Karabağ Zaferi: Bir Milletin Onuru, İki Devletin Gururu
Karabağ’ın 30 yıllık işgalini sonlandıran muhteşem ve muazzam bir zaferin 5’inci yıl dönümünde,
Vatan Muharebesi’nde toprağa düşen tüm şehitlerimizi, Azerbaycan’ın yiğit evlatlarını rahmetle yâd ediyorum.
Azerbaycan halkının Zafer Günü’nü canı gönülden tebrik ediyorum.
Bir Hasretin Sonu, Bir Milletin Kalp Atışı
Karabağ…
O kelimenin içinde hem bir coğrafya, hem bir özlem, hem de bir milletin gururu saklı.
Yaklaşık 30 yıl boyunca süren işgal, sadece toprakların değil;
hayallerin, duaların, ezanların ve çocuk gülüşlerinin de susturulduğu bir dönemdi.
Ermenistan’ın 1990’lı yıllarda Karabağ’ı işgaliyle birlikte binlerce masum sivil evsiz kaldı.
Kadınlar, çocuklar, yaşlılar soğuk dağ yollarında göç kervanlarına karıştı.
Camiler yıkıldı, mezarlıklar talan edildi, köyler küle döndü.
O yıllarda Azerbaycan halkı için “vatan” kelimesi sadece bir toprak değil; yüreğinde sızlayan, geri dönülmeyi bekleyen bir emanetti.
Ve o emaneti unutmayan bir nesil büyüdü…
Annesinin dizinde “Karabağ bizimdi” sözünü duyarak, dedesinin gözyaşından güç alarak,
sabrı, inancı ve vatan sevgisini kalbine kazıdı.
Hocalı’dan Doğan Sessiz Yemin
Bu hikâyenin en acı sayfalarından biri Hocalı’dır.
O gece dünya sustu, insanlık utandı.
Kadınlar, bebekler, yaşlılar sadece Türk oldukları için katledildi.
Ama o karanlık geceden doğan ışık, Azerbaycan’ın kaderini değiştirecek bir iradeye dönüştü.
O günden sonra her Azerbaycanlı’nın kalbinde yankılanan bir söz vardı:
“Bir gün döneceğiz, bir gün adalet yerini bulacak.”
44 Günlük Destan: Vatan Muharebesi
27 Eylül 2020 sabahı, işte o gün geldi.
Azerbaycan ordusu 30 yıllık sabrın, sessizliğin ve duanın ardından harekete geçti.
Bu bir savaş değil, vatanın kalbinin yeniden atışıdır.
Her bir asker, her bir komutan, her bir Azerbaycanlı o gün sadece silah değil,
kalbindeki imanla da savaştı.
Cebrayıl’dan Fuzuli’ye, Hadrut’tan Şuşa’ya kadar dağlar, vadiler, köyler tek tek geri alındı.
Her karış toprak, bir şehidin kanıyla sulandı;
her adım, özgürlüğün ve onurun yeniden yükselişiydi.
Ve 8 Kasım 2020’de Şuşa kurtarıldı.
O an, sadece Azerbaycan değil, Türkiye de, Türk dünyası da aynı anda nefes aldı.
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in dudaklarından dökülen o söz, bir milleti ayağa kaldırdı:
“Karabağ Azerbaycan’dır!”
Bir Millet, İki Devlet – Sözde Değil, Özde Kardeşlik
Bu zafer, iki bayrağın gölgesinde, tek bir yürekle kazanıldı.
Türkiye ve Azerbaycan arasındaki kardeşlik, tarih boyunca nice badireden geçmiş ama hiç sarsılmamıştır.
Bu kardeşlik, sadece siyasi değil; kanla, imanla, vefayla yoğrulmuştur.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, o günlerde sergilediği net duruşla,
dünyaya bir kez daha Türk’ün mertliğini gösterdi.
Azerbaycan’ın haklı mücadelesine koşulsuz destek verdi.
Aliyev’in kararlı liderliğiyle birleşen bu destek,
sadece bir savaşın değil, adaletin ve kardeşliğin zaferi oldu.
Erdoğan ve Aliyev; iki farklı coğrafyada, tek bir idealin adıdır:
Bağımsız, güçlü, onurlu bir Türk milleti!
Bir Kahramanın Hikâyesi: Mübariz İbrahimov
Karabağ Zaferi’ni anlamak, Mübariz İbrahimov’u anmadan mümkün değildir.
O, Azerbaycan’ın cesaretinin, Türk’ün onurunun sembolüdür.
2010 yılında, tek başına düşman hattına sızıp kahramanca savaşan,
şehadetiyle bir millete yeniden umut aşılayan bir yiğittir Mübariz İbrahimov.
Onun adı, Karabağ’ın her taşında yankılanan bir duadır.
Mübariz gibi kahramanlar, bir milletin destanını sadece cephede değil,
kalplerde yazan gerçek yiğitlerdir.
Azerbaycan’ın halk kahramanları, şehitleri ve gazileri;
bugün bu topraklarda özgürlüğün nefes almasının sebebidir.
Bugün Azerbaycan’da: Zaferin 5. Yılı, Gururun Gözyaşlarıyla
Bugün Azerbaycan’da, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eşi Mehriban Aliyeva’nın katılımıyla,
Zafer Günü’nün 5. yıl dönümü anma törenleri yapılıyor.
Bakü’den Şuşa’ya kadar her şehirde bayraklar yan yana dalgalanıyor.
Caddeler, şehitlerin fotoğraflarıyla süslenmiş; camilerde dualar okunuyor,
meydanlarda “Karabağ Azerbaycan’dır!” sloganı yeniden yankılanıyor.
Aliyev ve Aliyeva çifti, şehit aileleriyle bir araya gelerek
hem bir milletin hüznünü hem gururunu paylaşıyor.
Törende yükselen her dua, hem geçmişin acılarını hem bugünün zaferini temsil ediyor.
Bu törenlerde sadece Azerbaycan değil, Türkiye’nin kalbi de atıyor.
Çünkü biz, sevinçte de hüzünde de biriz;
aynı ezanı, aynı bayrağı, aynı duayı paylaşıyoruz.
Zafer Sonrası Yeniden Doğuş
Zaferden sonra Karabağ yeniden doğdu.
Yıkılan şehirler ayağa kalkıyor; yollar, hastaneler, camiler, okullar bir bir yapılıyor.
Azerbaycan devleti sadece toprak değil, hayatı yeniden inşa ediyor.
Türkiye de bu büyük dönüşümün en güçlü destekçisi.
Fakat en önemlisi, yeniden inşa edilen sadece taş değil, ruh.
Kırılmış kalpler onarılıyor, şehitlerin emanetleri geleceğe taşınıyor.
Şuşa’da ezan sesleri yeniden gökyüzüne yükseliyor,
bayraklar bir kez daha kardeşliğin rüzgârında dalgalanıyor.
Türk Dünyasına Yansıyan Güç
Karabağ Zaferi, Türk dünyasının kader çizgisini değiştirdi.
Bakü’den Ankara’ya, Astana’dan Taşkent’e, Lefkoşa’dan Bişkek’e kadar
bu zafer, Türk birliğinin ruhunu yeniden canlandırdı.
Türk Devletleri Teşkilatı, Karabağ’dan aldığı ilhamla
ortak savunma, ekonomi ve kültürel birlik hedeflerine yöneldi.
Artık Türk dünyası sadece geçmişin mirasıyla değil, geleceğin vizyonuyla da bir arada.
Karabağ, bu yeni yüzyılın simgesidir.
O zafer, sadece bir cephe kazanımı değil, Türk medeniyetinin yeniden doğuşudur.
Vatan Sevgisiyle, Minnetle ve Gururla
Bu topraklarda atalarımızın kanı, duaları ve cesareti var.
Her şehit bir yıldız gibi bu milletin gökyüzünü aydınlatıyor.
Ve biz biliyoruz ki;
o yıldızlar sönmedikçe, bu milletin kaderi karanlık olmayacak.
Karabağ’ın 30 yıllık işgalini sonlandıran muhteşem ve muazzam bir zaferin 5’inci yıl dönümünde,
Vatan Muharebesi’nde toprağa düşen tüm şehitlerimizi, Azerbaycan’ın yiğit evlatlarını rahmetle yâd ediyorum.
Azerbaycan halkının Zafer Günü’nü canıgönülden tebrik ediyorum.
Bir millet, iki devlet…
Bir yürek, iki bayrak…
Tek inanç, tek zafer
Halil Gökmen Atılan

