NEREDEN BULDUN?
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Sosyal medya fenomenlerine operasyon yapıldı, yapılmaya da devam ediyor.
“Kara para aklama, Yasa dışı bahis, vergi kaçırma, şaibeli mal varlığı artışı” vb suçlarla haklarında arka arkaya davalar açılmaya başladı.
Aslında bu çok geç kalmış bir operasyondu.
Üç yıl geçmişi olmayanların milyonlarla konuşması elbette ki normal değil.
İlla ki altında var bir çapanoğlu.
Alın teri ile elli yılda yapılamayacak servete genç yaşta ulaşmaları oldukça dikkat çekiciydi.
Devlet bu operasyonu yapmakta geç mi kaldı yoksa erken mi yaptıdan ziyade başlanması fevkale de önemlidir.
Her ne kadar Rahmetli Turgut ÖZAL'ın “Benim Memurum işini bilir” sözü hafızalardan gitmese de DSP, ANAP ve MHP Hükümeti döneminde Gelir Vergisi Kanunu'nun, 82/2. maddesinin, 9 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 4783 sayılı Kanun çıkartıldı. Kanuna göre:
“Bildirilmeyen ve vergisi ödenmeyen bir gelirle tasarruf edildiği tespit edilen mal ve haklar, safi irad olarak” kabul ediliyordu.
Daha açık bir anlatımla;
“Gel bakalım arkadaş. Sen 100 bin lira kazanç bildirmişsin. 2 milyon liralık evin, 300 bin liralık otomobilin ve 5 milyon lira nakit paran var. Hani bunun vergisi?” diye sorulabiliyordu.
“Miras kaldı” veya “Milli piyangodan çıktı” deyip, belgeleriyle ispat edebilirse, sorun yoktu. Aksi halde, tespit edilen “servet farkı” safi irad yani gelir kabul ediliyor ve yüzde 35 Gelir Vergisi, bir o kadar cezası ve ayrıca faizi isteniyordu.
Peki bu yasaya ne oldu?
Yasa 2013 yılında kaldırıldı.
Yani artık kimseye, şikayet veya bir suç şüphesi olmadan “Nereden Buldun” diye sorulamıyor.
ABD, Fransa, İngiltere, İtalya ve diğer ülkelerde, bir kişinin servetinde artış olduğunda, “vergisi ödenmiş mi?” diye bakılıyor, ödenmemişse, sorgulanıp vergisi ve cezaları isteniyor.
Kısaca, anasından doğduğuna pişman ediliyor.
Türkiye'de ise, “Arkadaş sen üç yıl önce 5 milyonluk arsa, 2 yıl önce 3 milyonluk villa almışsın. Ayrıca bankada da şu kadar paran var. Üç kuruş maaşın veya gelirinle bunları nasıl aldı, kaynağı ne, vergisini ödedin mi?” diye sorulamıyor.
O yüzden üç kağıtçılar, soyguncular, vurguncular en rahat dönemlerini yaşıyorlar.
Yeni yetmelerin altında milyonluk araçlar.
Kaynağı baba parası ya da alın teri değil elbette.
İşte yürürlükte böyle bir yasa olmamasına rağmen yapılan operasyonları ben gecikmiş fakat yine de değerli bir adım olarak görüyorum.
Ama bu operasyonlar benim vicdanımı rahat ettirmedi.
Fenomenleri bir ucundan tuttunuz, tuttunuz da,
Ya diğerleri?
Peki o zaman soralım,
Kısa sürede zenginleşen siyasiler, Belediye Başkanları, hatta hatta Belediye çalışanları?
Belediyeleri kumpas ve şantajlarla haraca bağlayan, gazeteciler?
Partiye, Parti başkanına yaslanıp havada vurup tavada yiyenler?
Devletten, Belediyelerden ihale alan Vakıf ve Dernek Başkanları?
Devletin Akademiye ayırdığı kadroları ehil olmayan kişilere para karşılığı söylenen Rektörler?
Sattığı malın faturasını almayan dolayısı ile fatura kesmeyen birde üstüne üstlük sahte gider faturaları ile vergi kaçıran sanayici, esnaf?
Ayak üzeri hayvan alıp satan cambazlar?
Devletten aldığı açlık düzeyindeki maaşı ile harikalar yaratıp boyundan büyük servet yapan Memurlar?
Listeye eklenecek daha onlarca meslek ve meslek erbabı var.
Alın teri ile doğru yoldan kazanılamayacak servete kısa sürede kavuşan.
Peki onlar ne olacak?
Onlara dokunulmayacak mı?
Para ile şımarıp soytarılık yapanlara operasyon var da diğerlerine yok mu?
Nereden buldun yasası çok daha katı bir anlayışla yeniden gelmeli.
Yoksa üç-beş fenomene operasyon yapmakla olmuyor..
Benim Vicdanım sızlıyor ya Sizin?