Hadislerden Dersler “İslâmiyet Dâima Yüce ve Galiptir, Mağlup Olmaz.”
Sevgili Peygamberimiz (asm) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “El-İslâmü ya’lu vela yu’la aleyhi” [İslâmiyet dâima yüce ve galiptir, mağlûp olmaz.] Şimdi deist kafalı, Tel Aviv’deki İslam Üniversitesinden mezun olanlar, İlahiyatın hadis düşmanı elemanları, hemen bu hadise itiraz edecek, İslam âleminin günümüzdeki durumunu örnek göstereceklerdir.
Evet Yahudiler iki seneden beri Gazze’ye saldırmakta, İslam’ın bu güzide beldesini harabeye çevirmekte, bebeleri, dedeleri, anaları öldürmekte, evleri, hastahaneleri, okulları, mülteci kamplarını bombalamaktadırlar. Şehit düşenlerin sayısı 70 bin civarındadır. 60’a yakın İslam devleti bütün bu olup bitenleri Uhdud Ashabının ateşe atılan Müslümanları hendek kenarında seyretmeleri gibi, Gazze’deki katliamı seyretmektedirler.
Bu olup bitenleri, hadis-i şerif mihengine vurunca ne anlayacağız? Bu sorunun cevabına geçmeden önce Yahudi idarecilerin söylediklerine bakalım:
Yahudiler 1968’de Mescid-i Aksa’yı kundaklayıp yaktılar. Bu yakma emrini veren, bizzat İsrail Başbakanı Golde Meir idi. Şimdi bu zalimin söylediklerine bakalım:
“Sabaha kadar uyuyamadım. Sabahleyin hiçbir yerden tepki gelmeyince, Filistin’i alırız diye düşündüm.”
Meir beyanatında şunu da söylemiştir: “Bütün Müslümanlar birlik olup üzerimize saldıracak zannettim. Ancak böyle olmadı.”
İsrail Başbakanlarından Şimon Perez, “Kur’an-ı Kerim’de İsrail’in Müslümanlar tarafından yok edileceği yazılı” diyen bir gazeteciye cevap olarak şöyle demiştir:
“Kur’an-ı Kerim’de yazılı Müslümanlar çıksın, o vakit düşünürüz.”
Bu devrin Müslümanlarının Müslümanlığının isimden ve resimden ibaret olduğunu onlar da çok iyi biliyor. Çünkü bir asırdan fazla zamandır bunun için çalıştılar. Mason teşkilatları başta olmak üzere yüzlerce teşkilat ve dernek kurdular. Film sanayiini ve medyayı ele geçirdiler. Ülkelerin ve halkların kılcal damarlarına sızdılar. Yaptıkları bu çalışmaların bir tek hedefi vardı Müslümanların inancını bozmak, onları cihaddan geri bırakmak.
Gözümüzün nûru sevgili Peygamberimiz (asm), “İslamiyet daima yüce ve galiptir, mağlup” olmaz buyuruyor. Hulefa-i Râşidin devri, daha sonraları işbaşına gelen devletlerden Kur’ana ve hadise sımsıkı sarılanların zaferleri ve fetihleri gözler önündedir. Endülüs Emevi Devleti İspanya’yı baştan başa fethetmiş, Fransa’nın da bir kısmını ele geçirmiş ve Paris sınırlarına dayanmıştı. Bu topraklardaki hakimiyeti yaklaşık 700 yıl devam etti. Büyük Selçuklu Devleti ve Anadolu Selçuklu devletinin kazandığı zaferlere ve fetihlerine bakınız. Selçuklu’dan sonra Osmanlı Devleti İ’la-yı Kelimetullah sancağını devralmış, muazzam fütuhatlarda bulunmuştur.
Golde Meir, Mescid-i Aksa’yı yaktırdığında sabaha kadar korkusundan uyuyamamıştı. Onun yolundan gidenler bundan böyle gerçekten korksun. Zira, Kur’an’da yazılı Müslümanlar yetişiyor ve bileniyor. O aslan yürekli gençler ki sevgili Peygamberimiz (asm) nasıl bir İslamiyet getirip tebliğ etmişse işte o İslamiyete hüve hüvesine bağlanmışlardır. Onlar, Müslüman kardeşlerine karşı son derece şefkatli, kafirlere karşı şiddetlidirler. Kahraman büyükleri gibi cihad kılıcını kuşanmışlardır. O kahramanlar hiçbir mazlum Müslümanın âhını yerde koymayacaktır.
Yahudiler ve onların bütün hamileri korkup titresin. Onlar Cehennemde ebediyyen ateşte ve türlü azaplar içerisinde kalacakları gibi, bu dünyada da Cenab-ı Hakkın “Kahhar” isminin tecelli ettiğini görecek, rezil ve rüsvay olacaklardır. Onları garkad ağacı ve garkad ağacının timsali olan Müslümanların içlerine girmiş hâinler de kurtaramayacaktır. Zulüm o kadar artmıştır ki taşlar ve ağaçlar da tahammül edemez olmuştur. Onlar da zalimleri haber verecektir.
Sevgili Peygamberimiz (asm), Hayber’deki Yahudilerin gözbebeği hurma kütüklerini kestirmiştir. Bu bir işarettir ve günümüz Müslümanlarına bir derstir. Demek ki Yahudi kütüklerinin kesilmesi zafer yolunu açacaktır.
O zalimler, günümüz Müslümanlarına Müslümanlığını kaybettirdiler. Ancak onların, parasına, şöhret vaadine, filmlerine, medyasına, psikolojik savaşlarına beş para ehemmiyet vermeyen yiğit bir nesil yetişiyor. Onlar İslamiyet’in mağlup olmayacağını, yüceliğini bir kere daha göstereceklerdir. Selam olsun o yiğitlere…
