Bizim Antep’te; zâlim, zorba, ali kıran baş kesen kimselere “şergada” denir. Şergada, bir yiğidin yumruğunu yiyinceye kadar mahallede zayıflara kan kusturur. Bir yiğit çıkıp ağzını burnunu kırınca, yere yatırıp diz çöktürünce köpek gibi süklüm püklüm olur, kuyruğunu kıstırır bir daha ortalıkta gözükmez.
Şu anda ortada dünya tarihinde bir eşi benzeri olmayan bir şergada var. Adına “İsrail” deniliyor. Aslında bu şergada, Hz. Musa Aleyhisselam’ın vefatından sonra dünyanın başına bela olmuş. Tefsirlere göre 35 bin peygamberi öldürmüş. Dünyadaki bütün savaşlarda, ihtilâllerde onun parmağı var. Buna şeytanın en büyük yardakçısı da denilebilir. Cehenneme gidilecek bütün yolları bu şergada göstermekte. Dünyada eşi benzeri olmayan zulümleri bu şergada sergilemekte. Şımardıkça şımardı. Zira şimdilik haddini bildirecek bir yiğit çıkmıyor. Gazze’de yaptıkları gözler önünde. Bütün dünya seyrediyor. Bu şergadanın yaptıklarını seyreden; BM, NATO, AB ve benzeri kuruluşlar tarihin çöplüğüne gitti.
13 Aralık 2024 tarihli Millî Gazete’de vardı. Gazze’de şehit sayısı 44 bin 835’e yükselmiş. Suriye’de 480 saldırı gerçekleşmiş. Dedik ya, ağzının üstüne yumruğu indirecek yiğit yok, Suriye’nin can damarlarını koparıyor. Tapu dairelerini, devletin en stratejik yerlerini, havalimanlarını, deniz kuvvetlerini, silah depolarını, devlete ait ne varsa hepsini yok etmek üzere saldırıyor. Golan Tepeleri’nden aşağı inmeye başladı. Şam’a 25 kilometre kalıncaya kadar ilerledi.
Bu şergada ülkenin başı, gercik gercik konuşuyor. Ağzı kulaklarında. İki bin yıllık çalışmalarının sonuna geldiklerini düşünüyorlar. Önlerine çıkacak bir kuvvet olmadığını zannediyorlar. Ancak yanılıyorlar. Bütün bunlar bir imtihan. Kur’an-ı Azimüşşan’a baktığımızda, tarihteki bütün zâlimler, tam da zulümlerinin zirvesindeyken belalarını buldular. Şimdi de bu şergada zulmünün zirvesine ulaştı. Bu zâlim de, bu zâlime destek verenler de belâsnı bulacak. Peygamber Efendimiz’in (asm) verdiği haber tahakkuk edecek. Buyurun bu hadis-i şerifi bir kere daha ve altını çizerek okuyalım:
“Müslümanlar, Yahudilerle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu savaşta Müslümanlar Yahudileri öldürürler. Hatta bir Yahudi; taşın, ağacın arkasına gizlenir. Bunun üzerine o taş, o ağaç, ‘Ey Müslüman, ey Allah’ın kulu! İşte arkamda bir Yahudi! Gel onu öldür! Der. Yalnızca garkad bir şey söylemez. Zira o, Yahudilerin ağaçlarındandır.”
Bu hadis-i şerif, hem Buhari, hem Müslim’de yer alan “müttefekun aleyh” bir hadistir. Ayrıca Ahmed b. Hanbel, İbn Mâce ve Beyhakî gibi muhaddisler de rivayet etmiştir. Müslim’in şârihlerinden olan İmam Nevevî, garkad ağacının Beytülmakdis bölgesinde bilinen bir ağaç olduğunu, Deccal ve Yahudilerin öldürülmesinin bu bölgede olacağını ifade etmiştir. Buharî şârihlerinden olan İbn Hacer el-Askalanî ise bu hadisin açıklamasında ağacın ve taşın konuşmasının iki ihtimal taşıdığını, yani, hakiki mânâ veya mecaz olabileceğini ifade etmektedir. Fakat ona göre daha isabetli olan gerçek mânâdır ve saklanmak Yahudilere fayda vermeyecektir.
İşin doğrusu şu: Şu anda bu zâlime haddini bildirecek bir İslâm devleti yok. Ancak şu var: Müslümanlardan, İslâmî vasıfları kaybolmamış bütün yiğitler yumruğunu sıkmış diş biliyor. Dünyada insanî değerleri yok olmamış ne kadar insan varsa, bu zâlime diş biliyor. Her hâdisenin bir vakt-i merhunu [belli edilen, muayyen bir zaman] var. Allah’ın izniyle, o devlet ortaya çıkacak, bütün yiğitler o devletin sancağı altında toplanacak, işte o zaman bu şergada ve bütün zâlimler yaptıklarının karşılığını görecek.
Yahu, ağaç, taş sevincinden oynar mı? İnanın çifte telli oynayacaklar. Yiğitlerin bu zalimlere attığı her Osmanlı tokadında, “Vur yiğidim! Ellerin dert görmesin!” diyecekler. Bütün ehl-i vicdan, zâlimlere atılan şamarlar karşısında bayram edecek.
İnanın çok zaman kalmadı. Göreceksiniz, İsrail diye bir devlet kalmayacak. BOP’ları da, BİP’leri de başlarına çalınacak. Bu zâlimlere destek verenlerin hepsi tarih sahnesinden silinecek. Ebrehe’nin filine benzeyen büyük zâlim de, fitnecibaşı zâlim de, Avrupa’nın bütün zâlimleri de tarumar olacak. Biz çok zulüm gördük. Yüreğimiz dağlandı. Ancak Rabbim ömür verirse, bütün zâlimlerden intikamımızın alındığını da göreceğiz. “Yaşasın zâlimler için cehennem!” Var olsun, bu dünyada zâlimlere haddini bildiren yiğitler! Elleri dert görmesin…