Sadece Bir Sayfası
Günlerden bir gün, tatil günlerinden biriydi. Tanıdığım ailelerden birinin çocuğu, okumak için aldığı kitabı bana gösterdi. Kitap yaklaşık dört yüz sayfa idi.
Elbette, annelerin, babaların, öğretmenlerin çocuklarına kitap okumalarını tavsiye etmeleri en doğal ve en güzel bir durumdur. Fakat daha kültürlü olmaları, okuma ve anlamada, konuşmalarında daha becerili olmaları için kitap okumalarını tavsiye etmeleriyle birlikte takibini de yapmalıdırlar.
Kitap okumak, okutmak oldukça güzel bir faaliyet gibi görünüyor, fakat günümüzde bu kitapları yazanlar ve yayınlayanlar da göründüğü kadar masum değil. Bu konu önemsenmeli. Anneler, babalar, öğretmenler ve yetkililer tarafından denetimi, tetkiki de gerekli. Çocuklarının okuyacakları kitaplar hakkında en azından güvendikleri eğitimcilere danışmalılar. Kitapların üzerine, örneğin ergenlik çağındaki çocuklar için "On beş yaş altı" veya "On beş yaş üstü kişilere uygundur" gibi ifadeler yazılmalı.
Öncelikle, çocuğunuzun okuduğu kitabın ne anlattığını ve yaşına uygun olup olmadığını değerlendirin. Yaşına uygun değilse, onarılmaz yaralar açabilir çocuğunuzun duygu ve düşüncelerinde, ahlakında, edebinde, davranışlarında.
Merak ettim, kitabı incelemek için elime aldım. Sonlara doğru rastgele bir sayfa açıp biraz okudum hızlıca. Aman Allah'ım, okumaz olaydım. Bırakın ortaokul öğrencisini, lise değil, üniversite öğrencisini bile baştan çıkarır. Kitabı okuyan çocuk, ortaokula yeni geçmişti. Şimdi buna ben ne desem?
Kitapta, olayın kahramanı dediği kişinin lise ve üniversite yıllarında öğrenci iken yaşadığı özgür hayatından bahsediyor. Neler yok ki! Sevgilim dediği kişi tarafından aldatılma, kürtaj, yoga, içkili ve eğlenceli bir hayat, jakuzili banyo… Bir kişinin gençken yaşadığı iğrenç hayatı, yaşadığı olumsuzlukları tövbe etmiş olsa bile, adeta o zehiri, ballandıra ballandıra özendirerek yavrularımıza sunması kabul edilemez. Masum yavrumuza...
-"Bu kitabı sen mi aldın?" dedim.
-"Evet, ben aldım," dedi.
-"Birinin tavsiyesi mi, nereden aldın?" dedim.
-"Okuma salonundan. Okuma salonuna kayıtlıyım, ücretsiz alıp okuyorum, sonra bırakıyorum," dedi.
Kendisi bana,
-"Hocam, siz de tavsiye eder misiniz, okuyayım mı?" dedi. Ne diyebilirim bir çocuğa? Utandım, yerin dibine gireceğim sanki. Fakat,
-"Bu kitap, bir kişinin yaşadığı kötü hayatı, düştüğü bataklığı, gençken yaşadığı hayattan bahsediyor. Senin yaşına uygun değil. Nikahsız kişilerin yaşamından bahsediyor. Hele bir Müslümanın hayatına, yaşamına hiç uymayan bir yaşantı. Ben sana bu kitabı tavsiye etmiyorum," deyince,
-"Hocam, ben de okumadan önce size sorayım dedim. Daha başlamadım," dedi.
-"Evladım, bilim insanları, bilim kurgu hikâye kitapları, belgesel kitaplar, doğa yaşamı ile ilgili kitaplar tercih etmelisin. Kitabı alacağın yerdeki sorumluya, ortaokul seviyesi hikâye kitapları istiyorum de," dedim.
Çocuk nereden bilsin ki, faydalı mı zararlı mı okuduğu kitap? Her çocuğun düşebileceği bir durum, diyoruz. Sadece bir sayfasıyla kitabı az çok anladım. Para için yazılmış bir kitap. Ne sanat var, ne edebiyat, ne de yararlı bilgi, kültür, din, iman… Belki de yazarı dinsiz, ateisttir. Onların işi bu. Bizler, ana-babalar, öğretmenler sahip çıkmalıyız en değerli varlıklarımıza. Okuma salonlarındaki kişiler de en az öğretmen emeklileri olmalı, rol model olabilecek kişiler olmalı, diyoruz.
20.01.2025
Ahmet Aydın