YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM
İyisiyle kötüsüyle ama daha çok da felaketlerle yaşadığımız bir yılı daha geride bırakıp 2024
yılına başladık. Yeni yılın hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Her yeni yıl, her yeni ay, her yeni gün
hayat yolculuğumuzda geriye saymadır. Ömrümüzden alır eksiltir ama, teknolojik gelişmelere paralel
olarak fikri ve kültürel yapımızda yeni zenginlikler ve kazanımlar elde etmemizi sağlar. Her geçen
günde tecrübeler kazanıp, birikimler elde etmenin yanında insana; olgunluk, durgunluk, gelişiminde
de ilerlemeler sağlar.
Hz. Mevlana; “Her gün bir yerden göçmek ne iyi, Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan donmadan akmak ne hoş, Dünle beraber gitti, cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım” demiştir.
Toplumsal olarak bazı gündelik basit işlerle uğraşmak, yaşanmış olayların tesirinde kalmak gibi
hastalıklarımız vardır. Başkalarını eleştirmek, kendi işlerimize bakmadan onların yaptıkları işi
beğenmemek, kişiler hakkında dedikodu şeklinde onları yargılamak en kolay yoldur genelde. Falan
şöyle yapmış, şu meslek gurubu işini düzgün yapmıyor çok para alıyor, bu meslek gurubu şöyle
davranıyor vs. Her kişi veya meslek sahibi kendine bakması, kendi işine bakması gerekirken
başkalarına bakmak, onları değerlendirmek kolaycılığına kaçarız çoğunlukla. Aynayı kendine tutmak,
gözünün önüne bakmak deyimleri vardır. Ayna ile bazı konularda fazla barışık değiliz galiba. Aynaları
sadece kılık kıyafetimizin düzeltilmesinde kullanırız ancak, şöyle esaslı bir şekilde kendimizi incelemek
erdemliliğini pek gösteremeyiz.
Genelde bir Ülkenin, özelde kişi veya kurumun gelişmesi ilerlemesi kendi işini en iyi bir
şekilde layıkıyla yapmasıyla mümkündür. Her kurum veya fert kendini değerlendirebilme, empati
yapabilme, mevcut imkan ve şartlarda verimli çalışıp çalışmadığını değerlendirebilmelidir.
Değerlendirme sonucuna göre kendine çeki düzen vererek, mesleğinde veya kurumunda daha iyisini
yapabilmenin gayret ve çabasında olmalıdır. Günlük basit dedikodu, başkalarını eleştirilerle
gönümüzü geçirmemeliyiz. Leyleğin ömrü laklaka ile geçermiş misali bizde başkalarına bakmanın,
başkalarının yaptıkların değerlendirmek yerine kendimize bakıp, ben neyim nasılım değerlendirmesini
yapabilmeliyiz. İyi işlerde ben, olumsuz durumlarda onu şunu bunu suçlayarak suçlu aramamalıyız.
Akşam kafamızı yastığa koyduğumuzda, görevimizi layıkıyla yapıp aldığımızı hak etmenin
huzur ve mutluluğunu yaşayarak, yeni ufuklara yelken açmalıyız. Güzel düşünüp güzel işler hayal
ederek iyi şeyler yapabilmenin gayretini ruhumuzun derinliklerine nakşetmeliyiz. Bedenimizle
beraber ruhumuzu güzel hülyalara endekslemeliyiz.
Uzak Doğulu Şairin; “Küçük kafalar kişileri, Orta kafalar olayları, Büyük kafalar fikirleri konuşur.”
Dediği gibi kendimizi kişiler ve olayların meşgalesiyle uğraştırmadan, fikirsel düşünce ve
uğraşlarla meşgul edip, bedeni ve ruhi performansımızı, ülkemize milletimize kurumumuza yani
bulunduğumuz yerdeki insanımıza en güzel hizmeti nasıl yapabilirimin gayretinde harcamalıyız.
Cevdet ARSLAN