Benim tarihçe-i hayatım, “güzel insanlar almanağı” gibidir. Çocukluğumdan bu yana, Rabbim bana yüzlerce, binlerce güzel insanlarla tanışmamı lütfetti. En yakınımda güzel insanlar doluydu. Amcam, dayılarım, halalarım, teyzelerim ve çocukları, kardeşlerim, akrabalarım, komşularım, komşu çocukları (mahalle uşakları)… Akrabalarımızın köylerine gittiğimizde etrafımızı güzel insanlar ve onların muhabbet haleleri sarardı. Nasıl izzet ve ikramda bulunacaklarını bilemezlerdi. Dedem ve babam ticaretle meşgul olurlardı. Köylüler, buğday, arpa, mercimek, nohut, susam, fıstık, zeytinyağı, kuru üzüm gibi mahsullerini getirirlerdi. Ben de yaz tatillerinde yanlarında çalışırdım. İşte o esnada yüzlerce güzel insanla tanışırdım. Hepsi de zekâtlarını veren, ikram etmeyi seven, yüzleri gülen, insana ferahlık veren güzel huylu insanlardı.
Ortaokulda Risale-i Nur camiasıyla tanıştım. Onlar ne güzel insanlardı. Daha sonra Millî Görüş camiasıyla tanıştım. 1973 milletvekili seçimlerinde dayım Mehmet Bozgeyik, MSP’den aday oldu ve kazandı. O esnada Millî Görüş camiasını yakından tanıdım ve o güzel insanları çok sevdim. O esnada Millî Gazete’yi de takip ediyordum. Bu camianın AGD-MGV mensubu kalpleri iyilikle dolu yüzlerce gençleriyle tanıştım.
1975’te üniversiteye kaydolunca İstanbul’da Yeni Asya camiasının idaresindeki apartman dairelerinde kaldım. O sırada nice güzel insanla tanıştım. O talebelik yıllarında Millî Görüş’ün idaresindeki MTTB, İlim Yayma Cemiyeti ve sair sivil toplum kuruluşları mensupları ile tanıştım. Onlar ne güzel insanlardı. 1979’da üniversiteden mezun olunca Yeni Asya’da profesyonel olarak gazeteciliğe başladım. Temel görevim röportaj yazarlığı idi. Sonradan köşe yazıları da yazmaya başladım. 1980’de ilk kitabım yayımlandı. O devrede bu camia Risale-i Nur’un en geniş kesimini temsil etmekteydi. O binlerce insan da bizi çok seviyor, biz de İstanbul’a gelen o insanları evimizde misafir ediyorduk. Cidden güzel günlerdi.
1992 Nisan’ında beş arkadaş olarak Yeni Asya’dan ayrıldık. Sonraları kırk küsur arkadaşımız daha ayrıldı. O ekiple kırk yıllık arkadaşlığımız devam ediyor. 1993 başlarında, İslam dünyasının yetiştirdiği çok değerli bir âlim olan Molla Muhammed Doğan hocamızla tanıştık. O vesile ile nice güzel insanla tanıştık.
1993 Nisan başlarında Millî Gazete’de yazmaya başladım. Gazetede ve okuyucularımız arasında nice güzel insanla tanıştık. 2008 Nisan’ına kadar haftada üç gün yazıyordum. Uzun müddet bilgisayara karşı direnmiştim ve yazılarımı daktilo ile yazmaya, haftada bir elden gazeteye götürmeye devam ediyordum. İşte o sıralar, gazetede pek çok değerli sima ile tanışıp sohbet etmiştim. Başta emekli vali merhum Hazım Oktay Başer, Ahmet Kekeç ve onlarca isimle muhabbete doyum olmuyordu.
2008 yılına kadar 124 kitabımız yayımlandı. Bu kitaplarımız 28 yayınevi tarafından neşrolmuştu. Bütün bu yayınevlerinin idarecileri, teknik sekreteryası, dağıtım elemanları candan dostumuz olmuşlardı. Onlar ne güzel insanlardı. Onlar o gayreti, yürekten sevgileri bizi teşvik ediyordu. 97 baskı yapan “Meşhurların Son Anları”nda yayınevinin editörü İsmet Temur Bey’in katkısı büyük. Bir meşhur vefat ettiğinde, daha vefat haberi ajanslara düşmeden İsmet Bey beni arar, “Bunu yazmalısın hocam!” derdi. De gel de yazma!.. Öyle öyle o kitap vücut buldu. Diğer kitaplar da öyle… Hemen hepsi teşvik ve muhabbet ürünü…
Televizyon ve radyo programlarının yapımcıları ve teknik ekipleri ne güzel insanlardı. Vav TV (Fehmi Atay ve ekibi), TV5, Gaziantep’te Kanal 5, Kervan FM, Davet Radyo…
Kalbim, güzel insanlar lalezarı gibi. Her yanı güzel insanların hatırası ile dolu. Bütün bunlar Rabbimin lütfu, ihsanı. Dostlarım bana karşı vefalı, doğrusu ben de onlara karşı vefalıyım. 55 sene sonra ilkokul arkadaşlarımı arayıp buldum. Geçen biri aradı, “Bil bakalım ben kimim?” dedi. “Senin ilkokul numaran 703 idi. Benimki kaç?” dedi. “Ne bileyim Mustafa” dedim. Kendi numarasını söyledi, gülüştük. Ortaokul, lise, üniversite, askerlik, hac, umre arkadaşlarımı arayıp sorarım. 2017 haccında bir WhatsApp grubu teşekkül etmişti. Onu hâlâ devam ettirmekteyiz.
Rabbimin arşın gölgesi altında gölgelendireceği 7 sınıf insandan bir sınıf da “Allah için birbirini sevenler”. Ben bu güzel insanları çok sevmekteyim. Bizi “eski dostlar” olarak görenlere, 40-50 yılda neler geçtiğini anlatacak değilim. Ancak saçımızı, sakalımızı değirmende ağartmadık. Bu ümmetin hem bu dünyada hem de âhirette mesut olmaları için sahih bilgileri derleyip kitap haline getirdik. Bizi tanımak isteyenler kitaplarımızı, işte bu yazılarımızı okusunlar. Hayatım boyunca tanıştığım onca güzel insanların hatıraları bana yeter. Cenab-ı Hak hepimizi cennetinde buluştursun, inşallah…