Muhammed Osman SAKA

Tarih: 19.05.2024 14:39

NEFİS HİLELERİ VE TEZKİYESİ (TERBİYESİ)

Facebook Twitter Linked-in

NEFİS HİLELERİ VE TEZKİYESİ (TERBİYESİ)

Allah Teâlâ Kurân-ı Kerîmde bizleri kendisine kulluk etmemiz, hangimizin daha güzel amel ettiğini ve sabredenleri ortaya çıkarmak için yarattığını beyan etmektedir. Bizler bu dünyaya kulluk ve imtihan için geldik. Ancak imtihan öyle sanıldığı gibi kolay bir imtihan değil. İşin içerisinde insana durmadan kötülüğü emreden bir nefis, sürekli sinsice vesvese veren şeytan, dünyanın süsü ve cazibesi, şeytan sıfatlarına sahip zulmeden kötü insanlar vardır. Bütün bunları aşmak ve Allah Teala’ya güzel bir kul olmak elbette o kadar kolay değil. Bu engelleri tanımak ve nasıl baş edebileceğini öğrenmek gerekir. Bu engebelerin en zoru da kuşkusuz nefistir. Nefsi terbiye etme yoluna niyetlenmek için önce yolu bilen, nefsini tezkiye etmiş İslam âlimlerine ve velilere uymak, onların tavsiyelerini yerine getirmek gerekir.

Tasavvuf yolunun büyükleri öncelikle insanın kendi nefsini tanıması gerektiğini ifade etmişlerdir. Bu sebeple kul, öncelikle nefsinin noksan, aciz, muhtaç olduğunu, Onu yaratan ve yaşatan yüce Allah’ın azametini, noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu ve bütün kemal sıfatlara sahip olduğunu iyice idrak etmelidir ki Hak Teâlâ’yı gücü nispetinde tanısın ve ona kulluk etsin.

İmam Gazali kuddise sirruhu bizlere nefsi şöyle anlatır; “Nefis, iç düşmandır. Nefis insanın bünyesinde bulunan bir düşmandır. Eğer hırsız evin içinden olursa içerden kuracağı tuzaklar daha etkili ve zararı daha büyük olur. Eğer ilk yaratılıştan kıyamet gününe kadar işlenen fitne, kötülük, kabahat, rezalet, günah ve kötülüklere şöyle bir bakarsan, bunların hepsinin nefisten kaynaklandığını görürsün. Bunlar ya doğrudan doğruya nefisten kaynaklanmıştır ya da onun yardımı ve desteğiyle işlenmiştir. Nefis zararlı olmasına rağmen onsuz olmaz. Bu durumda onu terbiye etmeli, hayırlı işlerini yapabilecek kadar güçlendirmeli; haddi aşmaması için de zayıf bırakmalı ve hapsetmelisin. Yani sen, tedavisi çok zor ve hassas bir konu ile karşı karşıyasın.

Her gün gözlerinle müşahede ettiğin nefsin çirkin halleri ve kötülüklere düşkünlüğü, ona karşı dikkatli olman için sana kafidir. Nefis, şehevi duyguları kabardığı zaman bir hayvan, öfkelendiği zaman yırtıcı bir kaplandır. Bir bela ve musibete uğradığı zaman (feryat eden) küçük bir çocuk, bolluk ve nimet içinde iken bir firavun kesilir. Aç kalınca kendinden geçip miskinleşen nefis, tok olunca büyük bir bozguncu oluverir. Onu doyurduğun zaman şımarır ve keyfi yerindedir. Aç bırakınca feryadı basıp tasalanmaya başlar.”

Nefis hakkında salihlerin şu sözleri çok yerindedir: “Bu nefsin kötülük ve cehaletlerinden biri de şudur: Bir günaha yöneldiği zaman veya arzuları galeyana geldiği anda, onu bu hareketinden vazgeçirmek için Allah Teala ile, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile, diğer peygamberler ile, Allah’ın kitabı ile, Allah’ın salih kulları ile korkutsan; öleceğini, kabre gireceğini söylesen, kıyametin, cennet ve cehennemin varlığını hatırlatsan da asla yöneldiği günahı ve şehveti terk edip sana uymaz. Onun bayağılını ve cehaletini anlaman için ekmeğini birazcık kısman yeterlidir; o zaman sakinleşir ve serkeşliğini bırakır. Gerçekten bu nefis, onu yaratan ve onu herkesten iyi tanıyan Rabbimizin “Rabbimin merhamet edip korudukları hariç şüphesiz nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder” buyurduğu gibidir. Akıllı kimseler için bu kadar uyarı yeter.”

Hadisi şerifte nefsin tehlikesini ifade etmek için şöyle buyrulmuştur; “Beni göz açıp kapayıncaya kadar, hattâ ondan daha az bir zaman bile nefsimle baş başa bırakma.” Âmin...    
Rabbimiz bizleri nefsin ve şeytanın hilelerinden muhafaza eylesin. Saadati kiram efendilerimizin reçetelerine uyup, dünyevi heva ve heveslerden yüz çevirip hakka yönelmeyi ve salih ameller işlemeyi cümlemize nasip eylesin, âmin...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —