BİRŞEY OLMAZ MI?
Ülkemizin 10 İlini etkileyen; Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay’ı yıkan ve
50.000 insanımızın ölümüne ve on binlerce insanımızın yaralanmasına, milyarlarca maddi kayba
sebep olan 6 Şubat depremi nedeniyle ölenlere rahmet yakınlarına sabırlar diliyorum. Allah
memleketimizi beterinden saklasın. 1999 Depremine de Bursa’da yakalanmıştım. 20.000. insanımızı
kaybetmiştik ve Çok korku yaşamıştık. Acılar dramlar mağduriyetler vs vs. Günlerce aylarca tv ler
de halk arasında konuşuldu; Kolon kesilmiş, Demir/Çimento az konulmuş, Deniz kumu kullanılmış,
sulanmamış vs vs. Ama bir iki yıl içinde acılar dramlar yıkımlar unutuldu ve eski halimize döndük.
Yine bir deprem yine yıkımlar ölümler 3000. nufuslu Kurucaova köyümüzde 45 ölüm, acılar
dramlar vs vs. Bir batılı mühendisten dinlemiştim “SİZ HEP BİRŞEY OLMAZ, BİZ İSE YA
BİRŞEY OLURSA DÜŞÜNCESİYLE HAREKET EDİYORUZ”. Evet Maalesef biz hep bir şey
olmaz, idare eder, Allah korur, kader vs duygularla işimizi önemsemiyoruz gelişigüzel hareket edip
düzgün sağlam iş yapmıyoruz. Halbuki bizim inancımızda; “atını sağlam kazığa bağla sonra Allaha
havale et” denmektedir. İnancımız zayıf olabilir veya inanmayabiliriz peki bilim teknik kuralları niye
önemsemiyoruz. Kendi canımıza kastediyoruz veya komşumuzun akrabamızın müşterilerimizin
canına kastediyoruz. Müteahit çok para kazanmak için malzemeden işçilikten çalıyor, Ruhsat veren
kontrol eden kamu görevlileri işini savsaklıyor veya ahbap çavuş ilişkilerle göz yumuluyor. Dilim
varmıyor ama ya bide rüşvetlerle yanlışa göz yumulup işler hallediliyorsa Allah korusun vay
halimize.
En kötü kural kuralsızlıktan iyidir sözü boşuna mı söylenmiş. Bir inşaat yapılırken; Zemin
etüdü yapılır, projelendirilir, kontroller yapılır ama bu acılar bu yıkımlar neden oluyor. Kamu Özel
herkes görevini doğru düzgün yapsa bu acılar bu dramlar yıkımlar niye yaşansın. Birçok müteahitle
konuştuğumuzda veya yaşam tarzları gelirlerine baktığımızda çok para kazandıkları görülüyor
anlaşılıyor. Bayındırlık birim fiyatları ve dairelerin satış fiyatlarıda bunu gösteriyor. Bu aç gözlülük
neden peki, insanoğlunun gözünü bir avuç toprak doyurur sözünün doğruluğu anlaşılıyor. İşimizi
doğru yapsak, binalar yapılar sağlam olsa bu acılar dramlar yaşanmasa daha güzel olmazmı.
Anlaşılan iyilikten güzellikten anlamıyoruz veya anlamak istemiyoruz.
Gösteriş desinler için kullanmadığımız çok balkon yaparak binaların yükünü artırmamalıyız.
Bina altlarına yapılan dükkanların ferah olması için yüksek yaparsan sarsıntıda kolonların dayanım
gücü azalır. Binalarda çıkma olmamalıdır olacaksa çıkma alanına kadar perde betonla yapılmalıdır.
Toki sistemiyle komple perde yapılsa iyi olur ama en azından karşılıklı birer duvarı perde yaparsak
binalarımızın dayanımını artırmış oluruz. Gösterişli değil sağlam bina yapmalıyız. Artık şunu iyice
anlamalıyız; DEPREM DEĞİL BİNA ÖLDÜRÜR sözünü idrak etmeliyiz.
Depremde enkazda kalan akrabam diyorki; evi yaparken ustamız bu kolonlar evi taşımaz dedi
bende bir şey olmaz dedim ve ustayı ikna ettim diyor. Kendi mezarını kazmış ama Allah korudu
yaralı çıktılar. Gelin bu boş vermişlikten, Bir şey olmaz kaygısızlığından, Ahbap çavuş ilişkileriyle
idare et aymazlığından, oy almak uğruna izinsiz yapılaşmaya gözyummak ve yanlış imara açtığımız
tarım alanlarını katletmek ihanetinden, Hem şehrim partilim diyerek yanlışa gözyumarak korumacılık
torpil yapmak cehaletinden vazgeçelim artık. Dünyamızı karartmak kötüleştirmek için değil,
iyileştirmek gözelleştirmek aydınlatmak için çaba göstermeli ve çalışmalıyız. İyiler ve kötülerin
mücadelesi olan dünyada iyileri iyilikleri yapmalı korumalı ve tarafı olmalıyız.
Cevdet ARSLAN