SAVUNMA SANAYİİ, MİLLETİMİZİN NAMUSUDUR.
MİLLETİMİZİN SORUMLULUĞUDUR. LAKAYT KALINAMAZ.
Cuma’mız kutlu olsun.
Eyvallah...
Maksat ne Cuma’dan...
Kupkuru bir kutlama...
Cuma namazı mı?
Kaç dargın barışır utanıp?
Kaç kusur affedilir?
Kaç fakire yardım edilir?
Kaç yaşlı ziyaret edilir?
Hangi meseleler konuşulur ve duruşumuz dosta güven, düşmana korku verir?
Bunlar olmuyorsa Cuma’dan bize ne?
Bunlar olmuyorsa neyin kutlaması?
Bunlar ruh ve vicdanımızda her gün kocaman yaralar açmıyorsa, bize ne Cuma’dan...
Kulları aldatabiliriz.
Ya Allah!..
Neden Z kuşağı ateizme ve deizme yöneliyor?
Ana-babalarını ikiyüzlü, menfaatperest, hatta ahlâksız; dini satan, pazarlayan insanlar olarak gördükleri için olabilir mi?
Kaç millî yara söyledik...
Anlattık...
Soran bile olmuyor “Sahi mi?” diye...
Allah aşkına, derdinden bile bîgâne insanlar cehalet ve gaflet kuyusunda değil de nedir?
Derdiniz büyükse varız.
Yoksa yalandan Cuma mesajları anlamsız ve komik...
Eskiden seksi Rus kızlarına Cuma mesajı söyletenlere kızıyordum. Bakıyorum da dürüstler. İşin gırgırında olduklarını ifade ediyorlar en azından.
Ruhunuz ve vicdanınız millî meselelere karşı sizi rahatsız etmiyor; mezhep, tarikat, etnik ayrımcılık, cehalet, siyasî tarafgirlik sizi kanatmıyor ise lütfen Cuma mesajı yazmayın.
Bu zihni ve düzeysiz aidiyetinize bizi alet etmeyin.
Çünkü biz sizden değiliz.
BU HAFTAKİ SÖZÜMÜZE GELİNCE...
BUYRUN...
Türk Milleti her manada öncü; teşkilatçılık ve muhariplik vasfı ile yine etkin olacak büyük devlettir.
Ahmedinejad: “Avrupalı barbarlardan Asya’yı ve Müslümanları 600 yıl Türkler korudu.” diyor.
Ama her türlü fitne; toplumda tarikat, mezhep, bölücülük, etnisite vb. kimliklerle yayılmaya da devam ediyor. Milletimizin millî kimliği el birliğiyle zayıflatılıyor.
Milletimizin varlık mücadelesini kim verecek peki?
Kim, nasıl mücadele edecek?
Elbette kanunlar içinde ve sorumlu kurumlar eliyle mücadele etmeliyiz.
Millî insanlar birlik olmalı.
İdeoloji bataklığından çıkmalıyız. I. Dünya Savaşı’ndan bu yana verilen diriliş ve istiklâl mücadelemiz organize olmadan başarılı olamaz.
Bir de sürekli olumsuzluk yayanlar var:
“Kendisi dışında herkesi ve makamı eleştiren adam... Bu devlet, bu millet için sen ne yapıyorsun?”
Savunma sanayiinde kamu ya da özel; kimler olmalı, kimler olmamalı? Hiç düşündünüz mü?
Devletimizin güvenlik yapıları (MİT, İçişleri gibi birimler), görevlendirilecek kişilerin güvenilirliği noktasında müdahil mi?
Savunma sanayiinde görev/iş yapanların Millî Güvenlik Eğitimi’nden geçirilmesi, bunların güvenlik tahkikatlarının özel olarak yapılması gerekmez mi?
Özellikle tepe kadrolarda görev yapanlara referans olanlara soruyorum:
“BİZDEN!!!” diyorsunuz ya hani birilerine...
Kim bizden?
Hangi ölçüler ile bizden?
