Ekonomi, Siyaset ve Diplomasi Üçgeninde Türkiye
Kasım ayının ilk haftası ve Türkiye, tıpkı mevsim geçişleri gibi, hareketli ve dönüşken bir gündemin tam ortasında. Hem içeride hem dışarıda, alınan her karar ve atılan her adım, ülkenin yakın gelecekteki rotasını çiziyor gibi. Gelin, bu ayın en dikkat çeken başlıklarına yakından bakalım.
Ekonomi Cephesi: Enflasyonun Gölgesinde Kira Sancısı
Ekonomi, yine listenin en başında ve ne yazık ki en yakıcı yerinde duruyor. TÜİK’in açıkladığı Ekim enflasyon verileri, hepimizin hissettiği o gerçeği bir kez daha teyit etti: Fiyat istikrarı için daha alınacak çok yol var. Para politikasındaki sıkı duruşun ne kadar daha süreceği, ekonomistler arasında hararetli bir tartışma konusu. Kuveyt Türk’ün yıl sonuna doğru faizlerde kademeli bir düşüş olabileceği tahmini, piyasalara bir nebze olsun nefes aldıracak bir beklenti olsa da, o an gelene kadar kemerleri sıkı tutmak gerekiyor.
Ancak Kasım ayının en can yakıcı ekonomik gündemi, şüphesiz kira meselesi. Yüzde 25'lik o tartışmalı tavan kalktı ve yerine TÜFE ortalamasına dayalı yeni bir denge geldi. Kira artış tavanının yüzde 37,15 olarak belirlenmesi, hem kiracı hem de ev sahipleri için yeni bir dönemi işaret ediyor. Fahiş fiyat artışlarını önleme çabaları takdire şayan, fakat bu dengeyi gerçekten kuracak olan, kağıt üzerindeki oranlar değil; konut arzını artıracak somut adımlar olacaktır.
Siyasette kilometre Taşları ve Kritik Mesajlar
Siyasi arenada AK Parti’nin kesintisiz iktidarında 23 yılı geride bırakması, üzerinde düşünülmesi gereken bir kilometre taşı. Demokrasiden dijital dönüşüme, bu uzun süreçte atılan adımlar (DGM’lerin kapatılması, e-Devlet gibi) elbette farklı çevrelerce farklı şekillerde okunuyor. Ancak bu sürekliliğin Türkiye siyasi tarihi açısından ne anlama geldiği, gelecekte çok daha detaylı analiz edilecektir.
Muhalefet cephesinde ise, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in attığı adımlar ve özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili hukuki süreçlerin yakından takibi, siyasi tansiyonu canlı tutuyor. Meclis’teki en somut mesai ise, Bakanlıkların 2026 bütçe teklifleri. Önümüzdeki yılın ekonomik haritasını çizecek bu görüşmeler, hepimizin geleceğini doğrudan etkileyecek kararlar içeriyor.
Dış Politikada Gazze Odağı: Arabuluculuğun Önemi
Kasım ayında Türkiye'nin dış politika gündemini tek bir kelime özetliyor: Gazze. Bölgedeki insanlık dramı devam ederken, Türkiye'nin arabuluculuk ve insani yardım çabaları, vicdani ve diplomatik bir görev üstlendiğimizi gösteriyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ev sahipliğinde İstanbul’da Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Katar ve Suudi Arabistan gibi önemli ülkelerin katılımıyla düzenlenen toplantı, Türkiye'nin bölgesel diplomasideki merkez üssü rolünü bir kez daha tescilledi. Kalıcı ateşkes ve barış için atılan bu diplomatik adım, kriz dönemlerinde uluslararası işbirliğinin ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.
Güvenlik cephesinde ise terörle ve düzensiz göçle mücadeledeki kesintisiz operasyonlar, ülkenin sınırlarının ve iç huzurunun korunması adına atılan zorunlu adımlar.
Bir Sonuç Yerine: İstikrar Arayışı
Kasım 2025, Türkiye için ekonomik sıkılaşmanın sonuçlarının yakından takip edildiği, siyasi dengelerin sürekli yeniden ayarlandığı ve dış politikada bölgesel krizlere aktif bir çözüm arayışının sürdüğü bir ay olacak gibi duruyor. Herkesin ortak temennisi, bu zorlu rüzgârların ardından ülkenin daha güçlü, daha istikrarlı bir limana ulaşması. Gündemin hızına yetişmek zor olsa da, olan biteni doğru okumak bizler için önemli...
Deniz Karabağ
