Burhan BOZGEYİK

Tarih: 19.07.2024 09:50

Hadislerden Dersler Savaş Esnasında Müslüman Olanları da Öldürmek Haram

Facebook Twitter Linked-in

Bir Müslüman'ın kadrü kıymeti Allah-u Azimüşşan’ın yanında çok büyüktür. Cenab-ı Hak, Müslümanları birbirine kardeş kılmıştır. Peygamber Efendimiz de (A.S.) bu kardeşliği hem Ensar ve Muhaciri birbirine kardeş eyleyerek fiilen göstermiş, hem Müslümanların bir vücudun azaları gibi olduğunu, bir binanın birbirine destek veren taşları gibi olduğunu beyan buyurmuştur. Bir hadis-i şeriflerinde Peygamber Efendimiz (A.S.M.) şöyle buyurmuştur. “Müslüman Müslüman'ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmanına teslim etmez.” (Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58)

Kardeş kardeşi incitmeyecektir. Şayet Müslüman kardeşine vurmuşsa, incitmişse, vücuduna zarar vermişse, hele canına kastetmişse, kısas olunacaktır. Şayet mağdur ve öldürülenin yakınları diyeti kabul etmişse, o zaman diyeti ödenecektir. (Diyetten de vazgeçerlerse, haklarını helal ederlerse, o başka)

 

Savaş esnasında bile düşman savaşçısı Kelime-i Şehadet veya Kelime-i Tevhid söyleyip Müslüman olduğunu belli ederse, onu öldürmek te câiz değildir.

Bu konu ile ilgili iki hadis-i şerife bakalım:

“Kinde’li Mikdâd İbn-i Amr’dan rivayete göre -ki, müşârün-ileyh Mikdâd, Zühre oğullarının andlaşmış dostu idi ve Bedir’de hazır bulunan Ashab’dandı- şöyle demiştir: Ben bir kere Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme:

"Yâ Resûla’llah! Şöyle bir mesele hakkında ne buyrulur? Ben kâfirlerden bir kişi ile karşılaşıp vuruşsam da, o, iki elimden birisini kılıcıyla vurup koparsa, sonra benden kaçıp bir ağaca iltica etse de: ‘Ben Allah için Müslüman oldum: ‘Lâ ilâhe illallah’ dese, ben onu tevhit kelimesini söyledikten sonra öldürebilir miyim?" dedim. Resûlullah sallalahu aleyhi ve selllem:

“Hayır, onu öldürme!" buyurdu. Ben:

“Yâ Resûla’llah: O, benim iki elimden birisini kesti, kopardı da tevhid kelimesini elimi kopardıktan sonra söyledi!" dedim. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve selem şöyle buyurdu:

 

“Sakın onu öldürme! Eğer öldürürsen o, senin onu öldürmezden evvelki vaziyetindedir! (Çünkü Müslüman olmuştur; kanı masumdur, taarruzdan mahfuzdur). Sen de, onun söylediği tevhit kelimesini söylemezden evvelki vaziyetindesin! (Çünkü kanın kısâs ile mübâh olmuştur.)” (Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c. 10, s. 161-162)

Hz. Mikdad, bu hadis-i şerifte, hayali bir çarpışmadan bahsetmektedir. Burada bahsettiği konunun benzeri, Hz. Üsame (R.A.) tarafından fiilen gerçekleştirilmiş, Peygamber Efendimiz (A.S.M.) ise onun bu davranışını şiddetle kınamıştır. Bu ibretlik hadis-i şerife bakalım:

“Üsâme İbn-i Zeyd radıya’llahu anhüma’dan şöyle dediği rivayet olunmuştur. Resulullah (sav) bizi (Cüheyne kabilesinden) Hurka üzerine (cihada) göndermişti. Sabah vakti düşmana mülâkî olup onları inhizâma uğratmıştık. Ensardan bir mücahidle ben Fezârîlerden (Mirdas İbn-i Nehîk adlı çoban) bir kişiye kavuştuk. Fezârî bizi görünce aklı başından giderek şuursuz bir şekilde: ‘Lâ ilâhe illa’llah!’ dedi. Bunun üzerine Ensârî arkadaşım çekildi. Fakat ben kargımı Fezârîye yerleştirdim, nihâyet öldürdüm. Medine’ye geldiğimizde bu vâkıa Resûlullah’a erişmiş. Resûlullah bunu duyunca bana:

“Ey Üsâme! Bu adamı ‘lâ ilahe illallah’ dedikten sonra niçin öldürdün?" diye sordu. Ben de:

“O, ölümden kaçmak için söyledi!" dedim. Resûlullah ise, bu: "Niçin öldürdün?" suâlini hiç durmadan tekrar ediyordu. Üsâme (mübâlağa edip) nihayet ben: Keşke bugünden önce Müslüman olmayaydım? Temennisinde bulundum, demiştir.” (a.g.e., c.10, s. 292)

Savaşta, kadın, çocuk, yaşlı öldürmek câiz olmadığı gibi, işte bu şekilde muharebe esnasında Müslüman olan, Müslüman olduğunu belli eden kimseleri de öldürmek câiz değildir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —