Balıkesir Üniversitesi bu yıl farklı bir uygulama yaparak Lisansüstü Eğitim başvurularını erkene çekti. Erkene çekmekte ki amaç Öğrencileri diğer Üniversitelerden önce kapmaktı.
DÜZ MANTIK OLARAK BAKTIĞINIZDA DOĞRU GİBİ GÖRÜNEBİLİR ANCAK UYGULAMADA YANLIŞLIK OLDUĞU GÖRÜLDÜ.
Yönetim tarafından önerilip Senato tarafından kabul edilen tarihin ne yazıktır ki önü arkası çok düşünülerek belirlenmediği ortaya çıktı.
Ama ne yazık ki plansızlığın faturası, sınavlar bitmediği için diploma alamayan dolayısı ile başvuramayan “Öğrencilere” çıktı.
Balıkesir Üniversitesi öğrencisi olup, sınıfında derece yapan ancak sınavları bitmediği için lisansüstü eğitime başvuramamış Öğrenciler var.
Üniversite Yönetimi “Aman ne yapalım bu sene böyle oldu seneye farklı bir yöntem buluruz” diyerek bir dönem belki de bir yıl kaybedecek Öğrencilerin vebalinden KUR-TU-LA-MAZ.
(Muhtemeldir ki) Tarihin belirlenmesinde en büyük katkı sahibi olan Eğitimden sorumlu Rektör Yardımcısının istifa etmesi gerekir.
(Rektör her şeyi takip edemez illa ki.)
Fakat bunun yerine tarihin öne çekilmesi neticesinde başvuran öğrenci sayısının çokluğundan, geçen yıla göre % 50 arttığından bahsedilerek yapılan yanlışın savunulduğu açıklamaların Üniversitenin ana sayfasında ve basın aracılığıyla kamuoyu ile paylaşılması ise gerçekten ilginç ve vahim bir hatadır.
Akademik çevreyi bilmeyen insanlar için verilen rakamlar inandırıcı ve doyurucu gelebilir ancak Akademik camiayı bilenler için Eğitim başlamadan açıklanan veriler, seçim sonuçlarını veren ANKA haber ajansının verilerinden farksızdır.
Neden derseniz?
Lisansüstü Öğretime Başvuran Öğrencilerin çoğu tek bir Üniversiteye başvurmaz. Birkaç Üniversiteye başvurur ve kayıt için hak kazandığı Üniversitelerden en yüksek eğitim kalitesine sahip, kendisine mali açıdan en uygun gelen, en rahat okuyabileceği Üniversitede eğitimine devam eder. Bu yıl Balıkesir Üniversitesi ilk başvuru sürecini açtı ise öğrenci başvurur, kayda hak kazanır ama başka Üniversiteleri de kollar.
Yani “Çirkin sen burada dur Güzel buldum, buldum bulmazsam seni alırım” misali.
Dolayısı ile başvuran hatta kayıt yaptıran öğrenci sayısından ziyade eğitime devam eden öğrenci sayısına bakmak lazım.
Tabii yapılan açıklamada müracaatların açılan kontenjanlar ile doğru orantılı olup olmadığı da belli değildir. Açıklanan veriler arasında bu yok.
Yani A anabilim dalında 5 kontenjan varken 30 başvuru, B Anabilim dalında da 10 kontenjan varken 2 başvuru olabilir.
Bu veriler olmadan verilen rakamlar yanıltıcıdır.
Ha diyelim ki gerçekten tüm anabilim dallarına açılan kontenjanlar doldu, öğrenciler de derse devam ediyorlar yine yapılan yanlışı savunmak şık olmadı.
Yapılan uygulama ile onlarca Öğrencinin Eğitim hakkı elinden alınmıştır.
Eğitimden sorumlu Rektör Yardımcısını çok iyi tanıyan biri olarak yapılan bu uygulamanın arkasında farklı şeyler arıyorum.
Ben bu işin 'Yanlışlıkla veya Plansızlıkla' yapıldığına inanmıyorum. Kimse de ben İNANDIRAMAZ.
Kendisinden çok şey beklediğimiz Sayın Rektörün, Eğitimden sorumlu yardımcısı konusunda bir kez daha düşünmesini bekliyorum.
“Öğrenci Dostu” sloganını kullanan Üniversite “Öğrenciye Zulüm” başlıkları ile Basında yer aldı ve bence bu hoş olmadı.
Ama yapılan uygulamaya bakınca 'BAUN ÖĞRENCİ DOSTU MU?' diye sormaktan da kendimizi alamıyoruz.
Sahi sizce de bunun bir faturası olması gerekmez mi?