ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLER VE EĞİTİMLERİ
(3 Aralık Dünya Engelliler Günü)
Her çocuk özeldir. Bazı çocuklarımız; genetik, hamilelik, doğum, yetişme vs nedenlerle eksikliklerinden dolayı dezavantajlı durumdadırlar. Bu alanda önleyici tedbirlerin alınması yanında, Sosyal devlet olma özelliği bu özel çocukların topluma kazandırılması, kendi kendine yeter hale gelmesi, günlük bireysel ihtiyaçlarını karşılaması veya bir meslek edinmeleri hem toplum hemde aileler için önemlidir.
Ülkemizde son yıllarda özel eğitim ihtiyacı olan çocuklar bireyler için eğitim öğretim çalışmalarında gerek okullaşma oranında gerekse özel eğitim kurumlarında özel eğitim rehabilitasyonlarında ciddi derecede artış ve iyileşmeler görülmektedir. Bu konuda sosyal devlet anlayışının özel gereksinimli bireyler için yapılan çalışmalarla temel haklarını hukuksal olarak güvence altına aldığı takdire şayandır. Okullar bazında değerlendirdiğimizde, uygulamada hafif zihinsel engelli ve hafif otizmli öğrenciler için ilkokul, ortaokul ve lise kısmına hitap eden özel eğitim meslek okullarının sayısı 150’ yi geçmiş durumda.
Bu okullarda öğrenciler meslek liseli öğrenciler gibi eğitim öğretim görmektedirler. Diğer yandan yine hafif zihinsel engelli ve hafif otizmli çocuklar için normal okullarda (anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerde) özel eğitim sınıfları bulunmaktadır. Devlet eğitimde fırsat eşitliğini düşünerek ve anayasal bir hak ilkesinden hareketle hiçbir ferdin eğitim öğretimden mahrum kalmadan özel eğitim ihtiyacı olan bireyler için yani orta-ağır düzeydeki zihinsel engelli ve otizmli çocuklar için de okullar (Özel Eğitim Uygulama Okulları) açmış ve açmaya devam etmektedir.
Bu okullar da ana sınıfı hariç üç kademeden oluşmaktadır. I.Kademe (İlkokul), II.Kademe (ortaokul) ve III.Kademe (Lise) kısmından oluşmaktadır. Diğer yandan imkanlar bununla da kalmamakta. Hiç okula gidemeyecek durumda olan gerek ağır zihinsel engelli gerekse ortopedik öğrenciler için evde eğitim uygulaması yapılmaktadır. Diğer yandan lösemili çocuklar için hastanelerde özel eğitim sınıfları bulunmaktadır.
Özel gereksinimli öğrencilerin okullara ücretsiz taşınması, öğle yemeğinin ücretsiz olarak verilmesi yine sosyal devletin gerekliliğini göstermektedir. Devlet okullarında eğitim öğretim gören bu çocuklar aynı zamanda devlet tarafından ücretleri karşılanarak özel eğitim rehabilitasyon merkezlerinden de faydalanmaktadır.
Bütün bu güzel çalışmalar yapılırken bazı konularda tedbir almak gerekmektedir. Bu bireyler bedensel, zihinsel, sosyal ve duyuşsal olarak farklı gelişimler göstermektedir. Bazıları iletişim (otizmli), günlük aktiviteleri gerçekleştirme, öğrenme ve çevrelerine uyum sağlamada güçlük yaşama ile sonuçlanan gelişimsel engellerle karşılaşmaktadır.
Gün geçtikçe zihinsel engelli özellikle de otizmli çocuk sayısı artmaktadır. Bu çocuklar için devletin ciddi tedbirler alması gerekmektedir. Otizmli çocuklarda erken tanı , yiyeceklerin kontrolü, ebeveyn- çocuk ilişkisi , iletişim becerilerinin gelişmesi noktasında özel gereksinimli çocukların hayatını kolaylaştırıcı yönde hızla gelişen teknoloji yardımıyla yazılımlar geliştirilebilir. Teknoloji kullanımının çok yönlü işlevselliğe sahip olması nedeniyle teknoloji tabanlı uygulamalar daha fazla talep edilmeli.
Özel eğitimde teknoloji kullanımı özel eğitim kurumları için maliyeti düşük, kolay uyarlanabilir bir öğrenme sistemi sağlayabilir. Bu alandaki eğitimi zenginleştirebilir ve yeni yaklaşımlar yaratabilir. Devlet okullarındaki öğretim yöntemlerinde yeni metot ve teknikler oluşturulmalı. Ders kitaplarının içerikleri özellikle orta ağır otizmli öğrenciler için yeniden düzenlenmelidir.
Özel öğretim kurumlarındaki (rehabilitasyon) merkezlerinde haftalık dört saat olan ders sayının artırılması, bu kurumlardaki eğitici personellerin özel eğitim almış öğretmenlerden oluşma şartlarının getirilmesi gereklidir. Devlet okulları projeleri tasarlanırken özel gereksinimli çocukların etkinlik alanlarının oluşturulması, özellikle yüzme sporları için havuzlar, spor salonları , uygulama bahçeleri,evcil hayvanlardan müteşekkil alanlar olmalı. Önemli sorunlardan birisi de özellikle eğitim uygulama okullarından mezun olan çocukların mezuniyet sonrası eğitim hayatıyla bağının kesilmesi.
Bu çocukların hayatlarını öğrendikleriyle devam ettirebilmeleri için yaşam boyu eğitim ortamlarından uzak kalmamaları gerekir. Eğitim ortamından uzaklaşan çocuklarda öğrendiklerini çabuk unutma söz konusudur . Sürekli tekrarlarla öğrenme durumu olduğundan kesinlikle mezuniyet sonrası da eğitimin devam etmesi gerekmektedir. Ailelerin ret ve inkar aşamasından hemen çıkarak çocuğun eğitimine katkı sağlama aşamasına geçmesi sağlanmalıdır.
Bu yüzden engelli ebeveyn danışma merkezleri kurulmalı, özellikle de otizmli aileler için. Otizmli aileler erken tanı ile çocuğun eğitimine başlarsa “Uygulamalı Davranış Analizi” ile olumsuz davranışların kaynağı belirlenirse %70 başarı sağlanmaktadır. Özel Eğitim Uygulama Okullarından mezun olan çocukların diplomaları da diğer hafif düzey Özel Eğitim Meslek Okullarından mezun çocukların diplomalarına denk olması. Özel Eğitim Uygulama II.Kademe ortaokullarından mezun öğrencilerin Özel Eğitim Meslek Okullarına kayıtlarının sağlanması yönünde çalışmalar yapılması.
Yerel yönetimler özel gereksinimli bireyler için devlet okulları ile işbirliği yaparak etkinlik alanlarını kullanmada yardımcı olmalı. Özel gereksinimli çocukların ailelerini sürekli eğitime almalı. Özel gereksinimli bireylerle ilgili engelli ve acıma algısını kırmalı ve bu bireylere de normal insan gibi davranmalı. İstihdamlar oluşturulmalı, hayatın içine katmalı. Ayrıştırıcı dilden uzak durmalı, toplu yaşam alanlarında beraber yaşama kültürü oluşturmalı. Okullar, parklar, alışveriş merkezleri yani yaşamın her alanında destek olarak birlikte yaşanmalı.