DEĞERLERİMİZDEN 'SEVGİ'
Sevgi, bir nedene dayandırılamayan, karşılık beklemeden insanları ve evrendeki tüm varlıklara
karşı pozitif duygularımızın olmasıdır. İnsanın yaradılışı gereği sevmek ve sevilmek gibi duygulara
ihtiyacı vardır. Dünya daki varlıkları sevmemiz ve hoşgörüyle bakmamız gerçekten çok önemlidir.
Eğer insanları ve varlıkları sevmediğimiz zaman duygularımız bencilleşir ve insanı insan yapan
yücelten iyi duygulardan uzaklaşır ve yanlışlıklar yapmaya doğru kayarız. Yapılan her yanlışlık
kötülükleri doğuracağı için hem bireysel olarak bizim huzurumuz kaçtığı gibi çevremizde huzursuz
ederiz. Mevlana Celalettin Rumi Hazretleri; “Yaratılanı sev yaradandın ötürü” diyerek yaratılmış
her varlığı bizi yaratan Allah için sevmemizi öğütlemektedir. Herhangi bir karşılık bekleyerek
sevmek gerçek sevgi olmayıp çıkar ilişkisini doğurmaktadır ki buda insanları, menfaatçiliğe
çıkarcılığa iter.
Sevgiyi, insanlığın sorunlarına bir cevap olarak, kişideki aktif ve üretici gücün kaynağı bir
enerji olarak ortaya çıktığı için, bu söz konusu üreticilik sevmeyi de bir sanat olarak tanımlar. Sevgi
gücü kişinin yaptığı işte başarısını veya başarısızlığını da olumlu veya olumsuz yönde
etkilemektedir. Yaptığımız işimizi, çevremizdeki insan veya tüm yaratılanları seversek, pozitif
düşünüp moral ve motivasyonumuzda yüksek olacaktır. Sevgi mutluluğu doğurur, mutlu insan
yaptığı işi iyi ve güzel yapar ve işinde başarılı sonuçlar alır. Hangi meslek olursa olsun mesleğimizi
işimizi sevmeliyiz ki verim alalım başarılı olalım.
Sevgide önce kendimizi sevmeliyiz. Kendini sevmek diğer bütün sevgi türlerinin ön
koşuludur. Sevgi kuramına göre, kendini sevmeyen başkasını sevemez. Herhangi bir sevgi türünde
kendine sevgi olmaması biyolojik olarak imkânsızdır. Mantıksal açıdan da, başka insanları sevmek
etik olansa, kişinin de kendi bir insan olduğu için kendini sevmesi etiktir ve bu yalnızca bir
dönüşlülük olarak gereklidir. Bencillik ise diğer kişileri görmezden gelerek, onların varlıklarını
önemsemeyerek, her şeyi kendi için isteyip gerekirse bunun uğruna diğer kişilere zarar vermektir.
Kendini sevmeden başkasını sevme deneyimi, gelişmemiş ve olgunlaşmamış bir kişiliğin
yansımasıdır ve dolayısıyla sevgi değil, aciz bir bağlılık duygusudur.
Peygamberimiz AS buyurdular: “Kendin için sevip arzu ettiğini, insanlar için de sev!” Hadis
Sevgilerin en güzeli, kutsalı ve vazgeçilmezi Annenin çocuğuna duyduğu koşulsuz sevgidir. Anne
sevgisinin en belirgin özelliği, koruyuculuk davranışıdır. Kardeşçe sevgideki gibi sorumluluk ve
başka insanları önemseme davranışı burada da görülür. Ancak aradaki fark, sevginin, annenin
çocuğuna zaten bağlı olduğu için bir karşılık ya da koşul sorgulamadan gerçekleşmesidir. Bu bağ
zorunlu değil, annenin kendiyle bütün bir şeyi sevmekte olduğu için dönüşlüdür ve böylece öz sevgi
içerir. Anne karşılık sorgulamaz, çünkü çocuğu sevmekle zaten kendini sevmektedir. Elbette
sevginin bu türü anne-çocuk arasında sınırlı kalmaz. Bu biyolojik bağın olmadığı yerde de insan
ilişkilerinde anaç sevgi görülebilir.
Allah sevgisi İslam dininde, bir ibadet ve şart olarak ortaya çıkmaktadır. İslam’da Allah
bütün varlıkların yaratıcısı ve yaratılan âlemin düzenleyicisi olduğu için her Müslümanın Allah’ı
sevmesi gerekmektedir. Allah insanları ve tüm varlıkları yarattığı ve bu yaratılanların hayatlarını
sürdürebilmeleri için nimetler verdiği içinde ayrıca teşekkür edip sevmek gerektiğini bilmemiz
gerekir. Allah’ın âlemin düzenleyici ve yasa koyucu nitelikte olduğu söylendiği içinde yaratılanların
yaratıcısını sevmesi emredilmektedir.