diye bakardım.
Herhalde Makamdan kalkıp Daire Başkanlığına gitmek zor olmasa gerek.
Bir zahmet gidiversin. Hatta makam aracına da gerek yok zaten Kütüphane uzak değil yürüsün hem de spor yapmış olur.
Daire Başkanı mı?
Onu ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Zamanın birinde Gazi BARAN’ın sahibi olduğu Yeni Gazetem onun yaptıklarını manşetten vermişti.
Tabi o manşeti hatırlayanlar bilir.
Çok vahim iddialar vardı.
Madem öyle hala niye o görevde der gibisiniz?
Onu da Üniversite Yönetimine sormalı.