YOLUNUZ CESARET OLSUN KI YOLCULUĞUNUZ AYDINLIK OLSUN
Dünyamızda dertler, hüzünler ve mutluluklar insanların hayatını olumlu veya olumsuz etkileyebiliyor. Hatta bazen insanların psikolojisini bozup, insanları uzun bir süre depresyona sokabiliyor. Bu durum her insanın başına geliyor ve gelecekte çünkü her şey zıttıyla yaşar bu gezegende. İşte böyle olduğunu bilmek gerekiyor, öğrenince ve bilince insan, bu tarz olayların sadece kendi başına gelmediğini iyice anlıyor.
Kötü veya çetin olaylar karşısında sakin kalmak muhakkak zordur ama en azından ayaklarının üzerinde durup, yıkılmadım imajını vermek gerekiyor çünkü insan önce kendine yaslanmayı bilmeli ve en zor durumlarda bile engelleri aşabileceğine inanmalı. İnanmalı ki başarıları her zaman devam etsin. Evet vazgeçebilirsiniz veya kaçabilirsiniz sorumluluklardan, arkanızı dönüp gidebilir ve hiçbir şey olmamış gibi davranabilirsiniz, bu sizin hür iradenizdir lakin olaylara yüzünüzü döndüğünüzde veya yolunuzu değiştirdiğinizde olaylardan kurtulamazsınız. Tabii ki hiçbirimiz süperman değiliz ve her zorluğa göğüs geremeyiz ama kaçarak da bir yere varamayız, nihayetinde insan evladı bir şeyleri başardığında güçlenir, kalben, ruhen ve beyin olarak kendini iyi hisseder. İşte biz de kendimize bir şeyleri yapabileğimize ikna edeceğiz, kendimize güvenerek ve inanarak zorlukların üstesinden gelmeliyiz.
Sürekli negatif düşünen ve her daim olumsuz fikirlere sahip insanları pek dinlemeyeceğiz çünkü başarma hevesimizi yok ederler, inancımızı köreltirler ve bize aşabileceğimiz engelleri bile dağ gibi gösterirler, böyle olunca da insanın yapma hevesi kırılır ve yapacağı varsa bile yapmaktan korkar. Muhakkak sizin de çevrenizde böyle insanlar vardır, kendinize inancınızı mahvederler ve haliyle böyle insanların söylediklerini dinlemeli ama kendimize göre hareket etmeliyiz. Başarının sırrı nedir diye sorarsanız, öncelikle kendimize güvenmek ve sonra da emek vermek diye yanıtlarım.
Bir insanı güçlü kılan en büyük özellik, yine insanın kendisidir çünkü insanı en iyi anlayan yine kendisidir. Tabii ki boş hayallere kapılmamak, çıkılmaz sokaklara girmemek lazım ve bu durumlar olmayacak işlerdir, boşa çabalar ise ancak bireyi yorar ve yapacağı başka işlerini de engeller. Eğer harekete geçeceksek şunu düşünmeliyiz, hayali işler yerine, doğru hedefleri seçip ona göre plan yapmalıyız. Herkes bir ülkenin başbakanı olamaz nihayetinde, sadece çabalayan ve şansı yaver giden biri olur ve bu tamamı ile şansın da yardımıyla olur ama normal bireyler ise mesela bir meslek, huzurlu bir aile için güvenli bir yuva için kendini pekala şartlandırabilir çünkü milyarlarca insan bu yoldan geçmiş, kendine güvenmiş ve inandığı için hayatı düzene girmiştir. İşte en önemli konu, kendimize yapılabilecek hedefler bulmalıyız, medyanın, dizilerin ve masalların hayali karakterlerinden uzaklaşmalıyız çünkü olmayacak şeyler için çaba göstermek yorar insanı.
Bizim başımıza gelen olaylar, iyilikler ve kötülükler çoğu insanın başına gelmiştir, bazıları bu durumdan ders çıkarıp tecrübe kazanmış ve sonraki olaylara karşı hazırlığını yapmıştır ve doğru olanı budur, bazıları da ilk engelde takıldığı için mutsuzluk hormonunu kendine aşılar ve bir daha hayatla barışmak istemez çünkü kendine güveni kırılmıştır ve bu çok yanlıştır, ampülü Humphry Davy icat etmiş ama gelişimini yapan ise herkesin bildiği Edison'dur ve bu gelişim için yıllarca uğraşmıştır, eğer ilk denemesinde başarısız olup vazgeçseydi ne olurdu peki? Belki yüz yıl sonra veya daha fazla süre içinde bulunmuş olur ve insan medeniyeti bu güzel icattan mahrum kalacaktı. Bunun içindir ki kendimize güvenmek, inanmak ve her zaman kendimizi motive etmek gerekiyor. Sakın ben yapamam, başaramam demeyin, öyle zenginler ve öyle yöneticiler gördüm ki iki kelimeyi bir araya getiremiyor.
Sakın üzülme ve yılma, bir adım daha at en azından sonradan o adımı keşke atsaydım diye üzülmezsiniz.