MEVKİLER.
Mevkiler, makamlar ne için? Böbürlenme veya üstünlük taslama yerimi ve yahut çıkar yerimi?
Artık sorularımız, bakışlarımız her şeyimiz makamın nedir, görevin nedire döndü.
Hizmet ehliyiz veya hizmet etmeye çalışıyoruz dediğiniz halde, diyor evet hizmet ehlisin ama makamın nedir.
Hizmet etmekten, topluma faydalı olmaktan başka makam mı var.
Yok maksat farklı mevkiye göre sana farklı ve samimi olacak, avam dan isen yani alt tabakadan isen ya üst perde den bakacak, yâda onu görünce el pençe duracaksın.
Bir şiirimiz ile devam etmek istiyorum.
Herkes de makam sevdası.
Kimse de yok hizmet davası.
Makama tapılan zaman.
Hizmet nimetti oldu yalan.
Herkes oldu allameyi cihan.
Dava islamdı ülkü vatan.
Mevkin varsa gerisi yalan.
Firavunlar musalık taslıyor aman.
Bu konular sadece maddi boyut olarak değil ilmi ve manevî olarakda şuan aynı durumda, eskiden edebine, saygına göre derecelenirdin.
Şuan ise makam mevkiye göre değerlisin.
Edebli olanda, tevazu sahibi olanda asla üzülmesin mutlak yapılanlar biraz sıkıntı verebilir.
Buda bir sınavdır.
Bizler bir beşeriz, makam mevki ünvan ve diğer sıfatlar gelip geçecek.
Sadece bizde baki olacak sıfat Abdullahdır.
Gerisi yalan ve rüyadır.
O zaman necisin, nesin diye değil; makamına, mevkine göre değil, hizmetine, edebine göre değerlisin.
DUA
Allahım bizleri makama ve mevkiye boyun bükenler den değil.
Senin yolunda bükülenlerden eyle.
İnsanları mevkisi için değil, senin rızan için sevenlerden eyle .
İnsanlara mevki makamı için yakınlık kuranlar dan değil.
Edebleri, samimiyetleri için sevenlerden eyle.
Allahım istemesini dahi bilmiyoruz, sen istemesini bilenlerden eyle.
İnsanların makamı ve mevkisi için razı etmeye çalışanlardan eylem.
Sadece senin emrin olduğu için insanlara hizmet etmeyi nasib eyle.
Amin Amin Amin Ya muin celle celaluhu.
Dua ile kalın hoşça
Ahmet Sağlam.