Mehmet BOZKURT


İNSANLIK TARİHİNDEN DERSLER!

...


İNSANLIK TARİHİNDEN DERSLER!
İnsanlık tarihinde büyük acılar yaşandı, hala da yaşanıyor!
Kan, kin, nefret, gözyaşı, acı, ızdırap ve savaşlar...
Ancak sevgi, saygı, hoşgörü, dayanışma, kaynaşma, kucaklaşma ve paylaşma sahneleri de yaşandı dünyamızda...
Bazı sözler, söylemler ve yaşananlar/yaşatılanlar da ders niteliğinde, ibret alınması gerekir!
İnsanı düşündüren ve düşünmeye davet eden derslerden...

... Ve
Hz. Ali (r.a) diyor ki:
Bir kaleyi kuşatmışlar, düştü düşecek! ama akşam namazı vakti girmiş!
Hz. Ali (r.a) demiş ki:
Yarınız saldırmaya devam etsin, yarınız da Namazını kılsın, vakti kaçırmayalım!
Komutan mukabele etmiş ve demiş ki:
Efendim!
Kale düştü düşecek! Bekleyelim biraz daha, ondan sonra kılarız!
Hz Ali (r.a)'in verdiği cevap çok ilginçtir:
"Uğruna savaştığımız değerleri ihmal ederek zafer kazanmanın hiçbir anlamı yoktur!"

Hz. Ali (r.a)'dan bir diğer ders!
Bir edepsiz adam Hz. Ali (r.a)’e gelmiş, onun yönetimini şikayet ederek ve kendisine:
"Senden öncekiler ne iyi idiler, başımıza gelenler hep senin kötülüğünden geliyor!" diyerek hakaret etmiş! 
Hz. Ali (r.a) ona şu cevabı vermiş: 
"Bunlar benim kötülüğümden olmuyor; Ebu Bekir’in yanında ben vardım, Ömer vardı, Osman vardı! Ömer’in yanında da biz vardık, benim yanımda ise sen ve senin benzerlerin var, olanlar da bundan oluyor." dedi.
Ve adamı huzurundan çıkardı!

... Ve
Hz. Ömer (r.a)
Hz. Ömer (r.a) gitti! Bir daha gelmez! O, o zamandi! Hz. Ömer (r.a) Kur'an'ın hakim olduğu bir zamanda yaşadı. Kur'an, O'na adil olmayı emretti ve öğretti!
Şimdi ise Kur'an'ın bütün yasakladıkları serbest!
Ve Kur'an'ın bütün emirleri yasak!
Aaa eğer Hz. Ömer (r.a)'i arıyor ve istiyorsanız, Hz. Ömer (r.a) gelirse hepimizi kılıçtan geçirir!

Hz. Ömer (r.a), bir savaş sonrası ganimetleri taksim etmişti. Herkese bir parça kumaş düşmüştü. Fakat bu kumaş tek başına bir işe yaramıyordu.

Oğlu Abdullah (r.a), babasına:
"Bu kumaş tek başına ne benim, ne de senin işine yaramıyor. Ben hakkımı sa­na vereyim de, kendine güzel bir elbise yaptır." demişti!

Hz. Ömer (r.a) de oğlunun hediyesini kabul ederek bir elbise yaptırmıştı.
Birkaç gün sonra, üzerinde bu elbise olduğu halde bir konuşma yapmak için minbere çıkmıştı!

"Ey mü'minler! Beni dinleyin ve bana uyun." diyordu. Arka saflarda bir Müslüman itiraz eder ve der ki:
"Ey mü'minlerin Emiri! 
Seni dinlemiyorum ve sana itaat da etmiyorum! Çün­kü sen, Allah ve Resulü'nün yolundan gitmiyorsun!"

Halife Hz. Ömer (r. a) bu büyük iddia karşısında sarsıldı:
"Neden?" diye sordu.

O Müslüman nedenini şöyle izah etti:
"Ganimet taksiminde, bizlerden hiçbirine elbise diktirecek kadar bir kumaş düşmediği halde, görüyorum ki, sen o kumaştan fazla almış, bir elbise yaptırmışsın!?"

Hz. Ömer (r.a), hesabını veremeyeceği bir iddiayla karşılaşmayı bekliyordu. Bunu duyun­ca rahatlamıştı. Cemaat arasında bulunan oğlu Hz. Abdullah (r.a)'a işaret etti. Hz. Abdullah (r.a) da kalkıp durumu izah etti. Payına düşen kumaşı babasına verdiğini söyledi.

Müslümanlar sevinçliydi. Gözler ikazda bulunan Müslümana yönelmişti. O da ayağa kalktı ve:
"Şimdi konuş, Ey mü'minlerin emiri! Şimdi dinliyor ve sana itaat ediyorum." dedi.

Bunun üzerine ellerini Rabb’ine açan adalet kutbu Halife Hz. Ömer (r.a) şöyle dua et­ti:

"Ey Rabb’im! Sana sonsuz hamd ediyorum ki, beni, yapacağım hatalardan do­layı ikaz edecek bir ümmete halife etmişsin!"

İkaz eden bir ümmet ve hesap veren bir devlet başkanıdır Kur'an'ın emri!?
Allah, bizleri Kur'an'ın nuruyla nurlandırsın inşaallah!

... Ve
Hz. Ebu Bekir (r.a)
Hz. Ebu Bekir (r.a), halife seçildikten sonra ailesinin geçimini ticaret yaparak karşılamaktaydı.
Sahabiler buna razı olamadılar ve onu hazineden geçimi kadar maaş alması gerektiği noktasında zor da olsa ikna ettiler.
Vefat edeceğini anlayınca Hz. Ebu Bekir (r.a) yakınlarını yanına çağırdı ve zaruri ihtiyacından arta kalan bu paraların hazineye iadesini talep etti!
Ölüm döşeğinde şunları vasiyet etti:
"Bunların hepsi falan yerdeki duvarda saklıdır! Onları alın ve Hz. Ömer (r.a)'e iade edin!"
Sonra kızı Hz. Aişe (r.anha)'ya şunları söyledi:
"Müslümanların işini üzerime aldığımdan bu yana onlara ait ne bir dirhem ve ne de bir dinar yedim. Aksine¸ onların en fakiri gibi çoğu zaman aç kaldım ve en eski elbiseleri giyindim. Hazineye ait yanımda şu köle ile şu kumaş parçasından başka bir şey yok! Onları da sen al Hz. Ömer (r.a)'a götür!"
Hz. Ebu Bekir (r.a) vefat ettikten sonra emanetler Hz. Ömer (r.a)'e verildiğinde, şaşkınlığını şu cümlelerle ifade etti:

"Allah sana merhamet etsin Ey Ebu Bekir!
Arkada kalanlara, yaşanması ne kadar güç bir hayat bırakıp gittin!? Kendinden sonra kimseye söz söylemeye mecal bırakmadın.
Ben ise ondan sonra bu görevi üstlenmiş bulunuyorum!"

... Ve
Seyyid Kutub
Büyük İslam alimi, müfessir, şehid Mısırlı Seyyid Kutup (r.a) özür dilerse af edileceğini reddetti ve Cemal Abd'un-Nasır tarafindan zulme uğrayarak idama mahkum edildi ve darağacına giderken şu sözleri söyledi:
"Eğer Allah kanunu ile mahkum edilmişsem, ben Hakk'ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkum olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah'a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben Allah yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namaz'da Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir Tağut'un hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır."

Seyyid Kutub idam sehpasına götürülürken Ezher Müftüsü Kelime-i Şehadet getirmesi için telkinde bulunur. Seyyid Kutup Müftü'ye dönerek:
"Sen bu komediyi tamamlayan son figüransın. Çünkü sen o kelime ile Ezher'den maaş alıyorsun. Ben ise o kelime için ipe yürüyorum." der.

