Süresiz Nafaka Yasal Ama Helâl Değildir!
Türkiye, uzun zamandır aile hukukunda çıkmaz bir sokakta. Boşanma davaları yıllarca sürüyor, süresiz nafaka bir ömür boyu devam ediyor, velayet adaleti sağlanamıyor, 6284 sayılı yasa ise kötüye kullanımıyla hem aileyi hem toplumsal dengeyi zedeliyor. Sonuç mu?
Parçalanmış aileler, çocuklardan koparılmış babalar, yıllarca nafaka yükü altında ezilen erkekler ve her iki tarafı da mutsuz eden bir düzen…

Peki çözüm ne?
Bugün cesurca konuşmanın vakti:
Mevcut sistemin ağır aksak ilerleyen hükümlerinin yerine yeni, adil ve dengeli bir hukuk anlayışı gerekiyor. 12-13 Yargı paketinde bu düzenleme derhal yasalaşmalı diye düşünüyorum… uzun süren davalar ilerde tazminat konusu olacaktır.
6284 Sayılı Yasa Ne Yazık ki Amacından Uzaklaştı
Kadını korumak için çıkarılan 6284 sayılı yasa, kötü niyetli kişiler tarafından hızla “silaha” dönüştürülebiliyor.
Delilsiz ifadelerle verilen uzaklaştırma kararları, Baba ile çocuğun arasını açıyor, Huzurlu aileleri bile dağıtıyor, Erkekleri potansiyel suçlu gibi gösteriyor. Bu tablo, şiddeti azaltmadığı gibi, toplumsal gerilimi artırıyor.
Bugün birçok hukukçu ve sosyolog, “6284’ün kötüye kullanımının yeni şiddet türlerini doğurduğunu” açıkça söylüyor.
Gerçek çözüm:
Toplumu bölen değil, birleştiren yeni bir düzenleme. Delilsiz cezalandırmayı değil, adil yargılamayı esas alan bir sistem ve evet; 6284’ün bu haliyle kaldırılması, yerine kapsamlı ve dengeli bir aile koruma yasası çıkarılması.
Bugün bir kişi, bir gün evli kaldığı eşine kırk yıl nafaka ödeyebiliyor. İşsiz de olsa, hasta da olsa, geliri düşse de fark etmiyor. Ödeyemezse tazyik hapsi…
Bu durum adalet değildir. Bu durum aileyi korumaz; aksine toplumsal çatışmayı büyütür. Çözüm ise aslında çok yakın, İslam hukukunda uygulanan nafaka prensibi.
Orada nafaka:
Süreyle sınırlıdır,
Duruma göre değerlendirilir,
İhtiyaçla orantılıdır,
Mağduriyeti değil, geçişi esas alır.
Yani ne kadını mağdur eder ne erkeği ömür boyu borçlandırır.

Türkiye’nin de örnek alması gereken model budur; Adaletli, sınırlı ve makul nafaka sistemi.
Boşanma Davaları Neden Yıllarca Sürsün?
Medenî dünyanın pek çok ülkesinde boşanma süreci çok nettir:
Ya tek celsede biter,
Ya da taraflardan birinin nüfus idaresine verdiği tek bir beyan ile sonuçlanır.
Aileyi en çok yıpratan şey nedir biliyor musunuz? Boşanmanın kendisi değil, boşanma sürecinin çekilmez hâle getirilmesi.
Yıllarca süren davalar:
Kin doğurur,
Ekonomik çöküş yaratır,
Çocukları psikolojik olarak yıpratır,
Tarafları düşmanlaştırır.
Çözüm çok net: Boşanma davaları tek celsede bitmeli veya taraflardan biri nüfus müdürlüğüne verdiği dilekçe ile süreci sonlandırabilmelidir.

Ne kaybedilir?
Hiçbir şey.
Ne kazanılır?
Aile içi çatışmalar azalır, şiddet düşer, toplum nefes alır.
Gerçek Aile Politikası, Adaletle Başlar
Bugün aileyi yıkan şey şiddettir, evet.
Ama şiddetin kök nedenleri, çoğu zaman hukuki ve ekonomik çıkmazlardır:
Bitmeyen davalar,
Süresiz nafaka,
Velayet eşitsizliği,
Tek taraflı koruma kararları,
Erkeklerin sürekli borçlandırılması.
Bu yapıyı düzeltemediğimiz sürece, aileyi korumaktan bahsetmek sadece bir temenniden ibaret kalır.
Adalet Olmadan Huzur Olmaz Bugün, aile yapısını gerçekten korumak istiyorsak,
6284 yeniden düzenlenmeli veya kaldırılıp yerine adil bir yasa konmalı,
Süresiz nafaka tamamen kaldırılmalı,
İslâm hukukundaki makul ve insani nafaka sistemi örnek alınmalı,
Boşanma davaları tek celsede ya da nüfus müdürlüğünde beyan usulüyle bitirilmeli,
Velayette eşitlik sağlanmalı,
Adalet iki taraf için de güven verici hâle gelmeli.
Bunlar gerçekleşirse ne olur?
Aile yapısı sağlamlaşır.
Haksızlıklar azalır.
Toplumsal çatışma düşer.
Şiddet geriler.
Erkek ve kadın, birbirini düşman olarak değil, insan olarak görmeye başlar.
Çünkü unutmayalım ki adaletin olmadığı yerde huzur, huzurun olmadığı yerde aile ayakta kalamaz. Ahlak erozyonuna dur demek için ivedi 12-13 torba yasaya bunlar eklenmeli. Allah’a ısmarladık hoşça kalın.
Aydın Benlİ

