CHP Babandiga'nın Ordusunu İstiyor
Kara Harp Okulu, 1960 yılından beri askeri darbelerin odağında yer almış ve karargah merkezi olmuştur.
Demokrasiyi ve halkın yönetimini hazmedemeyen başta CHP olmak üzere faşist zihniyet daima askerleri kışkırtarak darbe yaptırmışlardir.
Nitekim 2024 Yılının bir Ağustos gününde 150-200 civarındaki teğmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kara Harp Okulu Camisini açma töreni esnasında büyük bir disiplinsizlik göstererek kalkışma gerceklestirmislerdir.
Bu disiplinsizlik ve emre itaatsizliğin Ankara’nin göbeğinde olan Kara Harp Okulunda gerçekleşmesi hiç de tesadüf değildir.
Zira 1960 yılından itibaren başta faşist CHP'li yöneticiler olmak üzere seçilerek iktidara gelme imkanının olmadığını gören siyasetçiler; zavallı askeri okul öğrencilerini kışkırtarak Anayasa ve düzeni silah kullanarak ortadan kaldırma yoluna girmişlerdir.
Hemen tamamında Amerikanın desteklediği darbeci askerler; vatanımızın altını üstüne getirerek büyük bir ekonomik ve sosyal yıkıma sebep olmuşlardır.
İşin daha kötüsü aradan geçen yıllara rağmen CHP ve faşist anlayışta hiçbir ilerleme olmamış bilakis darbe kişkirticiliginda daima öncü rol üstlenmislerdir.
27 Mayıs 1960'da Yüzbaşı Muzaffer Özdağ, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun'u tekme tokat döverek Kara Harp Okuluna getirmiş ve burada diğer faşistlerle birlikte ahlaksız ve edepsiz eylemlerine devam etmişlerdir.
1962 Yılında Kara Harp Okulu Komutanı Albay Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan Okulun hemen yanındaki Meclisi basmış hukumet üyelerini ve milletvekillerini tutuklamistir.
Elbette CHP Başkanı İsmet İnönü’ye karşı tutunamazdi. Nitekim İnönü serbest kaldıktan hemen sonra Aydemir ve Gurcan'a kendisine sadık ordu mensupları sayesinde karşı darbeyi yapmıştır. Ceza verilmemek şartıyla Aydemir, affedilmiş Nijerya'daki İbrahim Babandiga gibi darbeciline devam etmiştir.
Yeri gelmişken söyleyelim Afrika'da erken kalkan subaylar sık sık darbe yapar Avrupa'lı efendilerine köle olmayı sürdürürler.
Nijerya'daki Zırhlı Kolordunun Komutanı olarak Albay Babangida'da 1975 darbesi ile bu gelenegi surdurmustur.
Türkiye'deki feci gidişat aynı Afrika'daki olduğu gibi hala devam etmektedir.
Albay Aydemir darbecilige emekli edildikten sonra da devam etmiş aynı bugün olduğu gibi Kara Harp Okulundaki darbeci askerler vasıtası ile demokrasiyi ortadan kaldırma girişimlerini sürdürmüştür.
Kara Harp Okulu öğrencileri hafta sonu uygun adımlarla Aydemir'in evinin önünde uygun adımlarla geçiyor ve selam veriyorlardı.
Bu rezaletler sonucunda 1963 yılında Aydemir yeniden darbe yapmaya kalkismıs fakat başarısız olunca Fethi Gurcan ile birlikte idam edilmiştir.
Nedense bu büyük kalkışma ve darbeler sonucunda Kara Harp Okulu müfredatına bulunan askeri darbeleri teşvik eden maddeler degistirilmemistir.
Askeri Okul Ögrencileri Bursa Nutkunda geçtiği üzere gerekirse elle, taşla, silahla daima darbe ve devrim yapma konusunda faşist bir eğitim almaya devam etmektedirler.
Atatürk tarafından söylendiği iddia edilen Bursa Nutku, Türk Tarih Kurumu ve Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hukuksal bir gerçeklik olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle 30 Ağustos 2024 tarihinde tegmenlerin kalkismasinda "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" sloganının atılması bir sürpriz değildir.
Devrimci ve darbeci kalkışma bütün askeri birliklerde ve özellikle de Kara Harp Okulunda hala devam etmektedir.
Bu büyük ve ciddi sorunun elbette çözümü de vardır. Kara Harp Okulunu "Demokrasi Müzesi" yaparak başka bir ilimize taşımak en kolay çözümdür. Çünkü Meclis ve siyasetçilerin merkezi olan bu ilimizde sık sık askeri okullar hedef olarak ele alınmaktadır. Özellikle faşist ve darbeci zihniyet daima askeri birliklere etki etmeye çalışmaktadır. Parti sözcüleri ve siyasetçiler hala utanmadan askerleri kışkırtan demeçler vermeyi surdurmektedirler.
Bu konuda ne yazık ki kimse çıkıp ta "Bu yol çıkmaz sokaktır, askeri okul öğrencilerini kendi ahlaksız faşist emellerinize alet etmeyin" diye konuşacak gazeteci, akademisyen ve yazarlar ortada yoktur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faşistlere karşı ürkek ve korkak tavrını desteklemek hamiyetli ve vatanperver insanlara yakışmaz.
Devletimiz ve hukuk sistemimiz iki yüze yakın darbeci teğmen içinden sadece 5 tanesine ve onlarca darbeci subaydan sadece 3 tanesine soruşturma açması acınacak ve utanılacak bir durum olup içine düştüğümüz feci durumun basit bir göstergesidir, vesselam...