İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ ve ÖNEMİ
İnsan kaynakları; işyerlerinde ihtiyaç duyulan insan gücünü karşılamak ve bu kaynağı en verimli şekilde kullanmak için oluşturulmuş bölümün adıdır. Bir işletmenin makinesi bozulduğunda tamir edilir, sistemi çöktüğünde yeniden kurulur, finansı daraldığında kredi bulunur. Ama insan kaynağı iyi yönetilmediği zaman işletmeye telafisi güç zararlar verebilir. Çünkü insan, bilek gücünün yanında kabiliyeti, tecrübesi, bilgisi, vicdanı, duyguları ve ahlakı ile çalışan bir mekanizmadır. Çalışanın motivasyonu kırıldığında, adalet duygusu incindiğinde, emeği karşılık bulmadığında ya iş verimi düşecek ya da o çalışan işyerini terk edecektir. Bu durum ise işyerine zaman, emek ve iş kaybı olarak yansıyacaktır.
Bugün rekabet sadece ürünler arasında değil; şirketlerin insanı yönetme becerisi arasında da yaşanıyor. Çünkü artık herkes biliyor ki: Doğru insanı bulamayan, geliştirmeyen ve elde tutamayan hiçbir işletme uzun vadede başarı elde edemez. Bu nedenle büyüyen ve kurumsallaşmayı hedefleyen tüm işletmeler insan kaynakları birimi kurmak ve insan kaynağını doğru yönetmek zorundadır.
Peki, insan kaynakları yönetimi, işletmelerde hangi önemli rolleri üslenir?
1.Doğru İnsanı, Doğru İşe yerleştirmek;
İnsan Kaynakları’nın en temel rolü, yalnızca “işe adam yerleştirmek” değil; doğru yeteneği doğru pozisyonla buluşturmaktır. Yanlış işe alım; düşük performans, iş çatışmaları ve maliyet kaybı olarak geri döner. Doğru işe alım ise işletmenin verimliliğini ve geleceğini güvence altına alır. Bilinmelidir ki bir çalışanın yapacağı hata, müşteri nezdinde tüm işletmeye mal olacaktır.
2. Eğitim ve İş Gelişimini sağlamak;
Günümüz dünyasında bilgi ve teknoloji hızla eskir. İnsan Kaynaklarının planladığı eğitim ve gelişim faaliyetleri çalışanı yeniler, güçlendirir ve kuruma bağlılığını artırır. Eğitim artık bir maliyet değil, bir yatırım ve gelişime ayak uydurma anlayışıyla ele alınmaktadır.
3. Adil ve Şeffaf Bir İş Ortamı Oluşturmak;
Terfilerden ücret politikalarına, disiplin süreçlerinden görev dağılımına kadar her adımda adalet duygusu esas olmalıdır. Adil yönetilen bir ortamda çalışan motivasyonu ve işyerine olan aidiyeti artar, verimlilik ise kendiliğinden yükselir.
4. İletişim Krizlerini Önlemek;
İnsan kaynakları birimi; yöneticiler ve çalışanlar arasındaki en kritik köprüdür. Zamanında alınan geri bildirimler ve profesyonelce yürütülen görüşmeler, doğabilecek uyuşmazlıkları daha başlamadan bitirir.
5• İş Sağlığı ve Güvenliği Süreçlerini Takip Etmek;
İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, risk değerlendirmeleri, sağlık raporları, acil durum planları gibi süreçleri takip ederek bu alandaki koordineyi sağlamak, insan kaynağının korunmasını ve iş kazlarının önlenmesini sağlayacaktır.
6. İşçi ve işverenin yasal haklarını koruyarak, işletmeyi “Denetim, Teftiş ve Adli” süreçlere hazır etmek;
Bu başlık çoğu zaman gözden kaçar ama İnsan kaynakları biriminin en önemli görevlerinden biri de kurumu hukuki ve adli risklerden korumaktır. Çalışma Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nca yapılan, teftiş ve denetimler ile işçilerin gözetilmeyen hakları için açtıkları davlar, işletmeler açısından ciddi mali yük oluşturabiliyor. İnsan kaynakları birimini bu süreçlerdeki rolü hayati önem taşır. Bir belgelerin hatalı tutulması, zamanından yapılmayan bir bildirim, eksik veya fazla verilen bir hak denetimlerde veya davalarda ciddi para cezaları ve tazminatlara yol açabiliyor. Bu yüzden insan kaynaklarının hukuki süreçleri ve mevzuata uygun yönetmeleri hem ceza ve tazminatları önler hem de kurumun güvenilirliğini artırır. Kısacası; güçlü bir İK birimi aynı zamanda güçlü bir hukuki güvenlik duvarıdır.
Sonuç itibariyle; çalışanın mutlu olmadığı bir kurumda verim artmaz. Denetimlere hazırlıksız bir işletmede sürdürülebilirlik sağlanamaz ve insanı yönetemeyen şirket, geleceğini de yönetemez. Bu nedenle İnsan Kaynakları Yönetimi, sadece bir departman değil;
işletmenin kalbi, hafızası, vicdanı ve güvencesidir.
Şerafettin YILDIZ / İnstagram: @serafettinyildiz
