Önder GÜZELARSLAN

Tarih: 10.03.2025 00:04

Düşünce İnsanı ve Devlet Adamı: Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç

Facebook Twitter Linked-in

Düşünce İnsanı ve Devlet Adamı: Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç

“Tarih sadece sürekli değişimin değil, aynı zamanda ve devamlı olarak imkânsız ve beklenmeyenlerin gerçekleşmesinin hikâyesidir.”

Bu sözüyle bir zoru başaran, "Bilge Kral" olarak anılan yiğit bir devlet adamı geçti bu dünyadan. Avrupa’nın tam ortasında, dillere destan direnişiyle tüm insanlığa ibret olan ve İslam dünyasında bir meşalenin fitilini ateşleyen bu güçlü ve saygın insan, Aliya İzzetbegoviç olarak tarihe adını kazıttı.

Bir başka sözünde, “Tarihi Allah yazar, biz sadece nerede duracağımıza karar veririz.” diyerek durduğu yeri gösteren İzzetbegoviç, yılgınlık göstermeden bütün şer güçlere karşı inanılmaz bir direniş ortaya koydu. Onun şanlı mücadelesi sayesinde bugün Bosna halkı, hür bir şekilde devletlerinin şemsiyesi altında varlığını sürdürüyor.

Çocukluğu ve Eğitimi

8 Ağustos 1925 tarihinde Bosna-Hersek’in Bosanski Šamac kasabasında Müslüman bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Aliya İzzetbegoviç, geleneksel İslami değerleri tanıyarak ve öğrenerek büyüdü. Ailesi, Osmanlı birliklerinin Sırbistan’dan çekilmesinin ardından, 1868 yılında Bosna Vilayeti’ne taşınan Belgradlı eski bir aristokrat olan Izet-beg Jahić’in soyundan gelen, seçkin ama fakir bir aileydi. Ancak her şeyden önce sağlam bir duruşa sahiptiler. İzzetbegoviç de bu sağlam duruşun içinde, güçlü bir ahlaka ve çok iyi bir dini terbiyeye sahip olarak yetişti. Hayatındaki başarılarında, ailesinden aldığı bu eğitim ve terbiyenin büyük bir rolü oldu.

Eğitim hayatına Saraybosna’da başlayan Aliya, çok genç yaşta edebiyat ve felsefeye ilgi duymaya başladı. Saraybosna’daki eğitimi, onun düşünce yapısının temel taşlarını oluşturdu. Genç yaşta katıldığı Genç Müslümanlar Cemiyeti, onun İslami birikimine büyük katkı sundu. Bu nedenle çok genç yaşlarda Batı felsefesi ve İslam düşüncesini derinlemesine incelemeye başladı. Her zaman aktif bir hayat süren Aliya İzzetbegoviç, gençliğinden itibaren okumalar yapan biriydi. Bu okumaları ve araştırmaları, sonraki yıllarda kaleme aldığı eserlerde ve siyasi hayatında belirleyici oldu.

Aldığı İslami terbiye, 1930’larda Bosna’daki siyasi ve sosyal ortamın içinde onun dünya görüşünü şekillendirdi. Böylece Yugoslavya’nın sosyalist rejimine her daim muhalefet eden bir kimlik kazandı. Orta ve lise eğitimini tamamladıktan sonra hukuk eğitimi almak istedi ve Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kayıt yaptırdı. Üniversite yılları, onun siyasi ve entelektüel kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Burada edindiği arkadaş çevresi ve okuduğu eserler, onun birikimini daha da artırdı. Çocukluk yıllarından beri içinde taşıdığı liderlik aşkı, üniversite döneminde daha da pekişti.

Gençlik Yılları ve Mücadelesi

Aliya İzzetbegoviç’in gençlik yılları, II. Dünya Savaşı’nın karmaşası ve belirsizliği içinde geçti. Savaşın başladığı 1939 yılında henüz 14 yaşındaydı. 1941 yılında "Genç Müslümanlar" hareketinin kurulmasına öncülük etti ve bu yapının içinde aktif rol aldı.

1944 yılının ortalarında, Sırp kralcı Çetnikler tarafından gözaltına alındı. Ancak 1914'te büyükbabasının, kırk Sırp rehinenin serbest bırakılmasında gösterdiği yararlılık göz önüne alınarak serbest bırakıldı. II. Dünya Savaşı’nın ardından, Yugoslav komünistleri tarafından tekrar tutuklandı ve bu kez hapse mahkûm edildi. Nazilerle iş birliği yaptığı öne sürülerek üç yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Hapisten çıktıktan sonra, 18 yaşından beri tanıştığı kızla evlendi ve 13 Ocak 1946’da yeni bir hayata adım attı.

Siyasi Mücadelesi ve Bağımsızlık Savaşı

II. Dünya Savaşı’nın ardından, Yugoslavya bağımsızlığını yeniden kazandı ve Josip Broz Tito liderliğinde bir komünist rejim kuruldu. İslami düşünceye sahip olan Aliya İzzetbegoviç için bu dönem, yeni bir mücadele süreci anlamına geliyordu. 1970 yılında, "İslam Deklarasyonu" adlı eserini yayımladı. Bu eser, Yugoslavya’da büyük tepkilere neden oldu.

1983 yılında "Saraybosna Süreci" olarak bilinen davada, "İslamcı faaliyetlerde bulunmak" suçlamasıyla 14 yıl hapse mahkûm edildi. Ancak, uluslararası kamuoyu ve insan hakları örgütlerinin baskısıyla, 1988 yılında serbest bırakıldı.

1992’de, Bosna-Hersek bağımsızlığını ilan etti. Aynı yıl, Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin ilk başkanı oldu ve 1996 yılına kadar bu görevi sürdürdü.

Bu süreçte, 1992-1995 yılları arasında Bosna’da yaşanan kanlı savaşta büyük bir liderlik gösterdi. Bosna’da resmen bir katliam ve soykırım yaşandı. Fakat Aliya İzzetbegoviç, stratejik dehasıyla bu süreçten zaferle çıktı ve Demokratik Eylem Partisi’ni kurarak Bosna’nın bağımsızlığını sağlamlaştırdı.

Düşünce Dünyası ve Mirası

Aliya İzzetbegoviç, yalnızca bir devlet adamı değil, aynı zamanda bir düşünce insanıydı. İslam ve Batı felsefesi üzerine derin okumalar yaptı. Felsefe, tarih ve edebiyat alanında Bergson, Spengler, Sartre, Camus, Kafka, Dostoyevski, Tolstoy, Nietzsche, İbn Haldun, Gazali, Sâdi Şirâzî gibi birçok önemli düşünürü inceledi.

Geride "İslam Deklarasyonu", "Doğu ve Batı Arasında İslam", "Tarihe Tanıklığım", "Köle Olmayacağız" gibi eserler bıraktı.

19 Ekim 2003’te vefat eden Aliya İzzetbegoviç, dünya tarihine bilgelik ve cesaretle yazılmış bir miras bıraktı. Onun şu sözü, hafızalara kazındı:

"Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır."

Önder Güzelarslan


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —