PENCERE
Pencerenin önünde oturup
Gelen geçeni izliyorum
Her bir yüzde kaybolan beni arıyorum
Bir nehir gibi önümde süratle
Taşıp giden ömrümü izliyorum
Zaman aldığını geri vermiyor bilirim
Pencerenin önünde kalkıp
Oda daki nesneler takılıyor gözlerim
Her şey yavaşlıyor birden
Zaman anlamını yitiriyor
Bir nefeslik ömrüme kederden başka
Uğrayan olmadı ama yinede
Ben hep kapılarda baharı bekledim
İçimde ve dışarda hep kış vardı
İnsanlardan üşüyordum durmadan
Ellerim hiç ısınmadı soğuktu hep
Yüreklerindeki karanlıktan kaçıyordum
Nesnenin revaçta olduğu
İnsanlığın bir sele karışıp
Hiç gelmemek üzere kaybolduğu
Vicdanların sessiz kaldığı
Bu çağda yaşamanın verdiği
Ağırlık var üzerimde
Pencereden dışarıya bakıyorum
Gözlerim gökyüzüne takılıyor
Tek bir kuş bile yok
Mırıldanıyorum durmadan
Gelecekler biliyorum yaza kalmaz
Yalnızlık neydi diyorum birden
İçim ürperiyor zaman duruyor yine
Ağır bir sessizlik odayı sarıyor
Durmadan volta atıyorum
Ellerim buz kesilmiş
Pencereden bakıyorum
Tek bir kuş bile yok gökyüzünde
Biliyorum yaza kalmaz gelecekler
Şükran Yüztaş