Savaş YILMAZ


Laiklik Elden Gidiyor, Din Elden Gidiyor

...


Laiklik Elden Gidiyor, Din Elden Gidiyor

  Türkiye devleti kurulduğundan beri, karşıt görüşlü tarafların birbiriyle çatışma halinde olduğu bir ülke olmuştur. Özellikle cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda Anadolu topraklarında dinle yönetilmek isteyenler daha fazlaydı ve sonradan Balkanlar'dan yoğun bir göç dalgası başladı, tabii ki Türkiye'den de Balkanlar'a göç yaşandı. Ülke toplumuna dayatılan Laiklik daha doğrusu dinle ile yönetilmeme ve hatta toplumu da dinden koparma çalışmaları başladı o yıllarda. Zaten devrimlerin çoğu kanlı biter ne yazık ki ve yeni bir rejim içinde binlerce insan katledildi, karşı çıkan binlerce insan ya yerinden edildi, ya da öldürüldü. Bilmeyenler için söyleyelim, o zamanlar savaştan çıkan bir toplum fakirlikten, açlıktan ve hastalıktan perişan bir durumdaydı. Yeni bir rejim ve toplumun çoğunun bu rejime karşı çıkması sonucu üzücü olaylar yaşandı maalesef.

  Laiklik taraftarları ve din taraftarları arasında acımasızca olaylar yaşandı, özellikle devlet kurumlarının laiklik taraftarlarının elinde olması sebebiyle, din kanunlarına inanan insanlar baya hırpalandı ve yıllarca sürecek bir çekişme içine girdi toplum. Özellikle ülkenin büyük bölümünde askeri rejimin güçlü olması, mit ve emniyet güçlerinin, görsel ve yazılı medyanın da laiklikçilerin elinde olması ve her şeyi kendi Avrupai kültürüne göre dizayn etmeleri kaosa sebebiyet verdi, haliyle dinci kesimde bunlara karşı çıktı ve bazen şiddet yanlısı eylemler, bazen de mitinglerle tepki gösterdi ama nihayetinde resmi kurumlar, din taraftarlarına karşı olduğu için baya muhafazakarlar ezildiler ve Aleviler, Kürtler'in de hakeza daha çok ezildiğini ifade edebiliriz. 

  Çok partili sisteme geçilmesi de büyük sorunlara neden oldu, bazen askeri darbeler ve bazen de işlenen cinayetler sonucunda karşı taraflara gözdağı verilmeye çalışıldı. Halkın seçtiği siyasetçilere irtica adı altında darbeler yapıldı veya askeriyeye ve Atatürk ilke ve inkılaplarına karşı olduğu bahanesi üretilerek, siyasi partilere ve siyasetçilere kumpas kuruldu. Daha doğrusu halk yok sayıldı yıllarca ama herkesin ve her şeyin bir sonu olduğu gibi laiklik kesiminin de gücü azaldı ve özellikle Ak parti zamanında neredeyse darmadağın edildi. Özellikle 2008 yılına kadar başörtü sorunun olması ise aslında laiklik meselesinin din ve devlet işlerini ayırmak değil de karşı tarafı sindirmek için kullanılan bir görüş olduğunu söyleyebiliriz. Üniversiteye alınmayan başı örtülü kadınlar, askeriyeye alımlarda namaz kılan bir tane bile aile bireyi varsa, o kişinin alımının durdurulması gibi çarpık olaylar vardı, din ve devlet işleri ayrıdırı savunan görüşün böylesi eylemlere başvurması ise büyük bir çarpıklıktı. Belki de laiklerin kastettiği Feto tarzı bir irtica ve devlet içinde bir devlet yapılanmasıydı ama laikliği savunan kurumların uygulamaları hiç masumca değildi, ezdikçe ezdiler insanları. Özellikle taraflar arasında sağ, sol, dine inananı, laikçiler arasında yaşanan Çorum, Maraş, Tunceli, Ağrı, Menemen, On iki Eylül, İstiklal Mahkemeleri gibi yaşanan olaylar ise ülkeyi iyice geriye götürmüştür.

  Laiklik elden gidiyor diyenler, nasıl kendi güçlerini kaybetmemek için bunu bahane ediyorlar ise şimdi de kendi güçlerini kaybetmemek için din elden gidiyor diyenler çoğaldı. Şu an için ülke yönetimi dine inanan ve İslamiyet için mücadele ettiklerini ifade eden kişiler ve bu söylem kendi fikirleri, laiklikçilerin söylediği argüman gibi. Peki şu an yönetenler de laikçilerin yaptığı hataları yapacaklar mı acaba diye demokrat insanlar kendilerine soruyor çünkü Kemalist'im diyenler için Anadolu insanı çobandan farksızdı ve hatta yaşlı kesimde bu düşünce daha fazladır, nihayetinde yıllarca böyle eğitim verildi okullarda, medyada ve kurumlarda. Evet şimdi muhafazakâr kesimde aynı hataya düşecek mi? Devlet kurumlarına baktığımızda torpilin baya olduğu konuşuluyor, kendi kesiminden veya partisinden alımlar daha fazla olduğu söylemi ise karamsarlığa itiyor insanları. Her gelen politikacı kendi kesimine yarar ve sahip çıkar diye bir yazılı olmayan kanun var maalesef ülkemizde (!) Adalet, eğitim ve medyada yaşanan olaylara baktığımızda ise tek sesliliğin hakim olmaya çalıştığı toplum tarafından dile getiriliyor. İnsanları başı açık diye veya rakı içiyor diye yaftalamak ise işi çığırından çıkarıyor. Tabii ki aynı düşünce karşı taraf içinde geçerli. Namaz kılıyor diye kimseye gerici dememek lazım, sonuçta Hristiyanlar ve Yahudiler gibi Müslümanlar'da dinini yaymak isterler. İki tarafında birbirine saygılı olması ve zorlayıcı unsurlardan kaçınması gerekiyor.

  Herkes özgürce yaşasın ve ne laiklik, ne de din elden gitsin, kim ne yaşamak istiyorsa yaşasın ve bu yaşam biçimi de karşı tarafı rahatsız etmeyecek şekilde olmalıdır. Özellikle Avrupa'nın belli ülkelerinde ve Amerika'da bir düzene oturmuş durumda. Aslında dine inanan toplumun insanları gittikleri yerlere hem küfür edip veya kötü ilan edip, hem de o taraflara gitmesi de tabii ki çelişkili bir durum. Amerika'ya, Avrupa'ya hakaret edenlerin çoğunun çocukları oradaki okullarda eğitim ve öğretim görmüş, tabii ki insan ister istemez bunu yanlış olduğunu düşünüyor. Yani laiklik de elden gitmez, din de yeter ki yönetenler ve bir görüşe inananlar, diğer tarafa kendi fikirlerini zorla kabul etmeye çalışmazlarsa. Ne molla oluşumuyla, ne de ölülerin fikirleriyle devlet yönetilemediğini gördük ve görüyoruz, birbirimize saygılı bir şekilde ve kimseye de zorla bir şey dayatmadan, medeni toplumlar gibi yaşamak en iyisidir. Molla devletine örnek olarak İran'ı, diktatörlük olarak da Arabistan'ı örnek gösterebiliriz, sonuçta diktatörlükle yaşayan ve mollalarla yaşayan toplumlar geri kalırlar. Onun için topluma laiklik elden gidiyor veya din elden gidiyor diye gaz veren siyasetçilere susun demek elzemdir. Milletin şu an ana gündemi laiklik veya din değil,  insanların karnını doyuracak ve rahat yaşayacak bir hayat istemesidir. 

 

YENİ DOLANDIRICILIK SİSTEMİ!

VARİL PATLADI..1 ÖLÜ

BIÇAKLI KAVGADA ÖLÜ SAYISI 2'YE YÜKSELDİ.

FETÖ YENİDEN YAPILANIYOR

ARALAMAYA GİTTİ CANINDAN OLDU.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 17 15 0 2 29 47
2.Fenerbahçe 16 11 2 3 25 36
3.Samsunspor 17 10 4 3 13 33
4.Eyüpspor 18 8 4 6 10 30
5.Göztepe 17 8 5 4 9 28
6.Beşiktaş 17 7 4 6 7 27
7.İstanbul Başakşehir 17 7 5 5 5 26
8.Gazişehir Gaziantep 16 6 7 3 -2 21
9.Alanyaspor 17 5 6 6 -2 21
10.Rizespor 17 6 8 3 -9 21
11.Antalyaspor 17 6 8 3 -11 21
12.Kasımpaşa 16 4 4 8 -1 20
13.Konyaspor 17 5 7 5 -6 20
14.Trabzonspor 17 4 6 7 1 19
15.Sivasspor 17 5 8 4 -7 19
16.Kayserispor 16 3 7 6 -16 15
17.Bodrum FK 16 4 10 2 -10 14
18.Hatayspor 16 1 9 6 -13 9
19.Adana Demirspor 17 2 13 2 -22 5

YAZARLAR