NE OLUYOR BİZE?
Edepli ve saygılı insanlar her zaman sevilir ve saygı duyulur. Davranışları ile sizi incitmemek için özenle seçilen sözleri muhatabı değerli hissettir. Bizde ki bu değer verme karşımızda ki muhatabımızın Rabbimizin bir kulu ve onun yaratmış olmasından gelir. Yani yaratanın hatırı büyüktür… Kadim geleneğimizde büyüklerinin huzurundan ayrılırken bile sırtımızı onlara dönmeyiz. Sadece yaşayana değil ülkemizde ki tüm evliyanın kabirlerini ziyaretlerimiz dahi son derece saygılı oluruz.
Ne var ki son günlerde sosyal medyada benim okumaya utandığım, ömrümde hiç duymadığım küfürler, aşağılamalar, hakaretler ve bunları normal görmeler.
Aman Allah’ım bu ne ahlâki bir çöküştür. Düşüncesini beğenmiyorsan küfür ediyorlar, mezhebini beğenmiyor küfür ediyorlar, paylaşımını, yorumunu beğenmiyor küfür ediyorlar. Kimse de çıkıp ‘’Ne oluyor kardeşim’’ demiyor.
Sözün kuvvetini bilmiyor ki sözü kullansın, saygıyı bilmez ki karşısında ki insana saygı duysun, sorsan herkes iyi bir insan iyi bir Müslüman. bir güzel amellere sahip ki! Ne hikmetse bu inancının gereğini ne sözünde, davranışında, saygısında göremiyoruz. Toplumun her alanında ahlaki bir çöküş mevcut edep ve terbiye nezaket ve adap kalmamış gibi. Büyüklerimizin mevcut olan edepleri ve ahlaki güzelliklerini hor gören dayatmalar ve sosyal medya fenomenlerin yön verdiği gençliğin içler acısı durumu. Hz. Peygamberin ‘Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim’ hadisini unutmuş ya da hatırlamıyoruz. Pazaryerleri, çarşılar, alışveriş merkezleri insanları analiz etmenin en kısa ve kolay yerleridir. Gittiğim her yerde insanların ve davranışları üzerine yazınca gözlememek kaçınılmaz oluyor. Bir kadın kocasına rahatlıkla küfür edebiliyor. Gençler ve çocuklar her konuşmalarına küfür iliştirip cümleyi öyle tamamlıyorlar. Yeni konuşmaya başlayan çocuklara ve anne babaları veya aile büyükleri keyfi olarak küfür öğretiyor ve zavallı çocuklar söylediği sözün ne olduğundan bile haberi olmuyor.
Toplum olarak ‘NE OLUYOR BİZE’! Eğitimi öğrenmeyi ekran karşısından yaparsak ki bu hangi ekran olduğu fark etmez, ne görgüden ne edepten ne de ahlâktan bahsedemeyiz. Bir toplumun fertleri kendine saygı duymuyorsa kimseye saygı duymaz. Toplum ahlâkını çökertmenin ilk ayağı, bencilliği arttırmak, inançları ona göre biçimlendirmek, dünyevi hazcılığı arttırmaktır… Daha da sayılabilir ama insanı bu üç düşünme şekli bile en büyük zararı verir veriyor da.
Bir an önce eğitimciler, din görevlileri toplumun her kesiminden herkes! Etrafında küfürlü konuşuyorsa vazgeçmeli, konuşturmamalı ve büyük bir tavır koymalı ki farkındalık oluşturalım. Önce kendimize ve karşımızda ki insana, dini, ırkı düşüncesi ne olursa olsun saygı duymayı öğrenmemiz ve öğretmemiz lazım. Edebi hayatın vazgeçilmezi olduğunu anlatmak ve en önemlisi edebi yaşamak lazım. Yunus Emre’nin dediği gibi ‘Yaratılanı severiz yaratandan ötürü’ düsturunu hayatımızın merkezine koymamız lazım…
Selametle…
Ravza Zeybek