“BİZDEN!!!”
Vatan, millet, devlet ve sadakat duygularını kaybetmiş adamlar sözde namaz kılıyorlar, şu bu siyaset veya cemaatine mensup diye BİZDEN OLABİLİR Mİ?
Biz kimiz peki?
15 Temmuz ihanetinden önce Cumhurbaşkanımızı aşağılayan, FETÖCÜ İHANET ile omuz omuza biri savunma sanayiinde nasıl tepe kadrolarda olur?
Bu kadrolarda sorun çözmek yerine “Bana ne...” diyebilen bir adam nasıl görev yapar?
SAVUNMA SANAYİİ, CUMHURBAŞKANIMIZIN VE AZİZ MİLLETİMİZİN GÖZ BEBEĞİDİR.
MİLLETÇE ARKASINDAYIZ.
AMA BU, HAK ETMEYEN İNSANLARI DA DEŞİFRE ETMEK ZORUNDAYIZ.
Millî projeleri “Para yok.” diye durdurmaya kalkan, bugün para kazanacak işleri de “Millî projeler yapıyoruz.” diyerek almıyor.
Kurum çalışanlarının primlerini ödeyemiyor.
Devletimiz nerede?
Sorumlular nerede?
Tüm bu en hafifiyle acemi işlerin dahi arkasında FETÖCÜ ihanet var.
FETÖCÜ hainler, bir yere gelene kadar serçe kadar korkak, geldikten sonra akbabalar kadar gaddarlar, biliyorsunuz.
Bilmiyor musunuz?
Millî ve yerli, 20 milyon USD masraf edilip komuta kontrol sistemi yapılıyor.
Sonra bu sistem elimizde duruyorken, ABD’den daha niteliksizi alınıyor; yetmiyor, sonrası için Hindistan’a sipariş ediliyor.
Hangi vicdan MMU’nun böyle uçmasını kabul eder? Lütfen düşününüz…
Dağdaki, sınır ötesindeki yiğit Mehmetçik’e, emrinde çalışan fedakâr mühendislere merhameti olmayan ABD vatandaşı adamlar, savunma sanayiinin kapısından geçemez.
Geçememeli…
Bu adamları görmezden gelenler kabul edilemez.
Bu şaibeli adamları bulunmaz Hint kumaşı gibi sunanlar da bizce şaibelidir.
Müdahale etmeyenler işbirlikçidir.
Görmezden gelinemez.
Savunma sanayiinde görev yapan tepe kadrolar, sorumlu davranınız...
Millî insanlar ip tutturup tövbe verenler kadar, FETÖ ihaneti kadar organize olmazsa diriliş nasıl gerçekleşecek?
İ. İnönü’den kalan pısırıklık tüm kesimlere sirayet etmiş durumda...
Silkelenin...
Bilelim ki: YUFKA YÜREKLİLERLE ÇETİN YOLLAR AŞILMAZ.
Büyük Türk Milleti’nin insicamını bozanlara, muhariplik vasfını kaybettirenlere karşı müsamahakâr davranılamaz.
Cumhurbaşkanımıza ve yakın çevresine makam aracına güvenip bindirdikleri FETÖCÜ hain Emniyet İstihbarat’tan A. Fuat Yılmazer’i, tutuklanmaya teşebbüs edilen MİT Başkanı’nı, 15 Temmuz İhaneti’ni hatırlatırım.
FETÖCÜ ihanet, hâlâ siyasetin kenarından, sözde Millî Görüşçü, İskenderpaşacı vb. cemaatlere mensup "abiler", "ablalar" denen, kurumsal hiçbir karşılığı olmayan birilerinin de referansları ile yeniden kadrolaşıyor.
Açın gözünüzü...
Millî kimlikler…
Birlikte olma zamanı.
Birlikte lobi, kadro, STK oluşturup hükümete katkı ve fikir sağlama, devletimize sahip çıkma zamanı…
Strateji ve Yönetim Uzmanı
Emekli Yarbay Halil MERT