ALİM VE CAHİL
Bismillahirrahmânirrahîm.
Öncelikle ilim sahiplerinden bahsedelim.
İlim sahibi ikiye ayrılır:
1. İlmi ile âmil olan,
2. İlmi ile câhil olan.
İlim insana edep, ahlâk, sevgi ve saygı öğretir.
Ama ilim ona kibir ve enaniyet veriyorsa faydalı bir ilim olmamıştır.
İlmiyle câhil olmuştur; tövbe etmezse İblis gibi huzur-u ilâhîden kovulabilir.

İblis ilim sahibi değil miydi?
Mutlak ilmi ile yüksek mertebelere çıktı.
Ta ki Âdem Aleyhisselâm yaratılana kadar…
Âdem Aleyhisselâm yaratılınca kibir ve enaniyet onun sonu oldu.
İlim sahibi vakar ve halim olmalıdır.
İlim sahibi her konuyu bilmez; öğrenir.
İlim sahibi her konuda muhalefet etmez; ilmi, karşı taraftaki kişinin yapısı ve potansiyeline göre davranır.
Kibir ve enaniyet yapmaz.
İlim insana ahlâk getirir; câhille tartışmaya götürmez.
Toplumun ıslahında faydalı olur.
Âlimler, peygamberlerin vârisleridir.
Kibirli ve enaniyetli olanlar ise kitap yüklü merkepler gibidir.

Gelelim câhile…
Cahil de ikiye ayrılır:
Her şeyi biliyorum diyen, kendini herkesten üstün gören, kalıplaşmış bir beyinle hareket eden kişiye câhil denir; Ebu Cehil gibilerine…
Diğer "cahil" diye tabir edilenler ise bilmeyen fakat bilmediklerini ehlinden öğrenmek isteyenlerdir.
Kibir yapmazlar, enaniyete düşmezler; bilmezler ama öğrenmek için ellerinden gelen gayreti gösterirler.
Günümüzde kim câhil, kim âmil belli değil.
Câhiller her konuyu biliyor, âmiller ise susuyorlar.
İnsanlar sosyal medyada, yazılı basında her yerdeler ve her şeyi biliyorlar(!).
Bakıyoruz, en çok da herkes İslâm üzerinden fikir ve hüküm yürütüyor.
Bizlerin düsturu Kur’ân, Sünnet, icmâ ve kıyas olmalı.
Ama Kur’ân-ı Kerîm’i meâlen okur, kafamıza göre yorum yaparız.
Hadisleri nefsimize göre alır, işimize gelmeyenleri inkâr ederiz.
İşte bu da cehaletin başka bir yönüdür.
İslâm her türlü cehaleti ortadan kaldırmıştır.
İlmi ile cahil olmayı,
kibri ile âmil olmayı…
Her ikisi de insanı helâke götürür.
Bizlere gereken; ilmi Allah için öğrenip O’nun için yaymaktır.
Sadece “ilim sahibi desinler” diye değildir.
Makam ve mevki için değildir.
Daha cehalet ile birçok konu ele alınabilir.
Âlim ile birçok konu değerlendirilebilir.
Son olarak şunları anlatabiliriz:
Cahilin susup öğrenmesi,
âlimin ise ilmi hakkıyla haykırabilmesi gerekir.
İlim ne şahsa ne de makama göre değişir.
İlim değişmez; değişen insanın kendisidir.
Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular:
“İlmin azalması ve cehaletin ortaya çıkması kıyametin alâmetlerindendir.” (Buhârî)
Abdullah bin Amr (Radıyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Şüphesiz Allah ilmi, insanlardan söküp almaz; fakat âlimlerin ruhunu kabzederek ilmi kaldırır. Nihayet hiçbir âlim kalmayınca halk, cahil insanları reis edinir. Onlara sorular sorulur; onlar da bilgisizce cevap vererek hem kendilerini sapıklığa düşürürler hem de insanları düşürürler.’ buyurdu.”
(Buhârî 256)
Şakîk (Rahmetullahi Aleyh) şöyle anlatıyor:
“Abdullah İbn Mesud ve Ebû Musa (Radıyallahu Anhum) ile beraberdim. O ikisi şöyle naklettiler:
Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Kıyametten hemen önce cehalet indirilir ve ilim kaldırılır.’ buyurdu.”
(Buhârî 6931, Müslim 2672)
Ahmet Sağlam