YUNUS EMRE İLE HAKKI SÖYLEDİM.
Yazmaya meyilli bu ellerim.
Sevmeye yelteniyor kalbim.
Anca bir kalbi veya bir gülüşü sevebilirim.
İlim bulmak isterim, o kalpte.
Kendime de rastlamak herhalde.
Sessizce kayboluyordum yüreğimde.
“ Sevgi” denen meşhur o kelime.
Bedenime değer de
Hücrelerim şaşırır.
Bu bağ ile bağlantısını bulur.
Kendisini hatırlar olur.
Bencil ruhların elinde boğulur.
Kendini bir sevginin kıblesinde;
Huşu içinde bulur.
Fakat o kapı kapanır.
İlimde kapanan kapıların arkasında
Nereye saklanılır.
Saklanmaktan kasıt,
Bulunma arzusu mudur?
Ne diyordu Yunus Emre!
“İlim, ilim bilmektir.
İlim, kendini bilmektir.
Sen, kendin bilmezsin.
Ya nice okumaktır.
Okumaktan murat ne
Kişi Hak’ kı bilmektir.”
….
İlmine talibim Ya Rab!
Gönlüm harap.
Yine de ediyorum tavaf.
Senden diliyorum af.
Dünya’ ya meyledip
Secdeni terkettim.
Fakat sen, bana kalemim ile
Kelam lütfettin.
Benim kırık gönlüme,
Sen, yalnızca sen hatmettin.
Bana, benden daha yakınsın.
Ve devamında ne diyordu Yunus Emre;
“ Okudum, bildim deme
Çok taat kıldım deme
Eğer Hak bilmez isen
Abes yere gelmektir”
…
İlmin meyvesi tatlıdır.
Şerbeti nasiptir.
Talibim vasfına
Ve son kıtasında
Yunus Emre der ki;
“Gerekse bin var hacca
Hepsinden iyice
Bir gönle girmektir.”
…
Gireceğim o gönül,
Aşkına ve ilmine münhasır
Hal, hali söyleye.
Kalbim murat eyleye.
Sadece onun kalbine söyleye.
Sevdam, sevdanın sırrına ere.
Yutkundum, bu gece.
Meğer kelimelerim şaha kalkacakmış.
Dökülecek sözler varmış.
Yazdın, yazdın da ne yazdın?
Öteler de sormaz mı Hak sahibi?
Vallahi kalemimi üfleyen sözcükleri
Alemlerin Rabbi!
Selam olsun, en güzel sıfatlarına …
Neşreyleye…
Eylül SEYHAN

