Kim Kiminle?
ABD Başkanı D. Trump’ın, İngiltere Kralı III. Charles tarafından İngiltere’ye resmî davet edilmesi, onun onuruna Windsor Kalesi’ndeki Aziz George Salonu’nda 160 kişilik bir ziyafet verilmesi ve kendisine yüksek düzeyde saygı gösterilmesi birçok sebepten ileri gelmektedir.
D. Trump’ın geçmişi ve bugünkü faaliyetleri, İngiliz istihbarat servisi MI6 tarafından kontrol edilerek Kral III. Charles’a ayrıntılı şekilde rapor edilmiştir. İngilizler iyi bilmektedir ki, 1987 yılından bu yana Trump, Moskova ziyaretleri sırasında KGB’nin etkisine alınmıştır. Bu nedenle Trump, Rusya Devlet Başkanı V. Putin’e, eski Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder aracılığıyla bağlıdır.
Gerhard Schröder (1998–2005) yılları arasında Almanya Başbakanı olarak görev yapmış, sonrasında Rus enerji şirketleri Gazprom ve Rosneft’te görevler üstlenmiştir. 2005’te başbakanlık görevinden ayrıldıktan sonra, 2022’de Rusya–Ukrayna savaşı başlayana kadar Gazprom’un en büyük hissedarlarından biri olmuştur. Aynı zamanda Gazprom’un yönetim kurulu başkanlığı görevini de yürütmüştür.
Gazprom, Rusya’nın yaklaşık 50 petrol ve doğal gaz kuruluşunu bünyesinde bulunduran, ülkenin bir numaralı çok uluslu şirketidir. 11 kişilik yönetim kurulunun 10’u yabancı ülkelerden gelmekteydi. V. Putin’in kararıyla Gazprom yeniden millileştirilmiş, yönetiminde %7 hisseyle Yahudi kökenli Rus yetkili Miller de yer almıştır.
Trump, inşaat sektöründe iki kez iflas ettikten sonra 1989–1994 yıllarında tekrar SSCB’ye gitmiştir. KGB, Trump’ın bu durumunu değerlendirerek ona Moskova’da Trump Tower gökdelenlerini inşa etme izni vermiştir. Ancak bu izin, Trump’ın açgözlülüğü ve yanlış anlaşmalarıyla bir tuzağa dönüşmüş; Trump, KGB’nin kontrolüne alınarak Rusya için çalışmak zorunda kalmıştır.
Rusya Trump’ın projelerini finanse etmiş, karşılığında Trump da Rusya’nın taleplerini yerine getirmiştir. Bu belgeler Putin’in önüne konulduğunda, Trump tamamen Putin’in kontrolüne girmiştir. Trump, 2016–2024 yılları arasında Rusya’nın etkisiyle ABD Başkanı seçilmiştir. Bu nedenle tüm dünya Putin’i “katil” olarak nitelendirip uluslararası mahkemeye çıkarmak isterken, Trump onu savunmuş ve Alaska’ya davet ederek kırmızı halıyla karşılamıştır.
Tüm bu gelişmeleri bilen MI6, İngiltere Başbakanı Keir Starmer aracılığıyla Trump’a mektup göndererek onu İngiltere’ye davet etmiştir. Kral III. Charles, Anglo-Sakson dünyasının nüfuz kaybettiğini görerek Trump’ı yüksek seviyede kabul etmiş, hatta onun tüm protokol ihlallerine göz yummuştur.
Kral Charles’ın Trump’a mesajı açıktır: “Senin Anglo-Sakson dünyaya bakışın doğru değil, bu yoldan dön ve bizimle birlikte ol.” Bu amaçla onu hipnotize etmeye varan sembolik protokol düzenlemeleri yapılmıştır. Artık Trump, Britanya Kralı ile Putin arasında sıkışmış bir durumdadır.
350 milyar dolar değerindeki anlaşmalar Trump’ın elini kolunu bağlamış durumdadır. Bundan sonra Trump’ın kendi yarattığı sorunlardan nasıl çıkacağını zaman gösterecektir.
Erdoğan–Trump Görüşmesi
26 Eylül 2025’te Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan ile ABD Başkanı D. Trump, Beyaz Saray’da görüşmüştür. Görüşmede Trump, Erdoğan’dan Rusya’dan doğal gaz almamasını, yani Türkiye–Rusya arasındaki enerji ticaretini durdurmasını istemiştir. Bu, önceden Türkiye’ye karşı planlanmış düşmanca bir projedir.
Amaç, Türkiye’yi hem Rusya ile karşı karşıya getirmek, hem de ABD’nin sıvılaştırılmış doğalgazını (LNG) Türkiye’ye 2–3 kat pahalıya satmaktır. Bu politika, Türkiye’yi bölgede sıkıştırarak ABD–İsrail ortak projesini hayata geçirmek içindir.
Hem ABD hem de Rusya, Türkiye’ye karşı ortak bir düşmanca tavır sergilemektedir.
Saygılarımla,
Bahruz Farukoğlu
