Ey imam, namazı istediğin kadar uzat, bu iki ayet dışındaki.
Toplum nezdinde bir çok meslek saygındır. Öğretmenlik gibi, hemşirelik doktorluk gibi, imamlık gibi. İnsanımız o kadar saygılıdır ki bu meslek grubundan birisini özellikle imamları ve öğretmenleri gördüğünde saygıda kusur etmez. Yaşı ne olursa olsun önünü ilikler, hürmetini ve saygısını en iyi şekilde gösterir.
Zira öğretmen, imam gibi vazifelerini ifa edenler insan üzerine; insanı eğitmek, vatanına, milletine anne ve babasına toplum nezdinde hayırlı bir insan yetiştirmek için gayret ederler.
Elbette vazifeleri hak ve hakikat üzerine olmalı. Yanlışa yanlış, kötüye kötü demeli, hayra, doğruluğa güzelliğe hak ve hakikate sevk etmeli.
'Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” Hadis-i Şerif te olduğu gibi.
Tıpkı bir imamın bir padişaha Kur'an okuduğu ayetler ile kaba bir tabirle hizaya getirdiği gibi.
Kıssadan hisse kabilin den,
İmam namazda kraati biraz uzun tutmuştu.
SULTAN sıkılmış olacak ki, namaz çıkışı cemaatin önünde hocaya:
-'Bundan sonra namazı uzatma, her rek'at'te bir ayet oku!'
Diyerek sert bir şekilde uyarır imamı ...
İmam, ertesi günü akşam namazında ilk rek'at'te:
وَقَالُوا رَبَّنَٓا اِنَّٓا اَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُـبَرَٓاءَنَا فَاَضَلُّونَا السَّب۪يلَا
'Rabbimiz, biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat ettik.
Onlar da bizi saptırdı'
(Ahzab, 67) ayetini;
2. rek'atte de:
رَبَّنَٓا اٰتِهِمْ ضِعْفَيْنِ مِنَ الْعَذَابِ وَالْعَنْهُمْ لَعْناً كَب۪يراً۟
'Rabbimiz, onlara iki kat azab ver ve çok büyük bir şekilde la'net et' (Ahzab, 68) ayetini zammı sure olarak okudu.
Namazdan sonra sultan, imamın yanına gelerek: 'Ey imam, namazı istediğin kadar uzat, bu iki ayet dışındaki ayetlerden de istediğini oku.' dedi.
Bize de, helâl olsun imama demek düşer. Darısı bu imam gibi bizim imamlarımızın başına.
Nesibe Tükel