Böyle Giderse
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla… ‘’Hani o gençler mağaraya sığınmışlardı da, “Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır” demişlerdi.’’(Kehf suresi 10.ayet) Günlük yaşantımız içinde günleri birer birer geçerken televizyon ekranlarında elimizde ki telefonlarda ki görüntülere alışmak mı desek kanıksadık mı bilemiyorum? Alıştığımız ve artık bir çoğumuzun en azından elimizden bu geliyor dediği boykota ve duaya sarıldığımız şu günlerde neden küçücük bir bölgeyle ve azıcık bir insan görünümlü yaratıklarla baş edemediğimizi daha iyi anlıyorum. Yukarıda ki ayette geçen Ashab-ı Kehf mağaraya sığınmışlardı. O günün zalim hükümdarından ve zulme uğramaktan Allah’a sığınmışlardı. Allah onlara öyle bir mucize yaşattı ki 309 yıl sonra onları yeniden uyandırdı ve Allah’ın dininin yeniden galip olduğunu göstermişti. Gazze’nin sığınacak bir mağarası da yok ama onlar mağaraya değil bizlere Allah’a nasıl sığınılır onu gösterdi. Allah bilir ama Allah Rasulü peygamberimizin görmeyi arzuladığı mü’minler olduklarını da gösteriyorlar. Niye bir şey yapamıyoruz diye üzülürken ‘’Neden ‘’ sorusunun cevabında biz kardeş nasıl olunur bilmediğimizi farkettim. Allah’ın tüm mü’minleri kardeş yaptığının ve bu hukukun nelerden oluştuğunu bilmeden kardeşlik nasıl yapacağız? Daha cemeatların ve tarikatların içindekiler kardeş olamamışken mahallede ki cami cemaati birbirini gördüğünde yolunu değiştirirken Tarikatlar menfaat yarışında dünyalık kapmaya çalışırken akraba bir birini tanımamazlıktan gelirken biz kardeş olup Gazze’yi nasıl kurtaracağız? Kurtaramayız! Dünyalık endişelerden kurtulamadıktan sonra herkesin bizim yolumuz, bizim şeyhimiz, bizim mezhebimiz, bizim cemaatimiz, bizim tarikatimiz dediği zamanda Ümmet olmanın şuuruna varamadıktan sonra biz Gazze’yi kurtaramayız! Boykota dahi alışkanlık diye özen gösteremezken Gazzeli kardeşimizin küçük bir çantayla sürüklendiğinin acısını hissedemeyiz! ‘’Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.’’(Bakara suresi 155) Okuyup geçtiğimiz ayetlerin bize gelmeyeceğini zannederiz ama olmadık imtihanlarımız belalar toplumumuzu kasıp kavururken bunlarda nerden geldi başımıza der dururuz. Gazzeli kardeşlerimiz daha huzurlu şehit oluyorlar. Daha mutmain direniyorlar düşmana farkında mıyız? Biz ise her geçen gün sinelerimiz daha bir karanlık ve yüzler gülmüyor. Cihat etmenin mutluluğunu unutturmuşlar bize. Yaşatmak için adelet için mazlumun sesine cevap için Allah için mücadeleyi unutmuşuz. Ne kaldı elimizde utanılacak bir kalp boşa gitmiş bir hayat ellerimizde, bırakıp kurtulamadığımız günahlarımız sırtımızda hareket edemiyoruz. Yeni Müslüman olanlar daha iyi görüyorlar ve bulundukları ülkelerin şerre verdiği destekten utanarak yüzlerini ağartacak kardeşlik gösteriyorlar. Bizlerde yapmaya çalışıyoruz ama yeterli mi ki? Türkler her daim mazluma ses olmada önder olurken yapılanlar yeterli midir? Yakınının da yakını gün olan hesap günü gelmeden Ümmet çatısı altında birleşmeli, kardeşliğimizi yeniden diriltmeli acıysa acıyı yudumlamalı ama kardeşlerimize varlığımızı hissettirmeliyiz. Düşmanın bu gün Gazze dediği yerde bizde olabiliriz. Rabbim bizlere feraset versin ve birlik olup ümmet kardeşliği nasip etsin… Ravza Zeybek