Askerimize, Kahraman ordumuza dil uzatan düşman olan içimizdeki hainler okusunlar ki Askerimiz vatanımız için, bayrak için Türk halkının rahatlığı için bütün mukadessiyatların korunması için canını dişine taktığını, onurluca bir duruş gösterdiğini bilsinler.
1990 lı yıllarda terörün tırmanışa geçtiği dönemlerde vatani görevini yapan bu kardeşimizin tuttuğu günlükten alıntılar yaparak yazacağım. Vatanı korumanın öyle kolay olmadığının gerçek anlatımıdır. Siyasi torpillerle askerlik yapmayan, yalandan çürük raporu alanlar, askere gitmemek için bir uzvunu feda edenler, başka ülkenin vatandaşlığına geçerek askerlikten kaçanlar sizlerde okuyun ki Ay yıldız bayrağımız dalga dalga dalgalanırken, neler yaşanıyor bu ana kuzuları siz rahat uyuyun diye ölümle her gün nasıl burun buruna geliyor öğrenin. İşte bu hikaye görünmez kahramanların hikayesidir. Çamdibili bir komando eri olan bu kardeşim olayları anlatırken halen o anı yaşıyordu, o anlatırken vatana sahip çıkmanın, Türk milletinin sorumluluğunu üzerine almışlığının ağırlığını gördüm kendisinde.
Bu yazıları yazan Çamdibili Komando eri tüm Mehmetçikler gibi vatan ve Bayrak sevdalısı dir. “Al bunları Muradım yaz, yazda okusun Mehmetçiğe dil uzatanlar” dedi.İşte günlükte yazılı olan gerçekler…
“Sarıoğlana üç günlük arama tarama görevine öğleden sonra 17.00 da birlikten ayrıldık. Tim rütbelilerle birlikte 25 kişiydi.Bu benim ikinci görevimdi. Ve yine geceleri dağda geçirdik.
Artık tecrübeliyim tedbirimi alarak göreve çıkıyordum. bu görevde çok yürüdük yaz olduğu için en ufak su birikintisini bile değerlendiriyorduk. Sırt çantasını çıkarma ihtimali olmadığından, hayvanların yalaktan su içtiği gibi su içiyorduk. Bu görevde Buzlu tepeden Kuşluca karakoluna gidiyorduk. Buzlu tepede teröristler pusuya yatmış, timin kalabalık olması vede aralarının iyice açık olması sayesinde bu pusudan kurtulduk. Bu pusuya düşme işini görev bittikten sonra öğrendik. Bu görevde çok yol yürüdüğümüz için ayaklarım pişik içindeydi. Daha beter oldum birliğe gelince üç günlük rapor aldım. Bu görevden sonra tekrardan destek timine verildim.”
“ İzinden önceki son görevim. Biz yine göreve değilde ogün oynanacak Galatasaray- Beşiktaş maçını kaçıracağımıza yanıyorduk. O gün yine araçlarla Kuşluca karakoluna çıkmaya düşünüyorduk. Fakat kar buna engel oldu. Belimize kadar karlar içinde gömülerek bata çıka 3 saatlik karakola çıktık ve orada maçı seyrettik. Maç bittikten sonra biz yine intikale başladık fakat kardan yürüyemiyorduk ve de hava kararıyordu çoğu arkadaşımız bilgeç mezrasına gelene kadar mahvoldu saat sabaha karşı 1'e kadar orada kaldık o saatte tekrar intikala başladık gece olmasından ve de kardan dolayı yolu kaybettik sabah 9.00'da Kozluca köyüne vardık fakat ayaklarımızın içine kar girmesinden dolayı donma tehlikesi geçiyorduk öbür timdeki 3 arkadaş bizimkinden 3 kişi daha aynı durumdaydı içlerinde en iyi durumda olan bizim timdekilerdi bizler kısmi donma geçirirken diğer timdeki bir arkadaş da az daha donmak üzereymiş girdiğimiz evde Hüseyin ayaklarımı karla oldu ev sahibi de bana sıcak bir çay içirdi ayaklarım hafiften şişti ama zorlayarak botumu giydim. Çünkü daha yol yürüyecektik ve bundan başka bir seçenek yoktu. ayın 15'inde birliğe döndük fakat ayaklarımız şiş ve bu akşam ertesi günü izine gideceğimi öğrendim
24-1-1992 izinden sonraki ilk görevim araçlarla belli bir yere kadar gittikten sonra intikale başladık . Kar yine belimize kadar geliyordu ama bu sefer tedbirimi almıştım ayağıma kar girmedi arama yaptıktan sonra ayın 26' sında birliğe geri döndük.
çatışmaya girdiğimiz yerde yarım günlük arama görevini gittik teröristlerden birinin cesedini bulduk leş gibi kokuyordu ayrıca depo olarak kullanılan bir sığınık sığınakta bol miktarda un şeker ve çay bulundu bunların hepsini epsi birden imha edildi cesetle birlikte saat 12'ye doğru birliğe döndük.
sabah 7'de intikalle tornova'ya hareket ettik saat 12.00'de araçlara binip birliğe döndük bu görev sırasında tim arkadaşım olan Şahin'in su kaynatması yüzünden zor anlar yaşadık ve de bir tabur askerin yok olduğu gece 4 kim görevde idik görevde Bir de filmde bir havan ve mermileri yüzünden zor anlar yaşadık intikalde çok zorlandık zaten bu operasyon yol yürümekten başka bir şey anlayamadık birliğe döndüğümüzde herkesin ayağı pişik ki.
çatışmaya girdiğimiz görevden geleli 2 gün olmuştu 3 günü sabahında uyandığım zaman ek malzemelerin ranzımın başucunda buldum merkeze bağlı sarı tosun köyüne iki günlük bir pusu görevine gideceğimizi öğrendim bunun sebebi ise bir gün sonra kutlanılacak olan Nevruz Bayramı kutlamalarında olay çıkmasını önlemek amaçlı idi bu görevin 6 saatini ancak uyuyabildim geri kalanların 42 saati yağmur ve karın altında nöbet tuttuk 22'sine birliğe döndük.
Bayram sebebiyle ertelenen göreve bugünün ilk saatlerinde başladık birlikte yürüyerek birliğin güneyde ormanlık alanı arayarak batıya doğru ilerledik ve ayın 10'unda akşam saat 20.45'te birliğe döndük bugün evde hem kumanya olarak zenginlik hem de köyler bizi bayağı iyi besledi.
hozat'ın Ali boğazı dediğimiz mevkide operasyon düzenleneceği ve bizim de tıkama yapacağımızı söyleyerek göreve çıktık o gün yine yağmur yağıyordu ve biz han uşağı karakoluna kadar araçlarla gittik araçlar karakolun aşağısında kaldı ve biz o yağmurda Kartal yuvası gibi olan karakola yağmur altında çıktık gece karakolda geçirdik ertesi gün hozat'ın hava maliyeti nedeniyle operasyon iptal ettiğini öğrendik buna sevinmiştik ama bu sevincimiz kısa sürdü çünkü bölük arama tarama yaparak birliğe döneceğimizi söyledi Sabah 9.00'da intikalle başladık ve önümüze çıkan mızraları ve köyleri arayarak ilerliyorduk aslandoğmuş'a geldiğimiz zaman bölük yine saat 21.00'a kadar pusu atacağımızı söyledi yine yağmur başladı ve biz yine yağmur altında intikale başladık yağmur altında 2 saat yürüdük daha biriyle yolumuz vardı fakat Yavuz astsubay telsizle araçları istemiş araçlara çakmakla dediğimiz mısra altında rızası altında bindik birliğe vardığımızda saat 24'ü geçiyordu.
Evet yukarıda tüm okuduklarınız bir Komandonun defterinden yazılmıştır. İşte o Çamdibili komando anneciğine yazmış olduğu şiirle ne kadar özlem içinde olduğunu belirtmiş.
ÖZLEM
Bana bakarken hep oğlum derdin
Benden hep Ümit beklerdin
Beni çok sevdiğini söylerdin
Seni çok özledim anneciğim
Ben asker olunca doldu gözlerin
Gönlümde hep sizleri özledim
Bana hep küpe oldu sözlerin
Ben de ağladım sonunda anneciğim
Hasretlik çekiyorum bak şu halime
Sarılıp öpmek geldi elini
Ömrümü veririm senin için seve seve
Sizleri çok özledim anneciğim
İşte Türk milletinin ve Anadolu medeniyetinin; iman, ahlak, dürüstlük, yiğitlik, fedakârlık, şefkat, merhamet, disiplin, insan sevgisi, vatana ve millete bağlılık gibi ilkelerle yoğurarak meydana getirdiği ve Müslüman Türk kültürüne kazandırdığı en önemli değerlerden biri de Mehmetçiktir. İrfana erme Güneş gibi doğma niteliklerini taşıyan şanlı ordumuzun her bir neferi olan Mehmetçiklerimize rabbimden güç kuvvet dirayetlerinde sağlıklar dilerim.
Gönül ehli ve şanlı Güneydoğu’nun Anadolu’dan bölünemeyeceğini canını vererek ispatlayan cesur ve Kahraman Türk askerlerimize yani tüm Mehmetçiklerimizi minnet ve saygıyla selamlıyorum.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..