İslâm hukukunda zina yapanların cezaları; bekârların kırbaçlanması, evli olanların ise recmedilmesidir. Peygamber Efendimiz bu hükmü hem Müslümanlara, hem de Yahudilere uygulamıştır. Zira Tevrat’ta da recm hükmü vardır. Âl-i İmran Suresi’nin 23. âyet-i kerimesinin sebeb-i nüzulü, bir zina vak’ası üzerine recm hükmünün verilmesidir. Önce bu âyet-i kerimeye meâlen bakalım:
“(Resûlüm!) Görmez misin kendilerine kitaptan bir pay verilenleri (Yahudileri) ki. Aralarında hakem olması için Allah’ın kitabına çağırılıyorlar da, sonra içlerinden bir gurup cayarak geri dönüyor.”
1990 yılında hacca gittiğimizde bize hediye edilen ve bizim ilim adamlarımız tarafından hazırlanan “Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Açıklamalı Tercümesi”nde, Âl-i İmran Suresi’nin bu 23. âyetinin meali şöyle takdim edilmekteydi:
“Tefsirlerde, aşağıda meâli verilen âyetin (Âl-i İmran / 23) nüzulüne sebep teşkil eden muhtelif olaylar anlatılmıştır ki. Bu olaylardan biri şöyledir: İkisi de Yahudi olan bir kadınla bir erkek zina ederler. Tevrat’ta zinanın cezası ‘recim’ olmakla beraber Yahudiler, asaletleri sebebiyle bu kişileri recmetmek istemezler; daha hafif bir ceza vereceği ümidi ile Resulullah’a gelirler. O da aynı ceza ile hükmedince bu hükme itiraz ederler. Bunun üzerine Hz. Peygamber Tevrat’ın ilgili âyetini okutarak ona göre hüküm verir ve suçluların yine recmedilmesini emreder. Umduklarını bulamayan Yahudiler buna öfkelenirler.” (a.g.e., s. 52)
“Hülâsat’ül-Beyan” tefsirinde, Âl-i İmran Suresi’nin 23. âyet-i kerimesi şu şekilde tefsir edilmektedir:
“(…) âyetin sebeb-i nüzulü; Hayber eşrafından zina eden bir kadınla o kadına zina eden erkek haklarında recmetmemek için Resulullah indinde bir ruhsat aramak üzere bu meseleyi arz etmişlerdi. Resulullah bunların recmolunmasıyla hükmedince Yahudiler, hükm-ü Resulullahı kabul etmemek istediler. Çünkü zani ve zaniye eşraftan oldukları cihetle recmi onlara reva görmedikleri için tezvirat cihetine gittiler. Resulullah, ‘Tevrat’ta recim vardır, niçin amel etmezsiniz?’ buyurdu. Onlar Tevrat’taki recmi inkâr etmekle beraber Tevrat’ı getirmeye ve hükmüne razı olmaya ve fakat (Fedek) denilen mahalde ikâmet eden Yahudilerin meşhur âlimleri olan (İbni Surya)’nın gelmesine karar verdiler. (İbni Surya) geldi. Huzur-u Risalet’te teşekkül eden mecliste (İbni Surya) Tevrat’ı kıraat ederken recim âyetine gelince eliyle recim âyetini örtüp diğer âyeti kıraate başlaması üzerine (Abdullah b. Selam) Hz. ‘Ya Resulallah! Recim ayetini terk etti’ dedi. Ve (İbni Surya)’nın elini recim ayetinin üzerinden kaldırtarak recim ayetini okudu. Yahudiler rüsva oldular ve Resulullah da zanilere recmin hükmünü icra etti. İşte âyet (Âl-i İmran / 23); bu vak’a üzerine nâzil olmuştur. Her ne kadar âyetin sebeb-i nüzulü Nasara veyahut Yehud hakkında olduğu beyan olunmuş ise de kendilerine taraf-ı İlahi’den kitap verilip de ahkâmıyla amel etmeyen ümmetlerin cümlesine şâmildir. Binaenaleyh; Kur’an’a muhalefet edenler de aynı hükümde dâhil olup âyet-i kerimede şeriata muhalefet edenlerin cümlesini tehdid etmiştir.” (Hülasat-ül Beyan, c.1-2, s. 569-570)
Bir kısım zındıklar, recm hükmünü inkâr etmekte, bu hükmün Kur’an-ı Kerim’de olmadığını söylemektedirler. Hâlbuki recm ile ilgili ayet “Mensuhu’l tilavet” olmakla birlikte hükmü bâkidir ve Peygamber Efendimiz (A.S.M.) recm hükmünü uygulamıştır. Sahabe-i kiram, “Biz recm ile ilgili âyet-i kerimeyi okuyorduk” demektedirler. Zina ile ilgili had cezasını beyan buyuran âyet-i kerimelere meâlen bakalım:
“Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun: Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.” (Nur Suresi /2)
“Kur’an-ı Kerim ve Türkçe Açıklamalı Tercümesi”nde bu âyet-i kerimenin meâlinin altına şu açıklama yapılmıştır:
“İslâm hukuk dilinde bu cezalandırma şekline ‘hadd’ denir. Âyette emredilen bu uygulama yalnız, bekâr olup da zina edenler içindir. Eğer evli bir erkek ve kadın zinâ etmişlerse, bunlara ‘recm’ cezası tatbik edilir. Bu cezaların tatbik şekilleri hakkında fıkıh kitapları etraflı bilgi verirler.” (a.g.e., s. 349)
Nur Suresi’nin 3. âyetinde zina eden erkeklerin ve kadınların kimlerle evlenebileceği beyan buyrulmuştur. Aynı surenin 4. âyetinde ise namuslu kadınlara zina isnadında bulunanların cezası belirtilmiştir. Bunlara seksener sopa vurulacaktır ve artık onların şahitlikleri hiçbir zaman kabul edilmeyecektir.