... Ve
Ömer Muhtar
Osmanlı subaylarıyla birlikte İtalyanlara karşı savaşan Ömer Muhtar Mahkemede diyor ki:
İtalyan Hakim, idam kararı vermeden önce Ömer Muhtar'a sorar:
İtalyan Devleti'ne karşı savaştınız mı?
Ömer Muhtar: 
Evet!
İnsanları İtalyan Devleti'ne karşı savaşmaya teşvik ettiniz mi?
Ömer Muhtar: 
Evet!
İtalya'ya karşı kaç yıl savaştınız?
Ömer Muhtar: 
Yaklaşık 20 yıl kadar.
Yaptıklarından dolayı pişman mısınız?
Ömer Muhtar: 
Hayır!
İdam edileceğinizi biliyor musunuz?
Ömer Muhtar: 
Evet!
Hakim şaşırdı:
Sizin gibi birisi için böyle bir son, çok üzücü!
Bunu duyan Ömer Muhtar şöyle dedi:
Tam tersi! Bu, hayatımın sonu için en güzel yol...
Hakim daha sonra,
Mücahidlere cihadı durdurmalarını
emreden bir emirname yazması halinde
O'nu beraat ettirmek ve ülke dışına sürgüne göndermek istedi. Bunun üzerine Ömer Muhtar, o meşhur sözlerini söyledi:
"Her Namaz'da Allah'tan başka ilah olmadığına, Hz. Muhammed (s.a.v)'in de O'nun Resulü olduğuna şehadet eden parmaklarım, asla yanlış bir şey yazamaz!
Bizler teslim olamayız. Ya kazanırız ya da ölürüz!"
Biz ölsek de kazanırız ve siz hep kaybedersiniz!
Fakat acı olan siz bunu ancak öldüğünüzde anlarsınız, ama bunun size bir faydası olmaz!

Ömer Muhtar, hanımı vefat ettiğinde ağladı.
Kendisine neden ağladığı sorulduğunda şöyle dedi:
"Libya'yı işgal eden İtalyanlara karşı sürdürdüğüm savaşlardan her döndüğümde, hanımım evin (çadırın) kapısını girmem için yukarıya doğru kaldırarak açardı.

Kendisine neden böyle yaptığını sorduğumda şöyle derdi:
"Daima başın dik durasın ve hiçbir şey önünde eğilmeyesin diye..."

Her büyük erkeğin arkasında büyük bir kadın vardır.
Sürekli kocasının başını eğdirip itibarsızlaştırmak, erkeği kölesi haline getirmek isteyen, Feminizm'in kölesi olmuş sözde modern kadınlar için pek anlam ifade etmez bu asil ve onurlu tavır!..

... Ve
Şeyh Şamil diyor ki:
Kuzey Kafkasya halklarının siyasi ve dini önderi Seyh Şamil, Rus esareti altındayken Rus Çar'ı tarafından yemeğe davet edilir. Şeyh Şamil’in iştahlı bir şekilde yemek yediğini görünce yanındakilere, alaylı bir şekilde, "Korkarım bu adam bizi de birazdan yer" diye söylenir. Şeyh Şamil bunu duyunca: "Korkmayın, dinimizde domuz eti yemek haramdır" cevabını verir.

... Ve
Kudüs fatihi Selehaddin-i Eyyubi hakkında İmadüddin el-Katib diyor ki:
"Sultanla oturan bir kimse, onunla oturduğunun farkına varmaz, bir arkadaşıyla oturuyor zannederdi. Anlayışlı, dinine bağlı, temiz, hataları affeder, kusurları görmemezlikten gelir ve kızmazdı. Asık suratlı durmaz, daima tebessüm eder vaziyette olurdu. Bir şey isteyeni, boş çevirdiği görülmezdi. Herkese çok nazik davranır, kimseye kaba hareketlerde bulunmazdı. Söz verdiği zaman yerine getirirdi.”

Abdüllatif el-Bağdadi’nin de onun hakkındaki sözleri şöyledir:
"Selahaddin-i Eyyubi’yi heybetli bir kimse olarak gördüm.
Sözleri, kalplere tesir ediciydi. Yanına ilk girdiğim gece meclisini alimlerle dolu gördüm. Herbiri çeşitli ilimlerden konuşuyorlardı. Sultanın yakınları O'nu kendilerine örnek alıyorlar ve iyilikte yarış ediyorlardı. Müslüman olsun, kafir olsun herkes sultanı çok seviyordu. O'nun ölümüyle insanlar hakiki bir babayı kaybettiler, ölümüne üzülmeyen kimse kalmadı."

... Ve
İnsanlık tarihi nelere şahit!?
Allah, bütün kullarını imtihan eder.
Güçlü irade ortaya koyanlar,
Sabredenler,
Allah'a samimiyetle teslim olanlar,
Hamdedenler,
Kazanır!

Fravun çok güçlüydü, ama Hz. Musa (a.s) kazandı...
Nemurt çok güçlüydü, ama Hz. İbrahim (a.s) kazandı...
Ebu Cehil çok güçlüydü, ama Hz. Muhammed (s.a.v) kazandı...

