KÖKSÜZLÜK ÖKSÜZLÜK MÜ?
İnsan yaşı ilerledikçe kendini bilmek adına tarihine daha bir meraklı oluyor. Kendi varlığına anlam katması adına geçmişine bağlanma ihtiyacı hissediyor. Modern dünyanın hız ve haz odaklı insanı kuşatması onu manevi olarak tam bir boşlukta bırakıyor ve bu boşluğu doldurmak adına anlamsız ve faydasız günü birlik tutkulara sığınıyor insan. Bunun adı bana göre tam da öksüzlük aslında köksüzlük!
Geçtiğimiz günlerde bir grup Yazar olarak Tire Milli Eğitim Müdürümüze yeni görev yerine hayırlı olsun ziyaretinde bulunduk. Müdürümüz Sayın Aydın Yüzbaşıoğlu’nun kendisinin de manevi olarak beslendiğine şahit olduğumuz Tirenin tarihini ve tarihi mekanlarını bize anlatmasının muazzam tarifini inanın anlatamayız. Allah böyle liyakat sahibi görev bilincini vatan sevgisiyle yoğurmuş devlet adamlarımızın sayılarını arttırsın.
Ziyaretimizde en çok etkilendiğim Necip Paşa Kütüphanesiydi. Klasik Osmanlı mimari üslubunda inşa edilmiş olan Necip Paşa Kütüphanesi, Necip Paşa tarafından bölge halkının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuş. Bu küçük tarihi kütüphanede 2412’den fazla Osmanlıca yazma eser bulunmaktadır. Kütüphane içinde yedi koleksiyon muhafaza edilmektedir. Necip Paşa’nın vakfettiği eserler ‘’Necip Paşa Koleksiyonu’’ adıyla saklanmakta ayrıca Kuşadası İlyas Bey Camii’nden getirtilen eserler ‘’Kuşadası Koleksiyonu’’ olarak bu kütüphane yer almaktadır. Diğer koleksiyonlarda ‘’Karakadı Koleksiyonu, İsmail Adanalı Koleksiyonu, Kayseri Vakıf Koleksiyonu’’ olarak Necip Paşa Kütüphanesinde yer almaktadır.
Tabi bu eserleri anlayarak okuyabilmek varken, sadece seyredebilmenin üzüntüsünü ve bir o kadarda içten içe utanmayı anlatamam. Kendi ecdadınızın aslında Türkçe olan dilini bilmemek ve bilgi birikiminden faydalanamamak, onların yazdığı kitapları okuyamamak ne kadar üzücü. Kendi varlığınız yani köklerinizle bir bağ kurabilmeniz bu kitapları okuyabilmek ve anlayabilmekte. Geçmişine sahip çıkamayan ve geçmişinden dersler çıkaramayanlar geleceğine asla yön veremezler.
Belki de bu gezinin bana kazandıracağı en değerli kazanım en kısa zamanda daha iyi bir şekilde Osmanlıca ve dahi Farsça dillerini öğrenmeye geçmek olacak inşallah. Sahip olduklarımızı daha bir anlamlı ve geleceğe yönelik adımlarımızı daha sağlam atmak istiyorsak elimizde tuttuğumuz ve bizlere miras kalan bu köklerimize daha bir sıkı sıkı tutmak ve tutunmaktan geçiyor. Necip Paşa’ nın vakfiyesi hala ayakta ve onu anlayıp takdir edecek insanları kendisine çağıyor. Sadece görmek bu kadar güzelse kim bilir bu eserleri anlayabilmek ne kadar güzeldir?
Ravza Zeybek