Pülümür Deresi, Kar ve Soğuk
Öğrencilik yıllarımda gidip geldiğim yol Pülümür’den geçerdi. Elazığ’dan gece geçen, Maraş’tan gelen otobüsleri tercih ederdik. Sabah Erzurum otobüs garajına inerdik. Kışın Pülümür Deresi ile Pülümür Dağı karla kaplanır, yollara çığ düşerdi; yolculuk zordu. Yol üzerinde sık sık kar tünelleri vardı, kaç defa saatlerce tünelde beklediğimizi bilirim.
Beni araba tutardı, sarhoş gibi olurdum.
Otobüsler, Pülümür dinlenme tesislerinde yarım saat mola verirdi. Kışın etrafta metrelerce kar olur, hava çok soğurdu.
O zamanlar otobüslerde sigara içiliyordu. İçeriyi duman kaplardı. İçmeyenler rahatsız olsa da ses çıkaramazlardı.
Otobüsümüz Pülümür’de ihtiyaç molası verdi. Saat gece üç sıralarıydı. Dışarısı ayazdı. Yemek salonu bile soğuktu. Ben tuvalete gidip hemen otobüse döndüm. İçerinin havası temizlensin diye otobüsün kapıları açıktı. Yine de içeride mide bulandıracak bir koku vardı. Yerime geçip öylece büzüldüm.
Otobüs hareket edecekti, anons edildi, yolcular yavaş yavaş içeriye gelmeye başladılar. Ön kapıdan iriyarı, pala bıyıklı, kırk yaşlarında, esmer bir adam bindi. Daha ikinci basamakta dikilip sigarasını yaktı. Ben dayanamadım, konuştum.
“Kırk beş dakikadır moladayız. Sigaranızı dışarıda içseydiniz ya,” dedim. Demez olaydım... Adamın bana bir bakışı vardı, korkudan altıma kaçıracaktım.
“Ne diyon laaan?” dedi kalın bir sesle.
“Sigaranızı mola sırasında içseydiniz,” dedim yeniden.
“Sana mı soracaktık?” dedi.
“Yok, yok, devam et,” dedim, koltuğun arkasına gizlenerek.
Bu adam Kars’ta öğretmenlik yapıyormuş (memleketini yazmıyorum). Şubat tatiline gelmiş, geri dönüyormuş.
Sigaranın otobüslerde yasaklanmasına en çok ben sevinmiştim. Bayburt’tan Elazığ’a gidip gelince sigara yüzünden iki gün hasta yatıyordum.
Mahir ADIBEŞ