Prof.Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER


İlişkiler Neden Hep Aynı Yerde Tıkanıyor?

...


İlişkiler Neden Hep Aynı Yerde Tıkanıyor? Cevap Çocuklukta Gizli


Bazı ilişkiler ilk anda büyüler; temas güçlüdür, çekim hızlıdır, duygular yoğundur. Sonra ne oluyorsa olur: tansiyon yükselir, kırılganlık artar, iletişim bozulur ve başlangıçtaki o parlak yakınlık yerini tuhaf bir gerginliğe bırakır.

Peki neden?
Bu sorunun cevabı, çoğu zaman bugünde değil; çocuklukta saklıdır.

Psikiyatrist Dr. Bessel van der Kolk, “Çocuklukta yaralanan zihin, yetişkinlikte ilişkiyi alan olarak seçer” der.

Çünkü kişi bilinçdışı şekilde o eski hikâyeyi düzeltmeye, yarım kalmış duyguyu tamamlamaya çalışır. Ancak bu girişim çoğu zaman iyileştirmekten çok tekrar ettirir.


Ben Dili – Sen Dili: Yakınlığın Sessiz Savaşları

İletişimde “sen dili”, suçlama ve savunmayı tetikler; “ben dili” ise duyguyu sahiplenerek temas kapısını açar.

Sosyolog Arlie Russell Hochschild, duyguların ilişkilerde nasıl “yönetildiğini” anlatırken şöyle der:
“Duygular sadece hissedilmez; toplumsal ilişkiler içinde şekillenir.”

Bu yüzden partnerler yalnızca birbirine değil, aynı zamanda geçmişten taşıdıkları duygusal kalıplara da konuşurlar.

Birinin “Beni artık eskisi gibi sevmiyorsun” cümlesi, gerçekte “Çocukken hissettiğim değersizliği yine mi yaşıyorum?” demektir.
Diğerinin “Ben böyle bir şey yapmadım” savunması ise “Yetersiz hissetmekten yoruldum” çığlığıdır.

İlişkiyi çökerten sözler değil; sözlerin altında saklanan eski yaralardır.


İlk Çekimin Parlaklığı, Sonraki Gerginliğin Karanlığı

Fransız sosyolog Jean-Claude Kaufmann, ilişkilerin başlangıç evresini “duygusal sahne kurma” dönemi olarak tanımlar. Taraflar en parlak yanlarını gösterir, en iyi rollerini oynar.
Fakat sahne ışıkları söndüğünde gerçek kişilikler ortaya çıkar.

Alman  psikanalist Fritz Riemann, “Yakınlık korkusu ile yalnızlık korkusu aynı kişinin içinde bile çatışabilir” der.
Bu nedenle ilk çekim çoğu zaman yakınlık arzusundan; sonraki gerginlik ise yakınlık korkusundan doğar.

Partnerler birbirini sevdiği için değil, bazen kendi yarım kalmış hikâyesini tamamlamak için ilişkiye tutunur.
Bu da ilişkiyi bir iyileşme alanı olmaktan çıkarır, bir mücadele alanına dönüştürür.


Aynı Cümle, Aynı Kırılma: Döngü Neden Bitmiyor?

İlişkilerde tekrar eden döngülerin temel nedeni, iletişim hataları değil; duygusal köklerin iyileşmemiş olmasıdır.

İngiliz psikanalist Donald Winnicott, “Bir ilişkide asla iki kişi yoktur; her zaman dört kişi vardır: İki yetişkin ve onların içlerindeki çocuklar” der.

Bu nedenle tartışmalar çoğu zaman iki yetişkin arasında değil; iki yaralı çocuğun çığlığı olarak ortaya çıkar.

Erkek susar çünkü çocukken duyguları küçümsenmiştir.
Kadın ağlar çünkü yıllarca görülmemiştir.
İkisi de aynı anda acır ama birbirine temas edemez.


Peki Çözüm Nerede?

İlişkiler, karşı tarafı değiştirme mücadelesi değil; kendini dönüştürme yolculuğudur.
Duyguyu suçlamadan ifade edebilmek, sınır koyabilmek ve partneri bir “tehdit” değil “eşlik eden” olarak görebilmek, iyileştirici bir başlangıçtır.

Yakınlık cesaret ister.
Gerginlik ise çoğu zaman eski yaraların sesidir.

Bugünün ilişkilerinde temel soru şudur:
Partnerimizi mi suçluyoruz, yoksa çocukluğumuzdan kalan kırgınlığı mı tekrarlıyoruz?

Günümüzde ruh sağlığı hâlâ yeterince önemsenmiyor; çoğu kişi kırılganlıklarını kader sanıyor, ilişkilerde yaşanan döngüleri ise “kişisel başarısızlık” olarak yorumluyor. Oysa duygusal sıkışmalar, iletişim çatlakları ve travmatik döngüler kader değildir; doğru rehberlikle iyileştirilebilir, dönüştürülebilir alanlardır.

Bu noktada Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), EMDR, şema terapisi ve duygu odaklı terapi gibi modern yaklaşımlar; ilişkilerdeki görünmez yaraların fark edilmesini, işlenmesini ve sağlıklı biçimde dönüştürülmesini mümkün kılabilmektedir. Ancak tüm bu terapilerin, alanında uzmanlaşmış klinik psikologlar ve psikoterapistler tarafından uygulanması; gerektiğinde ise bir hekim kontrolünde yönlendirilerek sürdürülmesi, hem güvenli hem de etkili bir iyileşme süreci için büyük önem taşımaktadır.

Kısacası; ilişkiler yalnızca iki kişinin hikâyesi değil, yaşadığımız çağın, kültürün ve toplumsal beklentilerin bir yansımasıdır—değişim bireyden başlar ama toplumu da sessizce dönüştürür.

Prof. Dr. Kürşat Şahin YILDIRIMER

YENİ DOLANDIRICILIK SİSTEMİ!

VARİL PATLADI..1 ÖLÜ

BIÇAKLI KAVGADA ÖLÜ SAYISI 2'YE YÜKSELDİ.

FETÖ YENİDEN YAPILANIYOR

ARALAMAYA GİTTİ CANINDAN OLDU.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 13 10 1 2 20 32
2.FENERBAHÇE A.Ş. 12 8 0 4 15 28
3.TRABZONSPOR A.Ş. 12 7 1 4 10 25
4.SAMSUNSPOR A.Ş. 12 6 1 5 7 23
5.GÖZTEPE A.Ş. 12 6 2 4 9 22
6.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 13 6 3 4 0 22
7.BEŞİKTAŞ A.Ş. 12 6 4 2 5 20
8.CORENDON ALANYASPOR 12 3 3 6 0 15
9.TÜMOSAN KONYASPOR 12 4 6 2 -2 14
10.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 12 3 4 5 -2 14
11.KOCAELİSPOR 12 4 6 2 -4 14
12.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 12 3 5 4 2 13
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 12 4 7 1 -10 13
14.GENÇLERBİRLİĞİ 13 3 8 2 -6 11
15.KASIMPAŞA A.Ş. 12 2 6 4 -6 10
16.İKAS EYÜPSPOR 13 2 8 3 -9 9
17.ZECORNER KAYSERİSPOR 13 1 6 6 -18 9
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 13 2 9 2 -11 8

YAZARLAR