Seyfettin BUDAK


Beyin Bir Bilgisayar Değilse, Zihin Nasıl Oluşur? Prof. Dr. Türker Kılıç’ın Şaşırtıcı Cevapları

..


Beyin Bir Bilgisayar Değilse, Zihin Nasıl Oluşur? Prof. Dr. Türker Kılıç’ın Şaşırtıcı Cevapları

 

Beynimiz bir bilgisayar gibi mi çalışır? Yoksa zihin dediğimiz muamma, bağlantılar arasında akan bir enerji dansı mıdır? 

Prof. Dr. Türker Kılıç, bu kadim soruya alışılmışın dışında bir kapı aralıyor.

Ona göre beyin, sadece bir “organ” değil; zihin ise evrenin kendisiyle uyum içinde titreşen dinamik bir ağın ürünü. 

Peki, bu ne anlama geliyor ve gündelik hayatımızda bunun izlerini nasıl görebiliriz?

Bir çocuk düşünün! 

İlk kez eline aldığı bir çam kozalağının sertliğini hissediyor, kokusunu alıyor, anne babasının “Bu bir kozalak” demesini duyuyor ve onu fırlattığında yuvarlanışını izliyor. 

Burada beyninde ne oluyor? 

Klasik anlayış, beynin bu bilgileri ayrı bölmelerde işlediğini söyler. Oysa Kılıç’ın modelinde, beynimiz bu duyusal, duygusal ve sözel veri parçacıklarını birbirine bağlayarak yepyeni bir anlam örüntüsü yaratıyor. 

Tıpkı tek tek notaların bir araya gelerek bir melodi oluşturması gibi… 

Zihin, bu bağlantıların toplamından doğan “anlam senfonisi”dir. 

Londra taksi şoförleri üzerinde yapılan ünlü bir araştırma bu fikri destekler. 

Şoförlerin beyinlerinde, navigasyondan sorumlu hipokampüs bölgesi, şehir haritasını öğrendikçe fiziksel olarak genişler. Bu, beynin sabit bir donanım değil, deneyimlerle sürekli yeniden örülüp bağlantılar kuran canlı bir ağ olduğunun somut kanıtıdır.

Prof. Kılıç’ın en çarpıcı ayrımlarından biri, zihin ile bilinci birbirinden ayırmasıdır. 

Ona göre zihin, beynin biyolojik bağlantılarından doğan bir süreçtir. Bilinç ise daha gizemli, belki de yaşamın ta kendisinden yayılan bir olgudur. 

Bunu şöyle düşünebiliriz: 

Bir bebek henüz konuşamaz, yani zihinsel bir dil üretemez, ancak çevresini merakla gözlemler, sevgiyi ya da gerginliği hissedebilir. İşte bu temel farkındalık hali, belki de “bilincin” dil-öncesi bir tezahürüdür. Ya da uykudan yeni uyandığımız o anları hatırlayın!

Henüz düşünceler (zihin) belirmemiştir, ancak “olma” halinin saf bir farkındalığı (bilinç) vardır. Bu ayrım, bizi materyalist indirgemecilikten kurtararak, insan deneyiminin açıklanamaz derinliğine saygı duymaya davet eder.

Kılıç’ın düşüncesi, felsefe tarihindeki “bütüncülük” ve “ilişkisellik” kavramlarıyla derin bir akrabalık taşır. Antik Doğu felsefelerindeki “her şey birbiriyle bağlıdır” öğretisinden, Batı’daki sistem teorisine kadar uzanan bu düşünce, beyni de evrenden izole bir varlık olarak görmenin yanlış olduğunu söyler. 

Beyin, bir mikrokozmostur; tıpkı evren gibi dinamik, ilişkisel ve sürekli bir bilgi alışverişi içindedir. Bir an için heyecanlandığınızda içinizin kıpır kıpır olmasını veya sevdiğiniz bir şarkıyı duyduğunuzda tüm bedeninizin o melodiyi hissetmesini düşünün! 

Bu deneyimler, beynin sadece kafatası içinde değil, tüm bedenle ve hatta sosyal çevreyle kurduğu bağlantıların bir sonucudur. 

Kılıç’ın “yaşamdaşlık” kültürü vurgusu tam da burada devreye girer: Zihnimizi besleyen, salt nöronlar değil, kurduğumuz insani bağlar, doğayla temasımız ve ürettiğimiz anlamlardır.

Kılıç’ın yaklaşımı bize sadece bir açıklama sunmakla kalmaz, aynı zamanda bir sorumluluk da yükler. 

Eğer zihin, deneyimlerle sürekli yeniden örülen bir ağ ise, o zaman onun kalitesi bizim seçimlerimize bağlıdır. Teknoloji bağımlılığının, yüzeysel bilgi bombardımanının, sosyal izolasyonun bu dinamik ağı nasıl yoksullaştırabileceğini görmek zor değil. Tersine, derin okumaların, sanatla temasın, doğada geçirilen zamanın ve anlamlı sohbetlerin beynimizde daha zengin, daha esnek ve daha yaratıcı bağlantılar kurduğu bilimsel bir gerçektir. 

Prof. Kılıç’ın bakış açısı, bizi sadece “beyin sağlığı” değil, “zihin ekolojisi” üzerine düşünmeye iter. 

Nasıl bir zihin inşa etmek istiyoruz? 

Daha merhametli, daha yaratıcı, daha bağlantılı zihinleri yeşertmek için kültürümüzü ve yaşam tarzımızı nasıl dönüştürebiliriz?

Sonuç olarak, Prof. Dr. Türker Kılıç’ın perspektifi, beynimizin mekanik bir cihaz olmadığını, her an yeniden doğan canlı bir süreç olduğunu hatırlatır. Zihin, bu sürecin en değerli ürünüdür ve onun mimarı sadece genlerimiz değil, kurduğumuz her bağ, aldığımız her nefestir. Belki de gerçek özgürlük, bu muazzam potansiyelin farkına varıp, zihnimizi daha güzel, daha anlamlı ve daha bütüncül bir şekilde örmeye cesaret etmekte yatar.

Kaynakça

Prof. Dr. Türker Kılıç’ın görüşleri

1. Kılıç, T. (2021). Anlam Üreten Beyin ve Zihin. YouTube söyleşileri, konferans sunumları.

2. Kılıç, T. (2020). Karmaşıklık Bilimi ve İnsan Beyni. İstanbul Medipol Üniversitesi Konferansları.

3. Kılıç, T. (2022). Zihin, İnsan ve Bağlantısallık Üzerine. Akademik söyleşi.

 

YENİ DOLANDIRICILIK SİSTEMİ!

VARİL PATLADI..1 ÖLÜ

BIÇAKLI KAVGADA ÖLÜ SAYISI 2'YE YÜKSELDİ.

FETÖ YENİDEN YAPILANIYOR

ARALAMAYA GİTTİ CANINDAN OLDU.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 15 11 1 3 21 36
2.TRABZONSPOR A.Ş. 15 10 1 4 14 34
3.FENERBAHÇE A.Ş. 15 9 0 6 18 33
4.GÖZTEPE A.Ş. 15 7 3 5 9 26
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 15 7 4 4 7 25
6.SAMSUNSPOR A.Ş. 15 6 2 7 6 25
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 15 6 4 5 -1 23
8.KOCAELİSPOR 15 5 6 4 -3 19
9.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 15 4 6 5 3 17
10.CORENDON ALANYASPOR 15 3 4 8 -1 17
11.TÜMOSAN KONYASPOR 15 4 7 4 -4 16
12.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 15 3 6 6 -6 15
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 15 4 8 3 -11 15
14.GENÇLERBİRLİĞİ 15 4 9 2 -4 14
15.KASIMPAŞA A.Ş. 15 3 7 5 -7 14
16.İKAS EYÜPSPOR 15 3 8 4 -8 13
17.ZECORNER KAYSERİSPOR 15 2 6 7 -17 13
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 15 2 11 2 -16 8

YAZARLAR