Umudun ve Direnişin Satırları
Yaz, yapabildiğin kadar ılık bir akşamüstü.
Yağan yağmura bıraktıysan gözyaşlarını,
Tahta hanaylı köy evinde bıraktıysan anılarını, hatıralarını...
Yaz, yazabildiğin kadar çayla demlenen umutlarını...
Çal, çalabildiğin kadar kariyer özlemlerini... geleceğini...
Mesleki deneyimlerin damıtılıp,
Hayatın sana sunduğu mucizeleri, hatta sürprizleri...
Öyle bir çark kurulmuş ki, çelikten sağlam;
Mum ipliğine benzercesine,
Yenilir, yutulur, sindirilir midem dercesine...
Prangalar mı vurulmuş doğru söyleyenlerin pençesine?
Haktan korkmak galiba siyaset Müslümanlığında değil,
Salih inananların işi bu...
Boş lakırtıyla durduramazsın bu gidişi.
Heyhat... Ne yana baksam, gördüklerim bana dünyada yeter.
Bütün dünya susturulmuş bir milletin yok oluşunu izler.
1948’lerden beri insan hakları çığırtkanlığı yapan Batı,
Nice gönülleri yıktı, nice insan haklarını yaktı.
Rabbimin adaletinden ümidimi kesmedim.
Bir gün diyecek ki Filistin:
"Bu, bize uzun zamandan beri haktı."
Aynur Bozkurt