Hz. Adem (a.s)’i kardeşini öldüren katil bir evlat ile...
Hz. Nuh (a.s)'ı kafir olan bir oğlu ve eşi ile...
Hz. Lut (a.s)'ı ona ve davasına inanmayan eşi ile...
Hz. Yakup (a.s)’ı kendi kardeşlerini kuyuya atan evlatları ile...
Hz. Asiye (a.s)’ı zalim kocası ile...
Hz. Muhammed (s.a.v)'ı davetine karşı çıkan en yakın akrabaları ile...

Ama!
İmtihanı kaybedenler de var!
HZ. Adem (a.s)'ın öz oğlu Kabil...
Hz. Nuh (a.s)'ın eşi ve oğlu Yam...
Hz. Lut (a.s)'ın hanımı...
Hz. Musa (a.s)'ın düşmanı Fravun ve yakını olan Karun...
Hz. İsa (a.s)'yı jurnalleyen insan...
Hz. Yusuf (a.s)'ın kardeşleri...
Hz. Muhammed (s.a.v)'in amcaları Ebu Cehil ve Ebu Leheb...  

Ve "Onlar Allah’ın nurunu (ışığını/Kur'an’ı) ağızlarıyla söndürmek istiyorlar.
Kafirler istemeseler de Allah nurunu (Kur'an’ı) tamamlayıcıdır."
Saff, 61/8

Nuh kavmi tufan ile helak oldu. 
Hud, 11/40-44

Ad kavmi yedi gece, sekiz gün devam eden rüzgar/kasırga ile helak oldu.
Hakka, 69/6-7

Semud kavmi ses/gürültü ile ve sonrasında yaşanan sarsıntı ile helak oldu.
Hud, 11/67; Hakka, 69/5; A’raf, 7/78

Lut kavmi taş yağmuru ve beldelerinin alt üst edilmesiyle helak oldu.
A’raf, 7/84; Hud, 11/84

Medyenliler/Eykeliler gölge yapan bulutların arasından çıkan ateş ile ve sarsıntı ile helak oldu.
Şuara, 26/189
Sonra ses ile,
Hud, 11/94; A’raf, 7/91

Firavun ve ordusu denizde boğularak helak oldu.
Bakara, 2/50; Enfal, 8/54

İsrailoğulları ise farklı zamanlarda gönderilen tufan, çekirge, haşerat, kurbağa istilası ve bütün sularının kan haline dönüştürülmesi suretiyle cezalandırılmışlardır.
A’raf, 7/133

Korona gibi binlerce uyarılar ve müsibetler de var insanlık tarihinde!?
Rabbimiz, bizi helak eylemekten muhafaza eylesin inşaallah!
Mehmet Bozkurt, Eğitimci İlahiyatçı Araştırmacı Yazar

YENİ DOLANDIRICILIK SİSTEMİ!

VARİL PATLADI..1 ÖLÜ

BIÇAKLI KAVGADA ÖLÜ SAYISI 2'YE YÜKSELDİ.

FETÖ YENİDEN YAPILANIYOR

ARALAMAYA GİTTİ CANINDAN OLDU.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 18 16 0 2 30 50
2.Fenerbahçe 18 13 2 3 27 42
3.Samsunspor 18 11 4 3 14 36
4.Göztepe 18 9 5 4 14 31
5.Eyüpspor 18 8 4 6 10 30
6.Beşiktaş 18 8 4 6 8 30
7.İstanbul Başakşehir 18 7 6 5 4 26
8.Gazişehir Gaziantep 18 7 7 4 -1 25
9.Rizespor 18 7 8 3 -8 24
10.Trabzonspor 18 5 6 7 6 22
11.Alanyaspor 18 5 6 7 -2 22
12.Kasımpaşa 18 4 5 9 -6 21
13.Antalyaspor 18 6 9 3 -16 21
14.Sivasspor 18 5 8 5 -7 20
15.Konyaspor 18 5 8 5 -7 20
16.Kayserispor 18 3 8 7 -17 16
17.Bodrum FK 18 4 11 3 -11 15
18.Hatayspor 18 1 11 6 -15 9
19.Adana Demirspor 18 2 14 2 -23 5

YAZARLAR